DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Yeni bir anayasanın olağan dönemlerde, katılımcı ve müzakereci bir yöntemle, geniş bir mutabakatla olması gerektiğine inanıyoruz." dedi.

Babacan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, yeni anayasa tartışmalarına değinerek, bu tartışmanın yıllardır devam ettiğini anımsattı.

DEVA Partisi olarak durdukları yerin çok açık olduğunu dile getiren Babacan, "Biz vesayetin tam karşısında, demokrasinin, hukukun, adaletin yanındayız. Anayasayı, milletimizin bir arada yaşama ilkeleri olarak görüyoruz. Toplumsal talepleri merkeze alan, tüm farklılıkları değerli gören, toplumsal sözleşme niteliğindeki bir anayasayı hayata geçirmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yeni bir anayasanın olağan dönemlerde, katılımcı ve müzakereci bir yöntemle, geniş bir mutabakatla olması gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.

Ali Babacan, daha önce altılı masayla birlikte yaptıkları çalışmayı kamuoyuyla paylaştıklarını ve attıkları imzanın arkasında durduklarını belirtti.

Otobanda 150 kilometre hızla tersten sürdü! Otobanda 150 kilometre hızla tersten sürdü!

"Ankara'nın orta yerinde işlenen bir cinayet, açıkça karartılmaya çalışılıyor"

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetine değinen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir zamanlar ülkeyi 1990'ların karanlığından, faili meçhullerinden kurtaracağına inandığımız, benim de kurucusu olduğum siyasi hareketin 22 yıllık iktidar sürecinden sonra geldiği yer ortada. Karanlık aynı, değişen tek şey arabalar, araç plakaları. Susurluk'taki siyah Mercedes'i hatırlayın. O gitti, yerine iddianamelerden bilhassa uzak tutulmaya çalışılan çakarlı araçlar geldi. Ankara'nın orta yerinde bir insan, bir baba, bir evlat, bir eş, Sinan Ateş öldürüldü. Gönderilen mesajlar, plakalar ortada, ısrarla korunmaya çalışılanlar ortada. Olan biteni herkes görüyor, herkes duyuyor. Ama iktidardan ses yok. Ankara'nın orta yerinde işlenen bir cinayet açıkça karartılmaya çalışılıyor."

"Falanca partinin hakimi, filanca partinin savcısı olmaz"

"Yargıdaki, kolluktaki klikleşmenin ülkeyi getirdiği yeri görmüyor musunuz?" sorusunu soran Babacan, "Falanca partinin hakimi, filanca partinin savcısı olmaz. Milletin, savcısı hakimi olur, milletin savcısı olur. Yargı anayasaya, yasalara ve vicdanına bakar öyle karar verir. Yargı karar verirken siyasi partilerin genel merkezlerine veya Beştepe'ye bakmaz, bakamaz. Siyasileşmiş, klikleşmiş bir yargı adalet dağıtamaz. Her gelen iktidar kendi kolluğunu, kendi yargısını oluşturmanın derdine düşüyor." ifadesini kullandı.

Açıklanan tasarruf paketine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Babacan, atılan adımı değerli ancak yetersiz bulduklarını vurguladı.

Topyekun bir tasarruf seferberliği ilan edilmesini isteyen Babacan, şunları kaydetti: "Sayıştay denetiminden kaçınma, ihale yasasından muafiyet gibi eski usul alışkanlıklara derhal ve net biçimde son verilmeli. Milyar dolarlık projeler 'acil' denilip ihalesiz adrese teslim yapılıyor. Asıl paranın büyüğü burada. Açıklanan paket tahmini 100 milyar lira civarında ama ihalelerde milyarlarca dolarlık projeler var. Kamu Özel İşbirliği projelerine el atılmalı, Varlık Fonu gibi paralel hazine uygulamalarına son verilmeli. İsraf ve yolsuzluğun esas kaynağı olan kamu ihale yasası baştan aşağı değişmeli. AB ülkelerinin ihale mevzuatı neden uygulanmıyor? Hiçbir kamu kuruluşu Sayıştay denetiminden muaf tutulmamalı. Mademki tasarruf diyorsunuz; o zaman bu tasarruf en tepeden başlamalı. Alınan tedbirlerin lafta kalmaması, kamunun her birimi tarafından uygulanmasını istiyorsanız bu tedbirleri en tepeden başlatmak zorundasınız. Açıklanan tasarruf paketinin tutarı yaklaşık 100 milyar lira oysa bu yıl sadece faize ayrılan ödenek 1 trilyon 254 milyar lira. Kur korumalı mevduata ödenen rakam ise 1 trilyonu geçti. Her ikisi de kötü ve yanlış uygulamaların sonucu. Bu büyük hataların bedelini millet, özellikle de dar gelirliler ödüyor. Orta direk zaten tamamen çökmüş durumda."

"1 Temmuz'da asgari ücrete zam yapılmalı"

Babacan, 1 Temmuz'da asgari ücrete mutlaka zam yapılması gerektiğini belirterek "Enflasyonun hala bu kadar yüksek seyrettiği bir ortamda asgari ücreti artırmamak, pas geçmek zulümdür. En düşük emekli maaşını 10 bin lirada tutmak zulümdür. 1 Temmuz'da hem asgari ücrette hem de asgari emekli maaşında gerçek enflasyonla uyumlu artışlar yapmak zorundasınız." sözlerini sarf etti.

"Gazze'de soykırım devam ediyor"

Ali Babacan, İsrail'in, tüm dünyadaki protesto ve çağrılara rağmen Gazze'deki soykırımını sürdürdüğüne dikkati çekti.

Tüm dünyayı eli kanlı Netanyahu yönetimine karşı her türlü ticari, mali, askeri, siyasi ve diplomatik ambargo uygulamaya davet eden Babacan, "ABD ve Avrupa ülkelerinin, İsrail'in soykırımını protesto eden öğrencilere karşı takındıkları tavrı şiddetle kınıyoruz. Bu öğrenciler ahlaki ve insani değerlerin kahraman birer savunucusu olurken, bu ülkelerin yöneticileri alınlarındaki kara lekeyi insanlık tarihi boyunca taşımaya mahkum olacaklardır." görüşünü paylaştı.

Babacan, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin iddialarda adı geçen ve görevden uzaklaştırılan Ankara İl Emniyet Müdürlüğündeki kamu görevlileri hakkındaki soruşturma konusundaki soruya ise "Türkiye gerçek anlamda bir hukuk devleti olmadıkça, ülkenin kurumları güçlenmedikçe bu sorunların çözülmesi de mümkün olmayacaktır." yanıtını verdi.