TRT'nin ilk konuğu Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce oldu.

WhatsApp Image 2023-05-07 at 21.28.38

1 yıldır iktidarda bulunanlar Türkiye'nin hiçbir temel sorununu çözemedi, hala içi boş vaatlerle bir seçim daha kazanma peşinde.

Milletin devlet kurumlarına inancı kalmadı. Merkez Bankası, TRT, TÜİK, Kızılay gibi kurumlara güven tarihin en düşük seviyelerinde. Bağımsız ve tarafsız yayın yapması gereken TRT iktidarın yayın organı haline geldi. Devletin kurum ve kuralları tarumar edilmiş, devlet iş yapamaz hale getirilmiştir. Ekonomi yönetilemez hale gelmiş, işsizlik ve yoksulluk artmış, ülke ve insanlar borç batağına batmış durumdadır. Yürütülen yanlış tarım ve hayvancılık politikaları sonucunda Türkiye kendini besleyemez duruma düşürülmüştür.

 Liyakat ve ehliyetle makam ve görevler arasındaki bağ koparıldı. Partili olmak ve kayıtsız olarak biat etmek her görev için şart haline getirildi. Liyakat bir kenara atıldı. Ortak akılla, bilimle ve tarih bilinciyle yönetilmesi gereken devlet ayaküstü kararlarla ve günübirlik politikalarla idare edilir hale geldi. Türkiye'nin hiçbir sorununa çare olamayan bu iktidarın gitmesi şarttır. Ancak 'Bu gitsin de yerine ne gelirse gelsin' mantığı doğru bir mantık değildir. Değerli vatandaşlarım, memleketimizin içinde bulunduğu bu karanlık tabloyu dağıtmak ve umudu yeniden yeşertmek üzere ülkemizin bu iktidardan da bu muhalefetten de kurtulması gerektiği inancıyla, üçüncü bir yol olarak her türlü zorluğu, meşakkati ve saldırıyı göze alarak karşınızdayız. Biz ne iktidara karşı olduğumuz için teröristiz ne de bu muhalefeti eleştirdiğimiz için bölücüyüz.

 İktidardakilerin 21 yıldır iktidarda değillermiş veya daha önceki vaatleri yerine getirmişler gibi yeni vaatlerde bulunmaları, muhalefettekilerin de daha önce defalarca seçim kaybetmelerine rağmen aynı yöntemlerle iktidarı devredecekmiş gibi ortaya çıkmaları milletin aklıyla alay etmek.

O nedenle ne Cumhur ne Millet, tek yol 'Memleket' diyoruz. Memleketin yararlarını sarmak ve milletimizin dertlerine derman olmak hedefiyle ne sağdan ne soldan, Atatürk'ün yolundan diyoruz. 

WhatsApp Image 2023-05-07 at 21.40.27

Cumhur İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "14 Mayıs'ta tercihinizi Türkiye Yüzyılı'ndan yana yapın. Tercihinizi güven ve istikrarın devamından yana yapın. Tercihinizi evlatlarınızın geleceğinden yana yapın. Ve 14 Mayıs'ta öyle bir kazanacağız ki, bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek." dedi.

Cumhurbaşkanı adaylarının propaganda konuşmaları TRT'de yayımlandı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmaya tüm vatandaşları selamlayarak başladı.

İlk gençlik yıllarından beri siyasetin farklı kademelerinde hep vatandaşların huzurunda olduğunu belirten Erdoğan, üstlendiği her görevde, yaptıkları her işte vatandaşların murakabesi altında bir hayat sürdüğünü söyledi.

Bugüne kadar girdikleri 15 seçimin tamamında, vatandaşların sandıkta verdiği onayla Türkiye'nin yönetim sorumluluğunu yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, "Bu zorlu süreçte karşılaştığımız her sıkıntının üstesinden sizlerin desteği ve duasıyla geldik. Elbette eksiklerimiz, hatalarımız olmuştur. Ama samimiyetle ve tüm gücümüzle eser üretmek, hizmet vermek için çalıştığımızı kimse inkar edemez. Sizlerden aldığımız destekle ülkemize, Cumhuriyet tarihinin tamamını katlayan eserler kazandırdık." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 21 yılında hayata geçirdikleri reformlarla, sadece ülkenin demokrasi ve kalkınma altyapısının eksiklerini tamamlamakla kalmadıklarını, asıl başarılarının, tarihi bir zihniyet devrimini gerçekleştirmek olduğunu dile getirdi.

"Bu öyle bir devrim ki kökeninden, inancından, mezhebinden, meşrebinden dolayı kendini ülkesinden ve devletinden dışlanmış hisseden her ferdi kucakladı. Her bir insanımızı, tüm farklılıklarının ötesinde, Türkiye ortak paydasının ayrılmaz bir parçası haline getirdi." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mardinli Aziz Sancar Hoca'mız Nobel ödülünü kazandığında, kimse ona kökenini, şehrini, anasının, babasının mesleğini, kıyafetini sormadı. Hataylı Uğur Şahin küresel salgına karşı en etkili aşıyı geliştirdiğinde, kimse onun nereden geldiğine, nerede yaşadığına bakmadı. Yozgatlı Rıza Kayaalp güreşte üst üste şampiyonluklar kazandığında, kimse ona nereli olduğunu, kimlerden olduğunu, nerede büyüdüğünü sormadı. Trabzonlu Selçuk Bayraktar dünya savunma sektöründe çığır açan işlere imza attığında, kimse onun dedelerinin peşine düşmedi. Milletçe, bu değerlerimizin hepsinin farklı alanlardaki başarılarıyla gurur duyduk, hepsini sahiplendik. Gerek şehirlerimizde, gerek TEKNOFEST gibi etkinliklerde gençlerimizin azimlerini, gayretlerini, çabalarını gördükçe yüreğimizi sevinç kaplıyor.

Küresel başarılarıyla takdir kazanan insanlarımızla ne kadar gurur duyuyorsak, fabrikada alın teriyle üretim yapan, ofiste masasının başında dosyasını tanzim eden, dükkanında, atölyesinde tezgahının başında ekmeğini kazanan, tarlasında toprağını eken, ahırında hayvanını besleyen, okulunun sırasında kafasını kitabına gömen, evinde ailesi ve çocukları için çalışıp didinen, emekliliğinde ikinci baharını yaşayan, velhasıl her nerede olursa olsun bu ülkenin bir bireyi, bu milletin bir ferdi olarak Türkiye'ye değer katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz."

"Artık, hayali gerçekleştirmenin eşiğindeyiz"

Erdoğan, şimdi de aynı anlayışla, Türkiye Yüzyılı'nı milletin ortak hayali olarak inşa etmeye hazırlandıklarını belirterek, "Ülkemizin bugün geldiği seviyede emeği, alın teri, zihin çabası, katkısı olan herkesi, hiçbir ayrım yapmadan, bu hayalin etrafında kenetlenmeye davet ediyoruz. 14 Mayıs seçimlerini, işte bu kenetlenmenin yeni bir tezahürü haline dönüştürmek istiyoruz." dedi.

Dünyanın yaşadığı siyasi ve ekonomik dönüşümün Türkiye'nin önüne açtığı fırsatları, ancak bu şekilde kazanca çevrilebileceğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken, hep bu günlerin özlemiyle yaşadık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaşımda, enerjide, sanayide, tarımda, ticarette ülkemize kazandırdığımız altyapıyı hep bu günler için kurduk. Demokraside, hak ve özgürlüklerde ülkemizin standartlarını hep bu günler için yükselttik. Artık, bu hayali gerçekleştirmenin eşiğindeyiz. Milletimiz buna layıktır. Milletimiz, kendilerini gelişmiş olarak tarif eden ülkelerde ne varsa, hepsine de daha fazlasıyla sahip olmaya layıktır. Tarihimizdeki o şanlı günleri kitaplarda iç geçirerek okumak, dizilerde hayıflanarak seyretmek yerine, daha iyisiyle canlandırabileceğimiz bir yerdeyiz. 14 Mayıs seçimlerini, işte bu kritik dönemecin sembolü yapmak istiyoruz."

"Dünyevi hırsımın olmayacağını takdir edersiniz"

Hep "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" öğüdünün, Yunus'un "Gönüller yapmaya geldik" düsturunun peşinden gittiklerini kaydeden Erdoğan, "Bunun için ne mücadeleler verdiğimizi en iyi sizler biliyorsunuz. Ülkemizi, vesayetin dişlilerinden, terör örgütlerinin kanlı ellerinden, darbecilerin namlularından, ekonomik tetikçilerin tuzaklarından kurtarma mücadelesi verirken, hep milletimizin selametini, ülkemizin huzurunu düşündük." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"14 Mayıs'ta da sadece Türkiye'nin güvenliğinin ve huzurunun devamını, evlatlarımızın geleceğinin aydınlığını, Türkiye Yüzyılı'nın yükselişini hedefliyoruz. Siyasette 40 yılı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde 20 yılı devirmiş bir kardeşiniz olarak, başka herhangi bir dünyevi hırsımın olmayacağını herhalde sizler de takdir edersiniz. İşte bunun için diyorum ki 14 Mayıs'ta tercihinizi Türkiye Yüzyılı'ndan yana yapın. Tercihinizi güven ve istikrarın devamından yana yapın. Tercihinizi evlatlarınızın geleceğinden yana yapın. Ve 14 Mayıs'ta öyle bir kazanacağız ki, bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek."

ata-ittifaki-nin-cumhurbaskani-adayi-sinan-ogan-evvelisi-gun-ciktik-yuzde-16-lardayiz-1137687-5

Ata İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, "Cumhurbaşkanı seçilirsem benim bir numaralı kararnamem Suriyelilerin ve sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi. İki numaralı kararnamem bir Afet Bakanlığının kurulması olacak." dedi.

Cumhurbaşkanı adaylarının propaganda konuşmaları TRT'de yayınlandı.

Sinan Oğan konuşmasında, devletin yayıncılık ve haber sağlamada en önemli kurumu olan TRT'nin adaylara eşit şartlarda yer vermediğini söyledi.

Bütün adaylara eşit şekilde yer verilmesinin anayasal bir zorunluluk olduğunu ifade etmelerine rağmen TRT ekranlarında yeterince yer bulamadıklarını belirten Oğan, şöyle konuştu:

"Bizim tam da aday olma sebeplerimizden birisi budur. Sevgili vatandaşlarım, biz bu ülkede adaleti sağlayacağız, biz bu ülkede haksızlığı ortadan kaldıracağız. Hiç kimse ne cumhurbaşkanı adayı ne herhangi bir vatandaş hakkının yenildiğini düşünmeyecek. Bizim cumhurbaşkanlığımızda ve Ata İttifakı'nın yönetiminde vatandaşlarımızın adalet ihtiyacı olmayacak. Devletin dininin adalet olduğu ilkesi bütün vatandaşlarımızca benimsenecek ve bu devletimiz tarafından da herkese eşit bir şekilde gösterilecektir."

Oğan, demokrasinin herkese lazım olduğunu, demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarıyla işletilmesi gerektiğini kendi yönetimlerinde göstereceklerinin altını çizen Oğan, bugün cumhurbaşkanı adayı ve parlamentoda milletvekilleri adayları olarak eşit şartlarda yarışmadıklarını ifade etti.

"14 Mayıs seçimleri ülkemiz için bir kader seçimidir"

Seçmenlere ,"Sandık başına gittiğinizde bu eşit şartlarda yarışmayan adaylara karşı siz de lütfen tutumunuzu belirtin, gösterin." ifadesini kullanan Oğan, şöyle devam etti:

"14 Mayıs seçimleri ülkemiz için bir kader seçimidir. 14 Mayıs'ta siz neyi oylayacaksınız? 14 Mayıs'ta öncelikle siz 'bu ülkeden 13 milyon sığınmacı gitsin mi yoksa kalsın mı?' onu oynayacaksınız. Sinan Oğan'a ve Ata İttifakı'na oy verirseniz 13 milyon sığınmacı ve göçmen gidecek. Eğer diğerlerine verirseniz bir kısmı ensar, muhacir edebiyatı yapacak size, bir kısmı 'Gönüllü gönderelim' diyecek, ötekiler 'Davetiye çıkaralım' diyecek ama bir tek Ata İttifakı kararlı ve istikrarlı bir şekilde sığınmacıların, kaçakların ülkelerine gönderileceği sözünü size verecek.

Şimdiye kadar 150 milyar dolardan fazla Türk milletinin parasının harcandığı, çok sayıda suça karıştıkları halde hükümet tarafından bunların gösterilmediği, sokaklarda kadınlarımızın rahatsız edildiği, rahatça yürümediği bir sürecin sonunda biz size şunun sözünü veriyoruz ve diyoruz ki sığınmacılar ülkelerine gidecek. Sığınmacılar ülkelerine mutlu ve mesut bir şekilde gidecek. Gerekirse zorla gidecek ancak bu zorluk hukuk içinde olacak. Kaçak olarak giren bir Türk, İngiltere'de yakalandığında bu Türk'ü İngiltere, Almanlar, ABD ne yapıyor? Sınır dışına gönderiyor. Biz de aynısını yapacağız."

"Biz bütün bu ayrıcalıkları kaldıracağız"

Oğan, AK Parti'nin sığınmacılara birçok ayrıcalık tanıdığını, hatta sığınmacıların Türk vatandaşlarının sahip olmadığı ayrıcalıklara sahip olduğunu söyledi.

Türk vatandaşlarının hastaneye gittiğinde, ilaç aldığında para ödediğini ama bunların bir Suriyeli için bedava olduğunu dile getiren Oğan, "Biz bütün bu ayrıcalıkları kaldıracağız. Cumhurbaşkanı seçilirsem benim bir numaralı kararnamem Suriyelilerin ve sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi. İki numaralı kararnamem bir Afet Bakanlığının kurulması olacak." diye konuştu.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Oğan, resmi açıklamalara göre 50 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti.

İlk günden beri bulundukları deprem bölgesinde liyakatsizlik ve beceriksizliğin söz konusu olduğunu aktaran Oğan, şöyle konuştu:

"2012 senesinde Meclis'te daha milletvekiliyken Sinan Oğan'ın verdiği önerge, kanun teklifi kabul edilseydi, Afet Bakanlığı kurulsaydı bu kadar insanımız hayatını kaybetmezdi. O sebeple de iki numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamemiz elbette ki Afet Bakanlığının kurulması olacak. O sebeple de biz bu ülkede artık raydan çıkan sistemi yeniden rayına oturtacağız. Siyasetçilerin bu ülkeyi aşağı çekmesine artık son vereceğiz. Depremdeki liyakatsizliğin bize nelere, kaç cana mal olduğunu ben şahsen yakından biliyorum ve bunların tekrar etmesine müsaade etmeyeceğim. Bizim cumhurbaşkanı olduğumuz bir ülkede Kızılay çadır satamayacak. Bizim cumhurbaşkanı olduğumuz bir ülkede ilk 3 gün depreme müdahale konusunda gecikilmeyecek. Anında herkes kim ne iş yapacağını bilecek. Kimse tek adam rejiminde olduğu gibi en tepeden bir talimat beklemek zorunda kalmayacak."

"Biz Türk milletini Türk hekimlerine emanet edeceğiz"

Oğan, iktidara gelmeleri halinde yönettikleri ülkede liyakat olacağının altını çizdi.

Liyakat olduğunda gençlerin, doktorların yurt dışına gitmeyeceğini belirten Oğan, "Biz doktorlarımızı başımınız üstünde tutacağız. Çünkü o doktorlar gidince yerine Suriyeli, Pakistanlı doktorları getiriyorlar. Ama unutuyorlar ki Mustafa Kemal Atatürk 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' sözünü boşuna söylememişti. Biz Türk milletini Türk hekimlerine emanet edeceğiz. Türk hekimlerinin yurt dışına kaçmasına gerek kalmayacak bizim yönetimimizde." ifadelerini kullandı.

"Sinan Oğan içinizden biridir. Köyde doğmuş, köyde büyümüş, çiftçilik, çobanlık yapmış ve sizin meselelerinizi bilen birisidir." diyen Oğan, yıllardır bugünler için hazırlandıklarını, ülkenin dört bir yanına gidip, insanların sorunlarını öğrendiklerini dile getirdi.

Bu seçimin köhne ile yeni arasında bir seçim olacağını belirten Oğan, Türkiye'nin son 20 yılında Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.

Oğan, "Sinan Oğan ve Ata İttifakı'nın bu ülkeyi yönettiği bir süreçte köhne yönetim anlayışı, köhne siyasetçiler olmayacak. Hiç kimse oturduğu koltukta ölmeyi beklemek zorunda kalmayacak. Siyasette yaşa takılanlar sorununu da biz çözeceğiz." diye konuştu.

730848Image1

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TRT’deki propaganda konuşmasında siyasi değerlendirme yapmaksızın sadece mağdur yurttaşların hikayelerini anlattı. Kılıçdaroğlu, “TRT son 7 yılda beni sadece bir kez davet etti. Ben bu kez bana ayrılan süreyi milletin televizyonunda, sesi kısılan, hikayeleri anlatılmayan milyonları bilin diye, gerçekleri duyun diye kullanmak istedim. Çünkü bu seçim onların seçimi” dedi.

TRT HER GÜN SUÇ İŞLİYOR

“Sevgili halkım, TRT siyasal iktidardan bağımsız kamu yayıncılığı yapmak üzere kurulmuştur. Halk doğru, tarafsız ve gerçek habere ulaşsın diye, halk için var. Ancak bugün TRT iktidar partisinin yayın organı haline geldi. Oysa haber alma özgürlüğü temel haklardandır. Bu hak demokratik toplumlarda toplumun doğru bilgi edinmesini sağlar. TRT her gün kendi ilkelerine ve mevzuatına aykırı yayın politikası ile suç işliyor. Halkın vergileri ile ayakta kalmasına rağmen iktidarın güdümünde, iktidarın propagandasını yapıyor. Atanmışlar, taraflı yayıncılıkla halkın haber almak hakkını ihlal ediyor. TRT gerçekleri halktan gizliyor.

DEVLETİMİZİN TELEVİZYONUNUN SİZDEN GİZLEDİĞİ GERÇEKLERİ ANLATACAĞIM

İsrail ordusu, hastanenin elektrik jeneratörünü bombaladı! İsrail ordusu, hastanenin elektrik jeneratörünü bombaladı!

Peki, TRT sizlerden asıl neyi gizliyor. Bugün, propaganda yapmak için karşınızda değilim. Devletimizin televizyonunun sizden gizlediği gerçekleri anlatacağım. Bana ayrılan zamanı gerçek insanların, gerçek hikayelerini anlatmak için kullanacağım. Bugün onların sesi olacağım. Bugün ben susuyorum, konuşma sırası onlarda. Geçen yıl Ankara'da elektriği kesilen İbrahim'e misafir oldum. İbrahim Bey bana ‘Çocuk Esirgeme Kurumunda büyüdüm, çöp toplayarak geçindim, şimdi simit satıyorum. Elektriğim kesik' dedi. TRT size faturalarını ödeyemedikleri için, karanlığa mahkum edilen milyonlarca vatandaşımızı gösterdi mi? Göstermedi.

MADEN FACİASINA DİKKAT ÇEKTİ

Bartın maden faciasında hayatını kaybeden Rıdvan'ın ailesini ziyaret etmiştim. Oğlu Emrullah'ın keder dolu gözleri bıçak gibi kalbime saplandı. TRT hayatını kaybeden 41 maden işçisinin hikayelerini haber yaptı mı? Yapmadı. Tedbirsizliği, denetimsizliği, hesap verilmeyen aileleri, işçisinin can güvenliğini sağlayamayanları anlattı mı? Anlatmadı.

Şanlıurfa'da iktidar partisi adayının kardeş ve akrabaları tarafından, eşi ve 2 evladı öldürülen, adalet aramak için yılladır nöbet tutan Emine Şenyaşar'a sarıldım. Emine Hanımın bitmeyen gözyaşlarını TRT halkımıza gösterdi mi? Göstermedi.

DEPREMZEDELERİN FERYATLARINI TRT SİZE ANLATTI MI?

8 Şubat'ta Hatay Samandağ'daydım. ‘İçeride annem, abim ve babam var. Ses veriyorlar. Termal kamerada ısı da var. Ama girecek ekipman yok' diye bize feryat eden gencimizi TRT'nin ekranında gördüğünüz mü? Görmediniz. ‘Devlet nerede, AFAD nerede?' diye bağıran vatandaşlarımızın görüntüleri yayınlandı mı? Hayır, yayınlanmadı. Ekmeğini çöpten çıkaran, ekmek teknesi gasp edilen kağıt işçilerinin deposuna gittim. Çaylarını içtim. Baver Bey, uğradığı haksızlığı bana anlattı. Çok üzüldüm. Bana ‘Üstümüz kirli olabilir ama içimiz gül bahçesi' diyen kağıt işçilerinin yaşadıklarını TRT size anlattı mı? Anlatmadı.

KUDDUSİ OKKIR'I HATIRLATTI

Ergenekon kumpası ile canına kastedilen Kuddusi Okkır'ın evine gittim. Beni metanetle karşılayan Sabriye Okkır hanımı gördüğünüz mü ekranlarınızda? Görmediniz. ‘Süt veren ineğimi kestirip, kredi ödüyorum' diyen Meliha Hanımı peki? Onu da görmediniz. TRT halkımıza 73 yaşında Kazdağları'nı savunan Hanife Hanımı, suyunu, toprağını yani yaşamı korumak için can ve başla mücadele eden vatandaşlarımızı gösterdi mi? Göstermedi.

KPSS'de derece yapmasına rağmen atanamayan Salihcan'ın hikayesine yer verdi mi, sözde haberlerinde? Vermedi. Sokakta uyuşturucu torbacıları tarafından Ülkücü hareketin en değerli evlatlarından biri olan ve hunharca katledilen Sinan Ateş'in eşi ve bebeklerini gösterdi mi? Ateş ailesinin hikayesini dinlediniz mi hiç TRT'de? Dinleyemediniz. Gezi Parkı davasında haksız yere hapis yatan şehir plancısı Tayfun Kahraman tutuklandı. Cezaevine girmeden önce kızı Vera'ya son sarılışını gördünüz mü? Görmediniz. Göstermediler.

SON 7 YILDA BİR KEZ DAVET ETTİ

TRT son 7 yılda beni sadece bir kez davet etti. Ben bu kez bana ayrılan süreyi milletin televizyonunda, sesi kısılan, hikayeleri anlatılmayan milyonları bilin diye, gerçekleri duyun diye kullanmak istedim. Çünkü bu seçim onların seçimi. Bu seçimde onlar aday. Ekmeği, suyu, geleceği çalınmış 85 milyon aday. Kaybolan neşesine yeniden kavuşmak isteyen herkes aday. Her birimiz refah, huzur ve adalet hasretiyle, hakça ve insanca yeni bir düzen kurmak için adayız. 14 Mayıs'ta sadece bana oy vermeyeceksiniz, adalet arayan herkese oy vereceksiniz. Bu ülkenin onuru ile çalışan ama geçinemeyen insanlarına oy vereceksiniz. Kendiniz, sevdiklerini ve geleceğimiz için oy vereceksiniz. Bu çürük düzeni sizler değiştireceksiniz. Hak ettiğimiz düzeni hep beraber kuracağız. Unutmayın sevgili halkım birleşe birleşe kazanacağız.”