Ülkemizde resmi olarak atanamayan 500 bin 41 öğretmen bulunmakta. Sendikaların açıklamalarına göre ise, atanamayan öğretmen sayısı 700 bin civarında. Bu sayı 55 ülkenin nüfusundan bile daha fazla. 700 bin kişinin hayali, gençliği, giden zamanı, bozulan psikolojisi veya kendi canına kıyan yüzlerce öğretmenimiz de bunların içerisinde. Her yıl 20-30 bin alım yapılarak bu açık kapatılmaya çalışılsa da, bu alım sayıları asla yeterli değil. Bazı branşlarda sadece kendi alanında atama bekleyen 30-40 bin öğretmenimiz bulunmakta. Alım sayıları içerisinde tüm öğretmen branşları dahil olduğu için, bazı bölümlere çok düşük sayıda öğretmen alımı gerçekleşmekte.
Atanmadan öğretmenlik vasfının yakıştırılmadığı kişilerdir onlar. Oysaki üniversite eğitimine başlandığı an, öğretmenlik vasfını kullanmayı hak ederler. Üniversite eğitimi tamamladıktan sonra ise, hepsi birer öğretmendir. Atanamadıkları için, yetersizmiş gibi konuşulmasını veya ima edilmesini hak etmiyorlar. Onlar öğretmendir. Atanmış ya da atanmamış ayrımı olmaksızın. Zaten bu ayrımı kim neden koymuş, anlamış değilim.
Örneğin, tıp okuyana ayrım yapılmaksızın doktor, mühendislik okuyana mühendis, hukuk okuyana avukat-savcı deniliyorken, Eğitim Fakültesi okuyan ya da formasyon eğitimi alan öğretmenlerimize, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışmadıkça neden öğretmen denilmiyor?
Atanamadığı için geçim gayesinden ötürü farklı işler ile uğraşmak zorunda kalan garson öğretmenlerimiz, kuryeci öğretmenlerimiz, kasiyer öğretmenlerimiz, sekreter öğretmenlerimiz, işportacı öğretmenlerimiz, polis-teğmen öğretmenlerimiz, satış personeli- reyon görevlisi öğretmenlerimiz ve böyle farklı meslek kollarında emek veren yüzbinlerce öğretmenimiz, heba olmaktadır.
Atanamamış olmaları, mesleklerini bilmedikleri ya da yetersiz oldukları anlamına gelmiyor. Onlar sadece bekledikleri atama sayısını alamadıkları için, mesleklerini icra edemiyor.
Dilerim ki verilen hiçbir emek, harcanan hiçbir zaman boşuna gitmez. Öğretmenlerimize hak ettikleri değer ve bekledikleri kontenjan sayısı verilir.
Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.