Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kira davalarında arabulucuya başvuru sayısının 281 bin 522'yi bulduğunu ve bu başvuruların 115 bin 681'inin anlaşmayla sonuçlandığı bilgisini verdi.

Arabuluculuk sisteminin kapsamını genişletmeyi düşündüklerini anlatan Tunç, "Bu kapsamda üzerinde çalıştığımız müesseselerden biri Aile Arabuluculuğu sistemidir. Kadına yönelik şiddet konusunu içermeyen aile arabuluculuğu sistemi ile aile üyelerine kriz dönemlerinde destek vererek, aile içinde yaşanan uyuşmazlıklar adliye koridorlarına taşınmadan, tarafların ortak yararlarını gözeten ve bireysel beklentilerini olabildiğince karşılayan arabuluculuk sistemi ile çözümlenebilecektir" şeklinde konuştu.

İhtisas mahkemeleri sayısını da 986'dan 1850'ye çıkardıklarına işaret eden Tunç, bilirkişilik sisteminin etkinliğini artırmak için de çalışma yaptıklarını sözlerine ekledi.

Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve etkinliğinin toplumun adalete olan güvenini inşa eden temel taşlardan olduğunu ifade eden Tunç, "Özellikle bazı soruşturma ve davalar üzerinden yargı mensuplarımızı zan altında bırakan açıklamaların yapılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Mesleğine gönülden bağlı, ailesinden ve çocuklarından fedakarlık ederek gece gündüz çalışan yargı mensuplarımıza yönelik bu haksızlıklara göz yumamayız. Yargı sisteminin siyasi mülahazalarla yıpratılması ve yargıya güvenin zedelenmesi yönündeki söylem ve davranışlardan kaçınılması yargı bağımsızlığının bir sonucudur" diye konuştu.

Kurumları bütünüyle yıpratıcı söylemlerin demokratik sistemin ruhuna aykırı olduğunun altını çizen Tunç, sözlerine şöyle devam etti:

''Türk yargısı, tarihten gelen köklü kurumsal kültürüyle yargı hizmetlerinin ağırlığını şimdiye kadar koruduğu gibi bundan sonra da koruyacaktır. Köklü devlet geleneklerimize ve bunun temel bir parçası olan yargı kültürümüze hepimiz saygı duymalı ve güvenmeliyiz. Teşkilatımızı kötü niyetli yaklaşımlardan koruma konusundaki kararlılığımıza devam edeceğiz. Yargı milletimizin yargısıdır, hepimizin yargısıdır. Her ne kadar yargı geçmişte vesayetçi anlayışın etkisi altına alınmaya çalışılmış olsa da artık o günler geride kalmıştır. Özellikle, 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişimine karşı Türk yargısının verdiği sınav, hukuk tarihine geçmiştir. O gece Türk yargısı milletinden aldığı güç ile milleti ile kenetlenerek demokrasiye sahip çıkmıştır.''

Yargının iş yükünün de hızla arttığının altını çizen Tunç, şu bilgileri verdi:

''Cumhuriyet başsavcılıklarında 6 milyon 125 bin, ilk derece mahkemelerinde 3 milyon 913 bin, istinaf mahkemelerinde 1 milyon 351 bin, temyiz mahkemelerinde ise 518 bin olmak üzere, toplam 11 milyon 907 bin derdest dosya bulunmaktadır. Bu iş yükünü azaltmak ve yargı hizmetlerinin etkinliğini artırmak adına yenilikler getirmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda denetim mekanizmalarımızı güçlendiriyoruz. Yeni Yargı Reformu Stratejimiz kapsamında Teftiş Kurulu'ndaki müfettiş sayısını artırarak daha güçlü bir denetim sağlayacak, adliyelerdeki çalışmaların verimini artıracağız. Yargısal süreçlerin makul sürede tamamlanmasını sağlayacağız. Yargının iş yükünü azaltmak için alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine de önem veriyoruz. Bu kapsamda uzlaştırma kurumuyla 1 Ocak 2017'den bugüne kadar 1 milyon 772 bin 845 dosyada uzlaşma sağlandı. Hukuk yargılamalarında uygulanan alternatif uyuşmazlık yöntemi olan arabuluculuk müessesesi, 2013 yılında ihtiyari bir başvuru yolu olarak sistemimize girmiştir. İhtiyari ve zorunlu arabuluculukta 2013'ten bu yana toplamda 6 milyon 731 bin başvuru yapılmış, 4 milyon 209 bini anlaşmayla sonuçlanmıştır. Bu noktada başarı oranı yüzde 65'dir.''

'Adalet haklıya hakkını vermektir'

Adalet tasavvurunun kişiden kişiye değişen bir kavram olmadığını, net, sarih ve açık olduğunu anlatan Tunç, şunları kaydetti:

''Adalet haklıya hakkını vermektir. Her şeyi yerli yerine koymaktır. İşte bu denli kutsal ve değerli bir tasavvur olan adalet, yargı çalışanlarının maddi gerçeğin peşindeki çileli yürüyüşünün temel sebebidir. Yargı çalışanları için mazluma hakkını teslim etmek, haksızlık ateşini söndürüp vicdanları teskin etmek ömür boyu devam eden zorlu bir sınavdır. Yargı mensupları, sadece Anayasa ve kanunların yol göstericiliğiyle vicdanın ışığında hareket etmelidir. Bu nedenle verilen her kararın, sadece bir davanın çözümü değil, aynı zamanda toplumsal vicdanın, adalet terazisinde bir denge kurma çabası olduğu unutulmamalıdır.''

Adaletin tecellisinin hukuk devletiyle mümkün olduğunu işaret eden Tunç, hukuk devletinin ise kuvvetler ayrılığı dengesiyle kurgulanmış yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluştuğuna dikkati çekti.

'2002'de sadece 78 müstakil adliyemiz varken, bugün bu sayıyı 377'ye çıkardık'

Mevzuat çalışmalarının yanında yargı teşkilatının fiziki imkanlarını da her geçen artırdıklarını belirten Tunç, şunları kaydetti:

''2002'de sadece 78 müstakil adliyemiz varken, bugün bu sayıyı 377'ye çıkardık. 569 bin 59 metrekare olan kapalı alan miktarını ise 6 milyon metrekareye ulaştırdık. Önümüzdeki süreçte de yatırımlara hız kesmeden devam edeceğiz. 2024 yılı yatırım programında inşaat karakteristiğinde toplam 73 inşaat projemiz yer almaktadır. Bu yıl içerisinde de 23 hizmet binasının yapım ihalesini gerçekleştirdik. Halihazırda 23'ü adliye, 2'si adli tıp kurumu, 9'u ceza infaz kurumu olmak üzere 34 inşaatımız devam etmektedir. Yıl sonuna kadar 9 hizmet binasının da ihalesini gerçekleştireceğiz. 2025 yılı yatırım programına 68 adliye, 2 adli tıp binası, 20 ceza infaz kurumu, 3 personel eğitim merkezi ve 896 dairelik adalet personeli konutu yapılması için teklifte bulunduk. Son 2 yılda 1675 konutu teşkilatımıza kazandırdık. Yıl sonuna kadar da 11 mahallede 412 dairelik kamu konutunun ihalesini gerçekleştireceğiz.''

Tunç, modern adalet saraylarını, UYAP başta olmak üzere en yeni teknolojik sistemleri devreye alarak ve yapay zeka alanındaki çalışmalarla yargının hızlanması için çabalarının sürdüğünü dile getirdi.

Yargı mensuplarının nitelik ve niceliğini artırmanın gayreti içerisinde olduklarının altını çizen Tunç, 2002 yılındaki 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısını yüzde 165 artırarak 24 bin 698'e çıkardıklarını ifade etti.

Son 1 yılda Türkiye genelinde 2 bin 294 hakim ve savcı ataması yaptıkları bilgisini veren Tunç, hukuk eğitimindeki kaliteyi artırmak için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı yaptıklarını belirtti.

'Sosyal medyada adalet duygusunu sarsmaya çalışan girişimlere asla müsamaha göstermeyeceğiz'

Özellikle sosyal medyanın etkisiyle bilgi kirliliği ve manipülasyonların hüküm sürdüğü bir çağda yaşadıklarına dikkati çeken Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:

İsrail'in öldürdüğü gazeteci sayısı 189'a çıktı! İsrail'in öldürdüğü gazeteci sayısı 189'a çıktı!

''Ayrıca sosyal medya ve diğer platformlarda yargıya yönelik dezenformasyon kampanyalarına, adalet duygusunu sarsmaya çalışan girişimlere asla müsamaha göstermeyeceğiz. Özellikle 'sosyal medya mahkemeleri' olarak nitelendirdiğimiz, yargıyı yıpratmaya yönelik yalan beyanlara kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Çünkü bu tür girişimlerin amacının, yalnızca yargıya değil, doğrudan devlete olan güveni sarsmak olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle, yargı mensuplarımızı ve adalet sistemimizi yıpratmaya yönelik bu tür çabaları kararlılıkla bertaraf edeceğiz. Ayrıca sizler kararlarınızı verirken hakikati gölgelemeye çalışan hiçbir sesin, söylemin, vicdanlarınızın berraklığını lekelemesine izin vermemelisiniz. Her bir kararınız, yalnızca Anayasa'nın, kanunların ve vicdanınızın sesini dinleyerek alınmalıdır. Dosyayı, hukuku, delilleri bilmeden yapılan maksatlı yorumlar ya da bireysel çıkarlar, sizin adalet terazinizde hiçbir ağırlık taşımamalıdır.''

Yargı mensuplarının hiçbir baskının gölgesinde kalmadan hukukun evrensel ilkelerine sadakatle vicdanının rehberliğinde hareket etmek zorunda olduğunu aktaran Tunç, "Sosyal medya dezenformasyonlarıyla mücadelede kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi önemi bir yer tutmaktadır. Yargıya yönelik yanlış algıları düzeltmek ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla Cumhuriyet başsavcılarımız ve medya iletişim bürolarımızın aktif olması gerekmektedir. Çünkü medyada yer alan eksik ya da yanlış bilgiler, yargıya yönelik haksız eleştirileri artırabilir ve 'cezasızlık algısı' gibi olumsuz kanaatlerin oluşmasına neden olabilir" görüşlerini dile getirdi.

Tunç, soruşturma yürütülürken kolluğa talimatların olayların mahiyetine uygun biçimde verilmesi ve kolluktan gelen fezlekelerin titizlikle incelenmesi gerektiğini kaydetti.

Adalet Bakanı Tunç, soruşturma ve kovuşturma süreçleriyle ilgili doğru bilgilerin hukuk çerçevesinde, zamanında ve net bir şekilde paylaşılmasının olumsuz algıların önüne geçeceğini ve toplumun adalet sistemine güvenini artıracağına dikkati çekti.