Tarih 17 Temmuz 2021
Diyarbakır’da sıradan bir gün…
Dağkapı istikametinden siyah bir araç, Gazi Caddesi’ne giriyor ve ağır ağır ilerleyerek, Ulu Cami önüne geliyor. Ulu Camii önündeki meydanda her zamanki gibi kürsüler dizilmiş, insanlar günlük rutini yerine getirircesine çay içiyor, sohbet ediyor.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Meydanın solundaki kürsülerde oturan Diyarbakırlılar, koyu bir muhabbete dalmış.
Konu; her zamanki gibi memleket meseleleri…
* * * * * * * * * * * * * * * *
Cami önüne yanaşan araçtan, yeşil renkli rahat bir gömlek ve krem renk spor pantolon giymiş, orta yaşta bir adam iniyor. Halkın arasına karışıyor ve meydanın solunda sohbet eden grubun yanına gidiyor. İzin isteyip yanlarına oturuyor. Çaylar içiliyor, koyu bir sohbet başlıyor.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Birkaç gün sonra aynı adam bu kez uyuşturucu, çeteler, terör, hırsızlık gibi envai çeşit suçlarla anılan Bağlar’da ortaya çıkıyor. Yine oldukça mütevazı, oldukça halktan ve oldukça rahat tavırlarıyla dikkat çekiyor.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Kaynartepe Mahallesi’nin o zamanlar için pek de tekin olmayan bir ara sokağında, gençlerle sohbet ediyor, sorunlarını dinliyor, onlara çeşitli sözler veriyor.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Birkaç gün sonra Seyrantepe’de çocuklara ayakkabı dağıtırken, ya da yaşlı bir insana yardım ederken görülüyor.
Simasından, şivesinden, davranışlarından Diyarbakırlı olmadığı belli…
* * * * * * * * * * * * * * * *
Peki, kim bu gizemli adam ve ne işi var Diyarbakır’da? Neden böyle sokak sokak gezip gençlerle konuşuyor, insanların dertlerini dinliyor?
İşte o adam, bugünlerde Diyarbakır’da suçlular hariç, herkesin övgüyle bahsettiği, arkasından hayır duası okuduğu Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın.
* * * * * * * * * * * * * * * *
O’nu ilk kez yazının başında bahsettiğim Ulu Cami önünde sıradan bir vatandaş gibi çay içerken çekilmiş görüntüleri ile tanıdık. Koruma orduları yoktu, kibir yoktu, halka tepeden bakmak yoktu. Günlük kıyafeti ile mütevazı bir şekilde halkın arasına oturmuş, insanlarla sohbet ediyordu.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Bu şehirde uzun zamandır böyle bir tablo görülmemişti. Emniyet Müdürü olduğunu duyanlar şaşırıyordu. Uzun zamandan sonra ilk kez böyle candan, sevecen ve babacan tavırları olan bir bürokrat görüyorlardı. Bir vatandaşın telefonla çektiği ve gazeteci arkadaşım Felat Bozarslan’ın Twitter hesabından paylaştığı o görüntüler milyonlarca kez izlendi ve halkın büyük takdirini topladı. Tabii ki, emniyet müdürünün halkın arasında olması birilerini rahatsız etti ve Felat görüntüleri paylaştığı için onlarca kez tehdit edildi.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Dr. Hüseyin Aşkın, aslında akademik kariyeri de olan İzmir gibi popülaritesi çok yüksek bir kentin emniyet müdürüydü. Orada başarılı çalışmalar yapıyor, suçla mücadelede önemli sonuçlar elde ediyordu. Bu durum Ankara tarafından da yakından takip ediliyor ve biliniyordu. Ancak, çukur, hendek ve terör belasından yeni çıkmış Diyarbakır’ın artık güvenlik politikaları anlamında yeni bir vizyona, yani normalleşmeye ihtiyacı vardı. Hüseyin Aşkın da bu görev için biçilmiş kaftandı. Devlet ona Diyarbakır görevini teklif ettiğinde hiç düşünmedi, tereddüt etmedi ve verilen her görevde olduğu gibi bu görevi de kabul etti. Çünkü o polis camiasında “görev adamı” olarak tanınıyor ve görev neredeyse oraya gitmeye can atıyordu.
* * * * * * * * * * * * * * * *
O gün gelip çattığında ve Diyarbakır’a gittiğinde, ilk işi Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ın hatırası için yapılan anıtı ziyaret etmek oldu. Aslında bununla Gaffar müdürün yolunda olduğu mesajını veriyordu. Göreve başlar başlamaz bilimsel istatistiklerle işe koyuldu, kentin neredeyse her caddesinin, her sokağının röntgenini çekti.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Hemen işe koyuldu ve İzmir’de uyguladığı Narko – Alan projesini Bağlar’da da hayata geçirdi. Bağlar özellikle uyuşturucu tacirleri ve organize suç örgütlerinin cirit attığı bir yer olarak anılıyordu. Hemen Bağlar’ın tüm kritik noktalarına ekipler yerleşti ve operasyonlar başladı. Bekçisinden komiserine, amirinden memuruna kadar tüm Diyarbakır polisi de projeyi sahiplendi, canla, başla ve büyük bir özveriyle çalıştı. Sonuç ne mi oldu? Proje kısa sürede meyvelerini verdi ve Bağlar’da hayatı çekilmez hale getiren binlerce suçlu yakalandı, tonlarca uyuşturucu ele geçirildi.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Bağlar’da oturan bir vatandaşla konuştum, polislerin onlara nasıl davrandığını sordum. Meselenin anlaşılması için söylediğini aynen yazıyorum;
“Polis belki günde beş kez beni durduruyor. Ama ben hiç rahatsız olmuyorum. Çünkü bize insan gibi davranıyorlar. Bizi kırmıyorlar, kötü davranmıyorlar ve kimlik isteyince bile rica ediyorlar. Bu bizim için iyidir. Mahallede polis durduğundan beridir kafamız, kulağımız rahat. Hiç kimse bizi korkutamıyor, çocuklarımıza musallat olmuyor”
* * * * * * * * * * * * * * * *
Tabi bu işin diğer boyutu da polisler. Saatlerce sokaklarda suçluları, hırsızları, halkın huzurunu bozanları kovalıyorlar. Çok çalışmalarına, yorulmalarına rağmen onlar da bu durumdan şikâyetçi değil. Hele son zamanlarda vatandaşların kendilerine yardımcı olmasından çok da memnunlar. Sokaktaki vatandaşlarla aile gibi olmuşlar. Artık halk polisi, polis de halkı tanımaya başlamış. Özverili çalışma da eklenince suçla mücadelede önemli başarılar elde edilmiş. Bağlar’da ortaya çıkan bu tablo dalga dalga Diyarbakır’ın bütün her yerine dağılmış. Şehrin neredeyse her yerinde polis halkla iç içe ve sağlam ilişkiler kurulmuş.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Geçmiş yıllarda terör örgütlerinin yol kesip kimlik kontrolü yaptıkları, envai çeşit suç örgütünün cirit attığı, insanların girmeye korktukları Bağlar, artık huzurlu bir yer haline gelmişti. Aşkın, projeyi başlatıp kenara çekilmedi. Neredeyse her akşam Bağlar’a uğruyor, ara sokakları geziyor, polisin halka yaklaşımını araştırıyor ve bunun için önlemler alıyordu. Zaten yazının başında söylediğim, Bağlar gençlerine verdiği söz de buydu. Bağlar’ı suç ve suçlulardan temizleyecekti. Yaptı da. Proje oldukça başarılı bir şekilde devam ediyor ve Narkoproje yarışmasında birinci seçildi.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Narko – Alan devam ederken, aynı zamanda kentin diğer sorunlarına da çözümler geliştirdi. Asayiş, trafik gibi kangren olmuş sorunlar artık kentin gündeminden düşmek üzere. Diyarbakır’ın neresinde bir suç işlenirse işlensin bir gün geçmeden faili yakalanıyor ve adaletin önüne çıkarılıyor. Bunun en önemli sebebi şüphesiz ki polisin özverili çalışmaları. Ama bir sebebi var ki, o da Dr. Hüseyin Aşkın’ın halkla kurduğu sıcak ilişkiler. Çünkü insanların polise güvendiği bir kentte suç oranları da düşüyor, suç işleme eğilimleri de azalıyor. Bunun örneğini Diyarbakır’da yakından gördük. Bunu sağlayan da Dr. Aşkın ve ekibidir.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Şimdi yazının başlığına dönelim. Bir polis, bir kenti değiştirebilir mi? Evet, Diyarbakır örneğinde görüldüğü gibi değiştirebilir. Sürekli sokakta, halkın içinde olan Aşkın geldiği günden bu yana kentin çehresini değiştirmiş durumda. Diyarbakır sokaklarında ona “İkinci Gaffar Okkan” diyorlar. Bunun sebebini sanırım anlatmama gerek yok. Diyarbakır’da yaşayanlar zaten yakından görüyorlardır. Çünkü bu kentin insanları samimidir, sıcaktır. Siz bir adım giderseniz, onlar size on adım gelirler. Aşkın Müdür de böyle davrandı ve halkın gönlünde taht kurdu. Görevinde de başarılı oldu.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Tabii ki Diyarbakır’ın bu kadar huzurlu ve güvenli hale gelmesinde, artık terör eylemi yapılamamasının da etkisini es geçemeyiz. Allah’a şükür Diyarbakır’da iki yıldan fazla bir süredir terör artık gündemden düştü. Çünkü ne PKK, ne DEAŞ, ne de diğer terör örgütleri artık Diyarbakır’da eylem yapamaz hale geldi. Aşkın’ın bu başarısının temelinde de terörle mücadeledeki muazzam başarı yatıyor. Çünkü terör olgusunun gündemde olduğu bir yerde istediğiniz kadar başarılı olun, terör her zaman birinci gündem maddesi olmaya devam eder.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü de son iki yılda terörle mücadele konusunda oldukça önemli başarılar elde etmişti. İki milyonluk kentte neredeyse tek bir terör eylemi olmamış, tek bir bomba patlamamış, tek bir çocuğun burnu kanamamış, tek bir vatandaşın kepengi zorla kapatılmamış, tek bir çocuk dağa götürülmemiş ve tek bir ana gözyaşı dökmemişti. Huzur ve güveni sağlamanın bedeli ağırdı. Ama bu bedeli ödeyen isimsiz kahramanlar vardı. Bu isimsiz kahramanlar, gece demeden, gündüz demeden, günlerce evine gitmeden, çocuklarının yüzünü görmeden, canlarını, kanlarını ortaya koyarak bu muhteşem başarının mimarı oldular. Dolayısıyla Dr. Hüseyin Aşkın’ın bugün yarattığı güvenlik politikasının da aslında temelini oluşturdular.
* * * * * * * * * * * * * * * *
İşte bu yazdıklarımın hepsi daha huzurlu ve daha güvenli bir Diyarbakır içindi. Ben bir Diyarbakırlı olarak Dr.Hüseyin Aşkın’a ve emrinde çalışan isimsiz kahramanlara teşekkür etmek istiyorum. Annemin, babamın, kardeşlerimin, hemşehrilerimin korkusuzca sokağa çıkmasını sağladığı için. Kentimizi güvenli bir yer haline getirerek yatırımların gelmesini hızlandırdığı için. Kimse bilmeden, görmeden, kendi imkânlarıyla binlerce Diyarbakırlı öğrenciye yardım yaptığı için. Ve Diyarbakır için bilmediğimiz daha binlerce iyiliği için.
İyi ki varsın Hüseyin Müdür.
Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.