Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında İyi Parti'deki istifa depremini yazdı. Saymaz, Akşener'in “Hadi göreyim, bizden ayrılanlar AK Parti’ye nasıl gidecek? Almayacaklar. Nisana kadar hiç kimse geçemeyecek”dediğini aktardı.
İsmail Saymaz, yazısında şunları dile getirdi:
Akşener, geçen cuma günü Aksaray’daydı. Aksaray Kapalı Spor Salonu’nda partililerle buluştu. Eleştirilerindeki ağırlık merkezi AK Parti’den CHP’ye kaymıştı. Geçtim, AK Parti’ye muhalefet etmeyi...Artık iktidarla eski ortağı arasında denge bile gözetmiyor, Akşener. Sanki Türkiye’yi CHP yönetiyor. Aksaray’da diyor ki: “Şu anda Türkiye’de bütün düşmanları birleştiren bir kişi duruyor karşınızda, o da benim. Cumhurbaşkanı gibi konuşayım; bu fakir...”
Gerçekten de cumhurbaşkanı gibi konuşuyor! Cumhurbaşkanının bir zamanlar İyi Parti ile HDP’yi bir tutması gibi o da CHP ile DEM Parti’yi yan yana koyuyor. “Selahattin Demirtaş’a selam gönderenler” diyerek, CHP lideri Özgür Özel’i eleştiriyor. Bir zamanlar Demirtaş’a kahvaltı sözü verdiğini unutmuş görünüyor.
Gazeteci Can Ataklı’yı CHP’liden saydığı için bir sille de ona vuruyor. Ataklı’nın patavatsızlığını CHP’ye mal ederek, “Öcalan’a özgürlük istenmesini mübah kabul eden bir dille konuşursanız millet size öyle bir tokat atar ki” deyip ana muhalefeti suçluyor.
Yanlış hatırlamıyorsam...Öcalan’a ev hapsini öneren Salim Ensarioğlu, geçen aya kadar İyi Parti’den İstanbul Milletvekiliydi. Ensarioğlu’nun oğlu Diyarbakır Milletvekili adayı ve il başkanıydı.
Akşener, CHP’nin 12 şehitle ilgili bildiriye imza atmamasını, “Ee DEM milleti korkutmuş” diye yorumluyor. CHP’yi DEM sopasıyla dövmekle kalmıyor. Cumhur İttifakı’nın safına geçip CHP ile ilgili linç yangınını körüklüyor.
Bildiriyi Cumhur İttifakı’na “Ben de aslında sizler gibi yerli ve milliyim” diye seslenmek için fırsat olarak görüyor.
Akşener, İmamoğlu’nu kastederek partisine uzanan ellerden...O elleri kırmaktan söz ediyor.
BİR ÖZÜR DİLEMEDİĞİ KALDI
Acaba AK Parti için neler anlatıyor? Kendisini tutuklatmakla tehdit etmiş, linç edildiğinde “Bunlar daha iyi günlerin” demiş, yedi yıl boyunca FETÖ soruşturmasını boynunda paslı bir bıçak gibi tutmuş Erdoğan’dan, hükümetine muhalefet ettiği için neredeyse özür diliyor.
14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kalkması için mücadele ettiklerini hatırlatırken “Kusurumuzu bağışlayın” demediği kalıyor.
Bakın, neler söylüyor: “Buradaki amacımız da 2023 seçimlerinde bu ucube sistemden kurtulmaktı. Sayın Erdoğan’ın şahsi bir meselesi değildir benim gözümde bu. Sayın Erdoğan’a duyduğumuz şahsi bir nefret, kızgınlık da değildir. O sandalyeye kimi oturtursak oturtalım; 1 yıl sonra o sandalye o insanın her türlü alışkanlığını, her türlü huyunu, her türlü inancını değiştirir. Çünkü bir öğretmenin atanması için bile Sayın Erdoğan’a danışmak mecburiyeti, sormak, onay almak mecburiyeti olan bir sistem bu. Buradaki özne Sayın Tayyip Erdoğan değil, özne bu sistem.”
Ah, ne kadar hazin...Erdoğan, nasıl çaresiz, görüyorsunuz değil mi? Sayın Akşener, bu sistem Erdoğan’dan önce mi yürürlüğe girdi? Erdoğan’a rağmen mi uygulanıyor? Erdoğan, 2017’de “Hayır” oyu verdiğiniz referandumu geçirebilmek için sizi ve yol arkadaşlarınızı PKK’lı ilan etmedi mi? AK Partililer “Hayır” toplantılarınızı basmadı mı? MHP’liler evinizin kapısına dayanmadı mı? Ne çabuk unuttunuz, sayın Akşener? Niçin size partilerini, belediyelerini, evlerini ve kalplerini açan CHP’lilere karşı bu kadar merhametsiz, bir pragrafta dört kez “Sayın Erdoğan” diyecek kadar cumhurbaşkanına hürmetkarsınız? Yoksa...
KAPALI TOPLANTIDAKİ SÖZLER
Duyduğum kadarıyla o gün Akşener, İç Anadolu’daki yedi il başkanı ve ilçe başkanlarıyla toplandı.
İddiaya göre kapalı toplantıda partililere şunları söyledi: “Hadi göreyim, bizden ayrılanlar AK Parti’ye nasıl gidecekler? Ne milletvekili ne bir üye gidebilir. Gitse de almayacaklar. Nisan ayına kadar kimse AK Parti’ye geçemeyecek.”
Akşener’in İyi Parti’den istifa eden Ankara Milletvekili Adnan Beker’i ima ettiği öne sürülüyor. Hatta Akşener’in AK Parti’den “Beker’i almayın” ricasında bulunduğu savunuluyor. Beker, “Bu söylenti üç ay önce kulağıma geldi” diyor.
‘BİZİM TARLANIN MAHSÜLÜNÜ...’
Toplantıya katılanların doğruladığı bu sözler CHP’yle işbirliğine karşı olan İyi Parti yöneticilerinde “Ne oluyor?” endişesi yaratmış.
“AK Parti neden almayacak? Ne konuşuldu? Bir anlaşma mı yapıldı?” sorularını yöneltiyorlar.
‘Üçüncü Yol’ görüşünü savunan İyi partili üst düzey bir yetkili şöyle konuşuyor:
“Bugün duruşumuzu koruyabilirsek AK Parti ve MHP’den oy almaya başlayacağız. O mahallenin oyunu almaya yaklaşmışken, Akşener neden CHP’ye çakıyor? Anlayamıyoruz. Stratejik manevraysa birşey demeyiz. Ancak İyi Parti’yi Cumhur’a bağlamak hiç olmayacak bir iş. CHP’ye yüzde 60 itiraz ettiysek buna yüzde 100 itiraz ederiz.”
İyi Partili yetkili “Bizim ektiğimiz tarladaki mahsulü başkaları mı kaldıracak, bakacağız” diyor.''