Bakanlıktan hamburger ve dönere gramaj denetimi! Bakanlıktan hamburger ve dönere gramaj denetimi!

Türkiye, Finlandiya ve İsveç tarafından NATO üyeliğine yönelik 28 Haziran 2022 tarihinde imzalanan Üçlü Muhtıra’da tesis edilen Daimi Ortak Mekanizma'nın 5. toplantısı, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ev sahipliğinde; Türkiye, Finlandiya ve İsveç heyetlerinin katılımı ile Brüksel’de gerçekleştirildi. Türkiye heyetinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç ve Bakan Yardımcısı Büyükelçi Burak Akçapar yer aldı. Toplantının ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan düzenlediği basın toplantısında bugün gerçekleştirilen toplantıya değindi.

“NATO'ya katılım sürecini ele aldık” diyen Bakan Fidan, “Geçtiğimiz yıl, 28 Haziran 2022 tarihinde Madrid Zirvesi'nin hemen öncesinde ülkemiz ile İsveç ve Finlandiya tarafından üçlü muhtıra müzakere edilerek imzalanmıştı. Üçlü muhtıra sayesinde Madrid Zirvesi'nde her iki ülkenin de NATO'ya katılmaya davet edilmeleri mümkün olmuştu. Üçlü Muhtıra bir yol haritası niteliğinde. Her iki ülke terör örgütlerinin ülkelerindeki eleman devşirme, finansman ve propaganda faaliyetlerini engellemeyi, Türkiye'nin güvenliğine kasteden terör örgütlerine destek vermemeyi ve ülkemize yönelik savunma sanayi veya askeri teçhizat ihracatı alanındaki kısıtlamaları kaldırmayı taahhüt etmişlerdi” ifadelerini kullandı.

“İttifakın açık kapı politikasına en güçlü desteği veren müttefiklerden biri olduk”

Söz konusu taahhütlerin uygulanmasının takibi için Daimi Ortak Mekanizmanın kurulmasının kararlaştırıldığını kaydeden Fidan, “Daimi komite toplantısının dördüncüsünü 14 Haziran 2023 tarihinde Türkiye'de yaptık. NATO siyasi ve askeri bir ittifaktır. NATO'ya katılma arzusundaki ülkelerin ittifakın iki temel tehditten biri olarak tespit ettiği terörizmle mücadele konusunda sağlam tavır sergilemeleri şarttır. Ayrıca, müstakbel müttefiklerin Türkiye'ye askeri malzeme ihracatında yaptırım ve kısıtlama uygulamamaları gerek. Bunlar müttefiklik hukukunun en temel gereğidir. Bunlar ayrıca İsveç'in üçlü mutabakat çerçevesinde kabul ettiği yükümlülüklerdir. Sürecin en başından bu yana biz bu anlayışla hareket ettik. İttifakın açık kapı politikasına en güçlü desteği veren müttefiklerden biri olduk. Nitekim Finlandiya geçtiğimiz Nisan ayının ortasında meclisimiz tarafından tamamlanan onay süreci sonrası ittifaka üye oldu. Dolayısıyla İsveç'i NATO'ya üyeliğini yükümlülüklerini yerine getirerek başarabilir. Bugün 14 Haziran'daki daire ortak mekanizma toplantısı sonrasında İsveç'in bu yolda ilave bir ilerleme sağlayıp sağlamadığını bir kez daha gözden geçirdik” ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“İsveç mevzuat değişikliği anlamında bazı adımlar attı. Türkiye'ye yönelik savunma sanayi kısıtlamalarını kaldırdı. Terörle mücadele kanununda yaptığı değişiklikler de 1 Haziran'da yürürlüğe girdi. Ancak mevzuat değişikliklerinin şimdi fiiliyata yansıması gerekiyor. İsveç'teki güvenlik sistemi altyapısının provokasyonlara engel teşkil edecek bir mekanizma üretememesi bizi açıkçası düşündürüyor. Terörle mücadele alanında İsveç'in NATO üyeliğinin ittifaka herhangi bir risk getirmemesi tam tersine olumlu bir katkıda bulunması gerek. İsveç'in Türkiye için güvenli bir müttefik olacağını bilmemiz gerekiyor. PKK, FETÖ gibi terör örgütleri ve bunlarla bağlantılı yapılar İsveç sokaklarında gösterilerine devam edecekse, eleman devşirebilecekse, mali kaynaklara erişim sağlayabilecekse mevzuat değişikliğinin Türkiye için bir manası açıkçası kalmıyor. Dolayısıyla İsveç'in üçlü muhtıradan neşet eden tüm taahhütleri yerine getirdiği iddiasını ayrıca incelemek gerekiyor.”

“Güçlü anlaşmanın gerekleri harfiyen yerine getirilmelidir”

Fidan, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıya değinerek, “Öte yandan Kurban Bayramımızın ilk gününde milyarlarca Müslüman'ın kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'e alçakça saldırmasına izin verilmesi asla göz ardı edebileceğimiz bir durum değildir. Üstelik bu ilk kez de olmuyor. Terör örgütlerinin ekmeğine yağ süren bu tür eylemlere izin veren bir ülkenin terörle mücadelede nasıl bir rol oynayabileceği de ayrıca tartışmaya açık hale geliyor. Mevzubahis olan yaşamsal çıkarlarımız ve ülkemizin bekasıdır. Devletimizin ve milletimizin güvenliğidir. Böyle bir konuda zaman baskısının bir metot olarak kullanılmasını hiçbir zaman tasvip etmedik. Yapılması gereken bellidir. Güçlü anlaşmanın gerekleri harfiyen yerine getirilmelidir. İşte bugünkü toplantılarda güçlü muhtırada kayıtlı taahhütlerin teker teker üzerinden geçtik. Bu konudaki görüş ve tespitlerimizi ayrıntılı şekilde İsveç ve Finlandiya tarafıyla ve NATO Genel Sekreteri'yle paylaştık” ifadelerini kullandı.