HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin, "Şiddet en ağır sonuçlarıyla devam ediyor. Savaş, Lübnan ve Suriye'ye de taşındı. Filistin topraklarıyla sınırlı kalmayacak bu savaş bölgeye yayılabilir." dedi.
Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de eşitlikten, adaletten, insanca yaşamdan, barıştan bahsetmenin çok mümkün olmadığını ileri sürdü.
Cumhuriyet'in 100. yılında en başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere farklı etnik ve inanç grupları için başarılı bir sınav verilmediğini iddia eden Bakırhan, "Bu nedenle Cumhuriyet'in 100 yılı biz ötekileştirilenler için gerçekten zor bir yüzyıl oldu. Cumhuriyet'in 100. yılında en başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere bütün farklı etnik ve inanç grupları asimile edilmeye çalışıldı, inkar edildi, reddedildi." diye konuştu.
Bakırhan, AK Parti-MHP iktidarında her alanda tekçiliğin dayatıldığını ve tüm kamu kurumlarının buna göre dizayn edilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
"Bahçeli'den özür beklerken vekiline sahip çıktı"
Geride kalan 100 yılda elde demokrasiden uzak bir cumhuriyetin kaldığını savunan Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin grup toplantısında "demokratik cumhuriyeti savunmanın bile örgüt üyesi olmakla aynı olduğunu anlatmaya çalıştığını" ifade etti.
Bahçeli'nin, "TBMM Başkanvekili Celal Adan'ın, HEDEP Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ve HEDEP grubuna yönelik sözlerinin isabetli ve kendilerinin de sözü olduğu" şeklindeki açıklamasına değinen Bakırhan, şunları söyledi: "Bizler Bahçeli'den özür beklerken maalesef kendi vekiline sahip çıktı. MHP Genel Başkanı vekiline sahip çıkarak bize bir gerçekliği daha göstermiş oldu. Bunların hakaretten, küfürden, anti demokratik uygulamaları savunmaktan başka işleri yok. Bizler, Meclisin kirli sözler sarf edilen bir platform olmadığını bir kez daha belirtmek istiyoruz. Meclis, küfür edilen bir mekan değildir. Şimdi kalkıp tehdit ediyor ve Celal Adan'ı savunmaya çalışıyor. Balık baştan kokar. Başka bir şey beklemek de biraz saflık olurdu. Biz böyle bir Meclis Başkanvekilini tanımıyoruz. Küfürbaz bir vekili 85 milyon da çocuklarımız da hak etmiyor. Bir an önce istifa etmelidir. Dervişe sormuşlar 'En çok neyi bilirsiniz'? O da 'Haddimi bilirim' diyerek cevap vermiş. Biz de diyoruz ki haddinizi bilin haddinizi. Sizden önce de tehdit edenler vardı ama biz dimdik halklarımızı savunmaya devam edeceğiz."
"İsrail'in saldırıları korkunç boyuta geçti"
Tuncer Bakırhan, İsrail'in Gazze saldırılarının korkunç bir boyuta geçtiğini belirtti.
Sirenlerin gölgesinde insanların yaralılarını ve cenazelerini enkazlardan çıkarmaya çalıştığını ifade eden Bakırhan, "Bölgede kan ve gözyaşıyla karşı karşıyayız. Yaşamını yitiren insanların sayısı 10 binlere ulaştı. Bu vesileyle mazlum Filistin halkının ve yaşamını yitiren İsrailli mahzun insanların üzüntülerini paylaşıyorum." dedi.
BM'nin, Gazze'de acilen bir ateşkes kararı aldığını anımsatan Bakırhan, karara rağmen çatışmanın halen devam ettiğini, çözüm için tek bir diplomasinin olmadığını söyledi.
Dünyanın bu durumu izlediğini, uluslararası kamuoyunun sorumluluk almaktan kaçındığını vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti: "Bu tür meseleler oylamalarla, kınamalarla, basın açıklamalarıyla maalesef durdurulamıyor. Şiddet en ağır sonuçlarıyla devam ediyor. Savaş, Lübnan ve Suriye'ye de taşındı. Filistin topraklarıyla sınırlı kalmayacak bu savaş bölgeye yayılabilir. Bu daha fazla ölüm anlamına gelecek. Acilen yapılması gerekenler var. Geçen hafta İstanbul'da sözde Gazze ile dayanışma mitingi düzenlendi. İktidar, Gazze'deki mağduriyeti iç politikaya alet etti. Türkiye'de yolunda gitmeyen işleri gölgelemek için Gazze mitingi kullanıldı. Çoklu krizleri örtmek için bu miting yapıldı. Bu hükümet yapay düşman yaratmadan yoluna devam edemiyor. Şimdi yapay düşman olarak İsrail devletini ileri sürüyor. 'İsrail bir terör devletidir' diyenler İsrail'le tarihinde olmadığı kadar yakın ilişkiler içerisindeler. Timsah gözyaşları döktükleri Filistin onların çok da derdi değil. Çünkü Türkiye ile İsrail'in karşılıklı ticaret hacmi yüzde 532 artmış durumda. Bunları iyi görmek ve Türkiye'nin nerede durduğunu iyi analiz etmek gerekiyor."
