Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grubunda konuştu. Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında "İmralı ile DEM Parti grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz, çağrımızı kararlılıkla yineliyoruz." açıklamasına yanıt veren Bakırhan, uygulanan tecridi ve 6 ay görüş yasağını hatırlatarak "Tülay Hatimoğlu ile birlikte bugün başvuru yapacağız, eğer samimilerse bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Madem işaret ediyorsunuz kapısını açın." diye seslendi.
Ovacık ve Dersim'e kayyım atanmasının "darbeci zihniyetin" ürünü olduğunu ifade eden Bakırhan, iktidarın 31 Mart'ta Dersim'de yüzde 13 oy alamadığını hatırlattı. Dersim halkının geçmişte de hedef alındığını belirten Bakırhan, "Asıl terör halkın iradesine kayyım atamaktır. Anadilime, belediyeme sahip çıkıyorum demek mi terördür, seçme ve seçilme hakkım demek mi terördür. Bu yalanları, bu psikolojik harbi bir kenara bırakın. Çıkın bütün Kürtler terördür deyin, zaten pratikte bunu uyguluyorsunuz. Kürt meselesini terör meselesi olarak görmek büyük bir gaflettir. Ya Kürt sorununu çözeceksiniz ya da bu mücadele karşısında çözüleceksiniz" diyerek tepki gösterdi.
Bakırhan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"AKP KURNAZLIKLARLA ROL KAPMAYA ÇALIŞIYOR"
"1920'lerde bir çatı kuruldu. Bu çatı kurulurken Kürtler de emek verdi. Emeğini canını verdi bedel ödedi. Ama şimdi bu Ortadoğu'daki fırtınalardan ve bu çatının altındaki insanların mutlu olmamasından kaynaklı artık o çatı çürümeye başladı. Çatının altındakiler mutlu değil. Birilerini yok sayıyorsun, birilerini ötekileştiriyorsun, birilerine zorla bir inanç bir etnik kimlik dayatıyorsun. Şimdi soruyorum bu çatıyı hep brilkte onaracak mıyız ya da bu çatının akmasını çürümesini miizleyeceğiz? Biz nerde miyiz? Biz bu çatının yeniden herkesi kapsayan eşit yaşadığı bir şekilde onarılmasından yanayız. Ama bu çatı çürüsün diye sistem sürekli oraya ateş taşıyor."
"Üçüncü dünya savaşı kapımızı çalarken, bundan korunmak için çok net yapılması gerekenler var; demokrasiyi büyütmek, halkın iradesini farklılıkları tanımak, Türkiye'de hakkı ve hukuk sağlamaktır. Eğer bunları yapabilirsek çatımız da altındakiler de güvende olur. Mutlu şekilde bir arada yaşarlar. Ama AKP ne yapıyor, jeopolitik kurnazlıklarla kendisine rol çalmaya çalışıyor. Bundan dolayı da bütün Türkiye halkları kaybetti. 10 lira emekli maaşı alınıyorsa bundan kaynaklıdır, bu, savaş halinden bir şey devşirme halinden kaynaklıdır. Buna son vermeye çalışıyoruz."
"İÇ CEPHE DEDİKLERİ DEMOKRATİK SİYASETİN TASFİYESİ"
"Sık sık olası savaştan söz ediyor AKP iktidarı. Evet bölgemizde süren ciddi bir savaş riski var bu doğru ama bu riske biz emekçiler, halklar, ezilenler farklı bakıyoruz, iktidar farklı bakıyor. Bizler bu risklerden kurtulmanın yolu güçlü bir şekilde demokrasiyi uygulayarak korunuruz diyoruz, onlar rant devşirmeye çalışıyor. Bu risklerden korunmak istiyorsanız önce kayyım atamaktan vazgeçin. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye hem bu risklerden korunabilir hem de fırsatlardan yararlanabilir. Yerel demokrasi temelinde inşa edilmiş bir demokrait cumhuriyet, bir demokratik ulus en akılcı en mantıklı çözüm yoludur. Ancak bu şekilde iç barışımızı sağlayabileceğimize inanıyoruz."
"Ortadoğu'da Kürtler hesaba katılmadan jeopolitik olmaz. Kürt jeopolitiğini dikkate alan da yol alır. Onun için iktidarı Kürtleri dikkate alan bir yaklaşıma davet ediyoruz."
"Kürt sorununu yok sayarak mı tehditleri bertaraf edeceksiniz. Kürtleri oyun dışında bırakarak mı? Bu soruların cevabını alamıyoruz. Gerçek gündeme gerçek cevaplara bir türlü giremediler. İç cephe birilerini dışlayarak oluşturulamaz. İç cephe dedikleri kayyımdır, barış düşmanlığıdır, demokratik siyasetin tasfiyesidir. Böyle iç cepheyi oluşturamazsınız. Boş havuz gösteriyorlar burada yüzün diyorlar. Boş havuzda yüzülmez diyoruz."
"İMRALI İÇİN BAŞVURU YAPACAĞIZ, SAMİMİYSENİZ ENGELİ KALDIRIN"
"Öcalan'ın dedikleri yapmıyor diyorlar, dinlemiyor diyorlar, DEM Parti çözümden yana değil diyorlar. Öcalan ne dedi? Ne istedi? Biz bunu bilmiyoruz. O zaman bu zeminin Öcalan'ı dinleyip dinlemediğini nasıl anlayacağız, Öcalan'ın tecridini kaldırın, bakalım ne diyor? Tecrit var, 6 ay daha üzerine görüş yasağı koyacaksınız, bir taraftan da Öcalan dinlenmiyor. Ne dedi bilmiyoruz. Bir zahmet tecridi kaldırın, bakalım Öcalan dinleniyor mu dinlenmiyor mu? Bunu söyleyenler sanki belediyelerimize kayyım atayanlar değil, bu ahlaksızca politikalardan aartık vazgeçin. Bu kirli psikolojik savaşa artık Kürtler, Aleviler, halklar kanmıyor."
"Bugün de konuşuldu MHP'nin grubunda. Dün hazırlıklarımızı yapmıştık. Demek çözüme dönük akıl bazen aynı işliyor. Biz Tülay eş başkanımızla ile birlikte İmralı'da Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığına bugün başvuru yapacağız. Eğer samimilerse bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Hem gerçekten bu süreç hakkında ne düşündüğünü ne dediğini birinci elden görmek duymak istiyoruz hem de barış sürecine DEM Parti adına eş başkanlar olarak katkı sunmak istiyoruz. Türkiye'de barış isteyen, demokrasi isteyen aydını, yazarı, sanatçısı kurum temsilcileri de oraya gitmelidir, madem işaret ediyorsunuz kapısını açın."