İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; İstanbul, İzmir ve Ankara’da CHP'li belediyelerin seçim kampanyası için hazırladıkları billboardları asmadıklarını söyleyerek, "Birileri istiyor ki billboardsız seçim kampanyası yapalım" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Akşener, siyasetteki herkesin kendilerinden rahatsız olduğunu söyleyerek, "Eski HDP’liler, yeni DEM’liler, zaten ezelden beri bizden çok rahatsızdı, onu da biliyorduk. Son dönemdeyse artık açıkça görmeye başladık ki meğer ana muhalefet partisi de bizden çok rahatsızmış. Hal böyleyken ittifak sisteminden beslenen bu kadar çok aktörü aynı anda rahatsız ediyorsak bu ne demektir biliyor musunuz? Milletimiz için çok doğru şeyler yapıyoruz demektir. Bugüne kadar karşımıza nice engeller, iftiralar, yalanlar çıktı. Türlü baskılarla, tehditlerle, linçlerle mücadele ettik. Defalarca durdurulmak, sindirilmek, susturulmak istendik. Hepsini teker teker aştık" diye konuştu.
"Birileri istiyor ki billboardsız seçim kampanyası yapalım"
"Birileri istiyor ki billboardsız seçim kampanyası yapalım. Bu engeli çıkartan iktidar değil, ana muhalefet" diyen Akşener, İstanbul, İzmir ve Ankara’da CHP'li belediyelerin seçim kampanyası için hazırladıkları billboardları asmadıklarını söyledi. Her siyasi parti gibi kendilerinin de seçim kampanyası hazırlıklarını tamamladıktan sonra bir şirketle anlaşarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de billboardlar kiraladıklarını söyleyen Akşener, "Şirketle yaptığımız anlaşmaya göre standart bir uygulamayla belediyelerden onay alındıktan sonra billboardlarımız geçtiğimiz pazar akşamı asılacak, pazartesi sabahı da sokaklarda görünür olacaktı. Ama ne oldu biliyor musunuz? Billboard görsellerimiz baskıya gitti. Ancak ne hikmetse basımı yapılan billboardlarımızın fotoğrafları çekilip birilerine gönderilmiş. Sonra da İstanbul’dan şirkete bir telefon gelmiş. Peki telefonda ne denmiş biliyor musunuz? 'Bunları asmayacaksınız.' Üstelik sadece İstanbul’da değil, Ankara ve İzmir’de de asılmayacakmış. Sonra da eş başkanlık deyince alınıyorlar. Gelen bu telefonun üzerine şirket de haliyle korkmuş, tedirgin olmuş. Bu tip durumlarda prosedür gereği eğer belediye onay vermiyorsa bir ret yazısı kaleme alıp, imzalı ve kaşeli şekilde şirkete, dolayısıyla bize iletmesi gerekir. Ama ne hikmetse lafa gelince kapsayıcılık ve şeffaflık abidesi kesilen bu belediyeden bize gönderilen ne bir ret ne de bir onay yazısı olmadı. Sadece şirket gelen bu telefon sebebiyle billboardlarımızın asılamayacağını söyledi. Çok yakın bir gelecekte bu kepazeliğin ihalesini şirketin üzerine yıkarlarsa hiç şaşırmayacağız. Şirkete telefon açan bu fevkalade cabbar arkadaşları kapalı kapılar ardında aslan kesilip, iş icraata geldiğinde ise meydana çıkmaya cesaret gösterememeleri ile tanıyoruz" dedi.
"Sizden istemedik, size kazandırdık"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Eskişehir’de yaptığı konuşmaya da değinen Akşener, "Bizimle ilgili imanın ötesine geçen, AK Parti’yle tuhaf bazı alışverişlerimizin olabildiğini ima eden bir konuşma yaptı. Buradan Özel’e sesleniyorum. Bunun cevabını vermek zorundasınız. 2017’de biz hayır oyu kullanmak üzere kampanya yaptık. Eski Genel Başkanınız Kılıçdaroğlu’na gidin sorun. Meral Akşener ve arkadaşlarına Cumhuriyet Halk Partisi bir liralık yardım yapmış mı? Biliyorum ki cevabı hayır. Sonra partimiz kuruldu, o dönemde Kılıçdaroğlu partisi ve elinde olan belediyelerle bize bir lira para yardımı yapmış mı? Kılıçdaroğlu buna cevap vermek zorundasınız. Bu işin peşini bırakmayacağım. En fazla aldığımız yardım parası, ödediğimiz belediye salonlarıdır. 2018’de seçimlerde İYİ Parti’ye bir lira, bir kuruş yardım gelmiş midir sorun. Bunun cevabını vereceksiniz. 2019’da seçimler oldu. İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ve Aydın kazanıldı. Sayın İmamoğlu, Mansur Yavaş, Zeydan Karalar ve Muhittin Böcek ben sizi herhangi işle ilgili 'Şu kişiye iş verin, oradan para gelecek' diye aradım mı? Partimize bir liralık katkı istedim mi? Sizden istemedik, size kazandırdık" ifadelerini kullandı.
"Bunlar lafa gelince en büyük Atatürkçü kendileriymiş gibi yaparlar"
Siyaseti teslim almış derin bir hakikat krizinin pençesinde sürüklendiklerini söyleyen Meral Akşener, "Sürekli 'mış gibi' yapanların sahnelediği oyunları izliyoruz. Birbirinden farklı gözüken ama aslında aynı kurtlu elmanın iki yarısı olanların sürekli olarak ürettiği yalanları, dolanları, masalları dinliyoruz. Mesela bunlar lafa gelince en büyük Atatürkçü kendileriymiş gibi yaparlar. Bunlar malum şer odağına şirin gözükmek için ismini bizzat Atatürk’ün verdiği vilayetimizin adını bile söyleyemez. Tunceli’yi söyleyemez. Bunlar lafa gelince Cumhuriyet’imize sahip çıkıyormuş gibi yaparlar. Cumhuriyeti 100 yıllık yıkım ve zulüm olarak gören DEM’li kafaların kuyruğundan ayrılmaz. Demokrasiyi savunuyormuş gibi yaparlar. İşte Türk siyasetinin içerisine düşürüldüğü bu vahim tablodan da anlaşılıyor ki maalesef bugün geldiğimiz noktada sözde düşmanlıklar özde süt kardeşliğine dönüşmüş. Sözde mücadeleler, özde dayanışmaya dönüşmüş. Sözde değişimler de özde izdüşümlere dönüşmüş" şeklinde konuştu.