Türkiye son 20 yılda ulaştırma alanında devrim niteliğinde adımlar attı. Gerek kara, gerekse de hava yolları muazzam geliştirildi. Bu açıdan hükümetin hakkını teslim etmek lazım.
Her alanda olduğu gibi, ulaştırma alanında da yapılan güzellikleri hep alkışladık. Eksiklik ve hataları da yapıcı dozda eleştirdik. Varsa ki, var, eksiklikleri de eleştirmeye devam edeceğiz.
Aylardır hava yollarında rezaletler yaşanıyor. Ve her ne hikmetse ilgili ve yetkili kurumlar, bir türlü görmüyor ve çözüm için adım atılmıyor. Milyonlarca insanı mağdur eden apaçık ortada duran bu rezaleti, defalarca kez gündeme getirmemize rağmen, hala sonuç kocaman bir SIFIR!
Günümüzde maalesef bazı hizmet işletmeleri, kaliteli hizmet sunma ilkelerinden ciddi manada uzaklaşmış bulunmakta. Bunların başında da, THY’nin alt markası AJet geliyor…
Malumunuz; THY markası Anadolu Jet, aylar önce AJet markasına dönüştürüldü. İlk dakikada, ‘Rezalet ve Kriz’ başladı. Ve halen hızla devam ediyor.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından işlemleri onaylanan AJet, 1 Nisan’da uçuşlara başladı. Önce alt yapısı oluşturulmadığı gerekçesiyle, teknik işlemlerde ciddi sıkıntılar oluştu. Ardından rötarlar başladı. Şimdi de uçuş sayılarının daraltılmasıyla milyonlarca vatandaş mağdur oldu.
Böyle bir hizmet anlayışı olmaz. Türkiye’de ulaştırma alanında devrim yapmış bir hükümete, bu hiç yakışmaz. Ulaştırma Bakanlığı 22 yılın en hantal en başarısız dönemini yaşıyor.
AJet milyonlarca insanı mağdur ettiği için, havaalanları her gün isyan ve protesto görüntülerine sahne olurken, bakanlık resmen uyuyor. Yahu tek bir AJet yetkilisi vatandaşı muhatap alıp, bilgi vermiyor. Böyle hizmet anlayışı dünyanın en gelişmemiş ülkesinde bile yok.
Rötarlar ve uçuş sayısı meselesi ile ilgili olarak, Ulaştırma Bakanlığı’nın acilen devreye girmesi gerekiyor. Geçmişte sadece bazı bölgelerde rötarlar gerçekleşiyordu, şimdi bütün il ve bölgelerde yaşanıyor.
Yeni bir marka ile sınırsız ve kaliteli hizmet parolasıyla yola çıkan AJet, resmen çile dolu rezalet hizmet sunarak, insanları canından bezdiriyor. Vatandaşların saatlerce havaalanlarında eziyet çekmesine neden oluyor. Rötarların dışında, bir de uçuş sayıları sınırlı olduğu için, bilet bulmak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
Bu rezaletin ortadan kalkması için, yetkili ve ilgili kurumlar ne zaman hareket geçecek, bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şey, bu tablo Türkiye’ye yakışmıyor.
Şuanda hemen hemen bütün uçuşlarda saatlerce, bazı yerlerde günleri bile bulan rötar yaşanıyor. İnsanlar havaalanında uzun süreler bekletiliyor. Ardından kalkışı planlanan uçakların ertelendiği ifade ediliyor.
Bir kere değil, iki kere değil, beş dakika değil, 10 dakika değil… Saatlerce rötarlar..
Bekleme salonundaki vatandaşlar, muhatap bulamıyor. AJet yetkilileri, vatandaşı muhatap alıp bilgi vermiyor. Düşünebiliyor musunuz, görüşebileceğiniz havaalanlarında tek bir AJet yetkilisi yok. Yer hizmetlerine bakan firmaların çalışanları vatandaşa cevap veriyor.
Onların da vatandaşa verdiği cevap; "Karşı istasyondan uçak geç gelmiş," neymiş "uçak arıza vermiş"
Bu cevaplar ne kadar doğru?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ne iş yapar? Sermaye gücü olmayan, filosunu yenileyemeyen ve THY’nin eski uçaklarıyla hizmet veren firmalara neden bu iş yaptırılır?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı AJet’in tüm uçuşlarını kontrol ettiğinde, hep rötarlı uçtuklarını görecektir. Eğer filosuna yeni uçak alamayacaksa, kendisini düzeltmeyecekse, bu alanda tecrübesi yok ve işi bilmiyorsa, Bakanlık AJet’in lisansını biran önce iptal etmelidir.
Devlet, vatandaşın haklarını korumak ve mağduriyetini önlemekle görevli değil mi? Özel firmaların vatandaşı mağdur etmelerine neden göz yumulur? Anlamak mümkün değil.
Nasıl oluyor da bu kadar sorunlu bir şirkete hala yetki verilebiliyor, anlamak güç.
Lanet olsun böyle hizmet anlayışına..