GÜNDEM

Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın Ankara Tandoğan’daki mitinginde yaptığı konuşmada, ''Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız'' dedi.

Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız. Bu ülkede haramilere yer yok, beşli çetelere yer yok, uyuşturucu baronlarına yer yok. Tamamının kökünü kazıyacağız” dedi.

Kılıçdaorğlu, Millet İttifakının Ankara Tandoğan’daki mitinginde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

''Değişime hazır mısınız? Bu ülkeye demokrasi getirmeye, barışı getirmeye, huzur içinde birlikte yaşamaya hazır mısınız? Bu ülke için çalışacağım, bu ülkenin insanı için birlikte mücadele edeceğiz. Güzel ülkemizi tüm dünyaya demokrasiyi demokratik yollarla getiren bir ülke olarak tanıtacağız.

Bütün Türkiye’yi Mustafa Kemal’in Türkiyesi yapacağız. 1.5 yıldır çalışıyoruz, tüm sandıklarda müşahitlerimiz var, temsilcilerimiz var. Şenlik havası olsun. Gülerek gittik, oyumuzu kullandık, Türkiye’ye demokrasiyi getirdik diyeceksiniz. Saraylarda gözüm yok. Ankara’nın seğmenleri eşliğinde Çankaya’ya gideceğiz.

En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine uğurlayacağız. Türkiye’yi beşli çetelerden kurtaracağım. Cumhurbaşkanı olmamam için her adımı attılar. Onlar saraya güveniyor, Bay Kemal halka güveniyor.

Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız. Bu ülkede haramilere yer yok, beşli çetelere yer yok, uyuşturucu baronlarına yer yok. Tamamının kökünü kazıyacağız''

Millet İttifakını oluşturan partilerin liderleri ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tandoğan Meydanında düzenlenen mitinge katıldı.

MANSUR YAVAŞ: GÖRDÜĞÜMÜZ KADARIYLA BU İŞ BİTMİŞ

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, şu ifadeleri kullandı:

“Eskiden 1.8 dolara su satıp, aldıkları bu parayı da koli şeklinde yardımlarla dağıtıp, onlardan aldığı parayla onlara yardım yapıp ‘Biz fakir fukarayı kolluyoruz’ diyorlardı. Şu anda 10 ton su kullanan ailenin ödediği ücret sadece 10 lira. 2019 yılındaki iftiralara inansaydı insanlar, şimdiki gibi ayrıştırıcı siyasete cevaz verseydi Ankara’da bunların hiçbirisi olmayacaktı. Şimdi Türkiye’de 21 yıldır hep aynı hükümeti gördüler. Öğrenmişler ‘bunlar üç koyunu güdemez’ diye. Verin bakalım, güdüyor mu gütmüyor mu? Ama inşallah mitinglerde gördüğümüz kadarıyla bu iş bitmiş. Ankara’da bir jeliboncu kafa var. Rakibine kumpas kurduğu iddiaları var. O yetmedi, bu kafa bir ilçe belediye başkanı hakkında kaset dağıttırdı. Kendi partisinden olana bile tuzak kurdurdu. Şimdi tuzak kurduğu şahıs ile kendi yakını çalıştırılmak zorunda kalıyor. Siyasetin acı tarafı bunlar. FETÖ döneminde başlayan komplolar konuşuluyor. Sayın Muharrem İnce ile ilgili aynı şeyi ortaya çıkardılar. Yıllardır Ankara’da sahte broşürler dağıtılır. Ha birisinin özel hayatını kaydedip, siyaseten kullanmışsınız, ha şimdi televizyonlarda gördüğümüz gibi sayın genel başkanımızla ilgili olmayan montaj videoları görüyorsunuz. Sizin hiçbir şeyden şikayet etmeye hakkınızı yok. Açılım döneminde şehit olanların fotoğraflarıyla siyaset yapıyorsunuz. Şehitlerin kanlarıyla siyaset yapıyorsunuz. Artık yeter bu ülkede nefret siyaseti ortadan kalkacak. İstanbulluya önce ‘ümmet elden gider’, ‘Mekke düşer, Kudüs düşer Ekrem İmamoğlu’na oy vermeyin’ demediler. İstanbullular dik durdu. Osman Öcalan’ı kalkıp televizyonlara çıkardılar. ‘Ekrem Bey’e oy vermeyin, Binali Bey’e oy verin’ dediler. O da yetmedi bebek katilinin mektubunu televizyonda okuttular. İktidarda kalmak için gerekirse papaz cübbesi giyerim diyenler bunlar değil miydi? Bunlar mevsimlik, sezonluk milliyetçi. Duruma göre şekil alırlar. Bunlara inanmıyoruz artık. Ne muhafazakarlıklarına ne başka bir şeyine. İyi bir müslümanın ağzından bal damlar, yalan söylemez, hakaret etmez. Bugün Cuma, acaba o sahte broşürleri basanlar ne dua ettiler. Türkiye kararını verdi. Her gördüğümüz mitinglerde çok kararlı insanlar, bu laflara kulak asmıyorlar.”

“SON 5 YILDA ERDOĞAN BÜTÜN SİSTEMİ TEK BAŞINA BAĞLADI”

Yavaş’tan sonra kürsüye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan geldi.

Babacan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Mansur Bey’den sonra ikinci ev sahibi Ankaralı olarak karşınızdayım. Baharımızın arefesinde bu güzel memleketimizden Ankara’dan Türkiye’nin dört bir tarafına sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum. Ülkemizin en can alıcı gündemi, 6 şubat Maraş depremlerinden bu yana tam 3 ay 6 gün geçti. Ateşin düştüğü o evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor. Taş olsa dağ olsa dayanmaz derler ya, işte öyle bir acıyla kavrulduk. Ben de çok sayıda çalışma arkadışımı kaybettim. 9 gün deprem bölgesindeydim, 11 il merkezine defalarca gittim. Sesini duyuramayanların sesi oldum. Gittiğim her yerde ne dediler biliyor musunuz ‘İlk 48 saat, ilk 72 saat devlet yoktu, enkazları kendi ellerimizle kaldırdık’ dediler. Muhtarlar ‘enkazı ellerimiz kanayarak kaldırdık’ dediler. Geçen sene hatırlayın o rman yangınları çıktı değil mi, ormanlarımız gözümüzün önünde binlerce hektar cayır cayır yanarken bir baktık ki memleketin yangın söndürme uçağı yok. Depremin ilk 72 saati yardım ulaştırılamadı. O 72 saatte ne oldu diye soruyorum. O iş makinaları parklarda kapalı dururken insanlar enkaz altındaydı. Madenciler neden harekete geçmedi, ne oldu diye soruyorum. Cevap yok. İşin özünde bu tek kişilik sistemin yürümemesi var. Herşeyi tek kişiye bağlamanın getirdiği sorunlar yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır bütün sistemi Erdoğan tek başına bağladı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde 6 parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı bir anlaşma yapmamıştı. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin 20 tane bakanının ne iş yapacağı hepsi hazır. Önümüzdeki pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Pazar günü sıradan bir seçim değil. Pazar günü aslında bir referandum. Önünüzde iki tercih olacak. Birinci pusulaya da açsanız iki tercih, ikinci pusula da iki tercih”

“KILIÇDAROĞLU’NUN İSMİNİN ÜSTÜNE EVET MÜHRÜNÜ BASACAĞIZ”

Adalet olmayınca olmaz. Siz adalet zeminini sağlam tutmazsanız üzerine sağlam bir ekonomi inşa edemezsiniz. İnşallah bu pazar günü birinci pusulada sayın Kılıçdaroğlu’nun isminin altına evet mührünü basacağız. İkinci pusulada da keyfilik mi, hukuk mu arasında, o hukuk anlamına gelen pusuladaki CHP logosunun altına DEVA için CHP diyeceğiz, Saadet için CHP diyeceğiz, Gelecek için CHP diyeceğiz, Demokrat Parti için CHP diyeceğiz. Türkiye kazanacak inşallah. 14 Mayıs Anneler Günü’nde gelin annelerimize demokrasiyi hediye edelim diyorum, sağolun, varolun.”

MERAL AKŞENER: 14 MAYIS GECESİ TARİH YAZILACAK

Babacan’dan sonra kürsüye İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geldi. Akşener konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Cumhurbaşkanımız sayın Kılıçdaroğlu’nu bekliyorsunuz. Kısa keseceğim. Rezil bir dille seçime gidiyoruz. Terörist, işgalci oldunuz bu milletin asil evlatları. Her türlü hakareti, iftirayı siz de gördünüz, biz de gördük. Ama bugün gördük ki Recep Bey vedalaşıyor. Dolayısıyla 14 Mayıs akşamına iki gün kaldı. 13. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu olacak ve kendisini alkışlarımızla Çankaya’ya götüreceğiz. Recep Bey ve arkadaşlarını da emekli edeceğiz. Şimdi biliyorum ki bekliyorsunuz, yoruldunuz, yağmura da kalmadan. Ama şunu söylemek istiyorum. Her bir genç kardeşim, kadın kardeşim, erkek kardeşim, kendisini, annesini, babasını, eşini, halasını, dayısını, amcasını, yengesini mutlaka sandığa getirecek. Bir oy Kemal’e bir oy Meral’e verecek. Burası şu anda bütün siyasi partilerin seçmenlerinin olduğu bir yer. İYİ Partililer’den istediğim şudur. Mutlaka aynı dediklerimi yapacağız, sayın Kılıçdaroğlu’nu harama el uzatmayan Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz. Bana da Başbakan olabilmek için bir tane Meral’e basacaksınız. Millet İttifakı’nın diğer siyasi partilerin mensuplarına sesleniyorum. Pazar günü Anneler Günü. Ben bir anneyim, babaanneyim. Bütün partilerden bir tanecik oy istiyorum. Dolayısıyla inşallah 14 Mayıs akşamı 13. Cumhurbaşkanımız ile birlikte Türkiye’nin nefes aldığı, hukukun üstünlüğünün kabul edildiği, demokrasinin uygulandığı, hak hukuk adaletin tesis edildiği ve tarih yazıldığı bir akşam olacak.”