Mete, Meclis'te yaptığı açıklamada, Muğla'da devlet teşekkülü olarak faaliyete geçen termik santrallerin daha sonra özelleştirildiğini belirtti.
Bu santrallerin işletmesini yapan firmanın, bölgede ihtiyaç duyduğu kadar rezerv alanını talep ettiğini ve buradan kömür çıkardığını anlatan Mete, Akbelen Ormanı'nın da bu alanlar arasında yer aldığını söyledi.
2020 yılında bir çevre derneğinin açtığı davada mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ifade eden Mete, aynı mahkemenin geçen yılın sonunda bu kararı kaldırdığını, daha sonra İzmir İstinaf Mahkemesine taşınan kararın onaylandığını aktardı.
AK Parti'li Mete, bölgedeki havzalardan kömür elde edildikten sonra rehabilitasyon çalışmalarının başladığını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu firma 600 şişe zeytinyağı gönderdi bütün milletvekillerine. Bunlar, rehabilite ettikleri alanlarda diktikleri zeytinlerden elde edilen yağlar. Bugüne kadar 415 bin ağaç dikmişler, Orman Genel Müdürlüğü ile yaptıkları protokol gereği 3 milyon fidan parası ödemişler. Orman Genel Müdürlüğü de bunları dikmiş. Ortada hukuki veya çevresel bir sıkıntı yok. Muhalefetin üretemediği politikalar sebebiyle tek bir şeye ihtiyacı var; içlerindeki kargaşaları, gizli toplantıları, Genel Başkanları hakkında birisinin baş kaldırdığını örtbas etmek amacıyla 'Kuşa bak.' esprisiyle başka bir gündem yaratmak istiyor. 'Bir Gezi olayını tekrar yaratabilir miyiz' diye İzmir Büyükşehir Belediyesi otobüs kaldırarak buraya insan gönderiyor. Bodrum Belediyesi su patlağını tamir edemiyor, trafik sorunuyla başa çıkamıyor ama buradakilere her gün yiyecek gönderiyor. Büyükşehir Belediyesi jeneratör sağlıyor. Buradaki insanları köpürtüyorlar."
Gösterilere katılanların yerel halk olmadığını da belirten Mete, "Bu eylemlere yöreden katılan sadece 4 vatandaşımız var, geri kalan, taşımayla oraya getirilen insanlar. Amaç çok farklı. Gezi olaylarındaki slogana benziyor. 'Söz konusu ağaç değil hala anlamadınız mı?' sözünün aynısını burada da uygulamaya çalışıyorlar." diye konuştu.