GÜNDEM

Davutoğlu: Milli irade esastır!

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "(Bazı belediyelere görevlendirmeler) Milli irade esastır, egemenlik kayıtsız şartsız millete aitse demokrasinin milli iradeye saygıyı zedeleyecek hiçbir şeye tevessül etmemesi lazım" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bazı belediyelere yapılan görevlendirmelere ilişkin, "Milli irade esastır, egemenlik kayıtsız şartsız millete aitse demokrasinin milli iradeye saygıyı zedeleyecek hiçbir şeye tevessül etmemesi lazım." dedi.

Davutoğlu, Saadet Partisi TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ABD'de yapılan seçimlerin, tüm dünyayı ilgilendirdiğini ve bu seçimde zaferini ilan eden Donald Trump'ın seçilmesinden en memnun kişinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olduğunu söyledi.

Bu dönemde Birleşmiş Milletler (BM) dahil uluslararası örgütlerin etkinliğinin azalacağını belirten Davutoğlu, Trump'ın daha önceki uygulamalarında ABD'nin yerleşmiş kuralları ile BM'nin ABD tarafından da kabul edilen kurallarını çiğnediğini anlattı. Davutoğlu, "Bir örnek olarak bugün Gazze'deki soykırımın en temel sebeplerinden birisi, Mescid-i Aksa ve içinde bulunduğu Kudüs'ün, Trump tarafından İsrail'in ebedi başkenti ilan edilmesi. Bu, ABD'nin bütün Filistin sorunuyla ilgili geçmiş kabullerini reddetmek ve BM Güvenlik Konseyi'ni yok saymaktır." diye konuştu.

Bazı belediyelere yönelik görevlendirmeleri eleştiren Davutoğlu, "Bu kayyum meselesi demokrasi krizidir. Milli irade esastır, egemenlik kayıtsız şartsız millete aitse demokrasinin milli iradeye saygıyı zedeleyecek hiçbir şeye tevessül etmemesi lazım." ifadesini kullandı.

"Hasan Bitmez'in ismi Meclis'te bir salona ya da koridora verilsin" talebi

9. Yargı Paketi'ne ilişkin eleştirilerini sıralayan Davutoğlu, "Yargı manipülasyonu paketi bu; yargı reformu değil. Yargıyı manipüle etmeye alışmış bir iktidar, adalet tesis edemez." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de kimsenin sokağa çıktığında güvenliğinin olmadığını söyleyen Davutoğlu, Narin Güran cinayeti davasını takip edeceklerini ve duruşmaya katılacaklarını aktardı.

Tekirdağ'da 9 aylık bebeğe cinsel tacizde bulunulduğunu anımsatan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Nasıl bir ülkeye döndük? Ahlaki bir çöküş var. Hukuk çöküşü var. Yenidoğan çetesine ne dersiniz? Yenidoğan çetesinin ilk soruşturmalarının benim dönemimde başlatıldığı ve benden sonra durdurulduğu artık kamuoyunca malum. 2016'dan beri büyümüş, büyümüş ve canavarlaşmış. 18 Kasım'da duruşması var. Orayı kuvvetli bir hukukçu kadrosuyla, vaktim olursa bizzat da katılarak, hastanelerde rant çetesi kuranların burnundan getireceğiz. Müslümanların, insanların sağlığıyla oynayan kim varsa hesabını bu dünyada da ahirette de verecek."

Türkiye'nin küresel suç endeksinde Avrupa'da 1'inci, Asya'da 6'ncı ve dünyada da 14'üncü olduğunu ifade eden Davutoğlu, "yüz karası" olarak nitelendirdiği bu tabloyu bitirmek zorunda olduklarını dile getirdi.

Davutoğlu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan, kürsüde Gazze ile ilgili konuşurken vefat eden Saadet Partili Hasan Bitmez'in ölüm yıl dönümünde, Meclis'te bir salona ya da koridora isminin verilmesini istedi.

"40 milyona yakın insanımız açlık sınırının altında yaşıyor"

Saadet Partisi Genel Başkanvekili Mahmut Arıkan, 2-8 Kasım tarihlerindeki Lösemili Çocuklar Haftası'nda, toplumun özellikle bu konuda bilinçlenmesini sağlamanın, siyasilerin de görevi olduğunu ve siyasetin gündemi arasına sıkışıp hasta çocukların unutulmaması gerektiğini ifade etti.

İsrail'le kesintisiz devam eden ticarete tüm toplumun tepki gösterdiğini dile getiren Arıkan, "AK Parti'nin bu ticaretten vazgeçmediğini" savundu. Arıkan, "'Bu vebale bizi ortak etmeyin' dedikçe, sizler gemilere izin verdiniz; ticarete devam ettiniz." sözlerini sarf etti.

Bazı belediyelere yapılan görevlendirmelere ilişkin de Arıkan, şu görüşleri paylaştı: "Kayyum meselesi, maalesef ki yıllardır devam eden yerleşik bir uygulama haline geldi. Olağanüstü hallerde bile en son seçenek olarak uygulanması gereken bir yöntem, iktidar eliyle adeta bir sopa haline dönüştü. 3 defa seçilen Ahmet Türk, 3 defa görevden alındı. YSK, 'Seçime girebilir' diyor. İktidar ortağı cezaevindekileri Meclis'e davet ediyor. Bunlara karşılık iktidar, 'Seçileni cezaevine göndeririz' restiyle cevap veriyor. Kayyum görüntüsü bizi iyi yansıtmıyor. Kayyum formülü uluslararası arenada Türkiye imajına ciddi zarar veriyor. Ülke içinde ise aidiyet duygusunu baltalıyor. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçin. Seçilen, bir suç işlemişse yeni belediye başkanını belediye meclisi seçsin. Hiçbir şehrimiz ithal belediye başkanları tarafından yönetilmek zorunda kalmasın."

Ekonomide, Cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden birinin yaşandığını söyleyen Arıkan, "Ülkemizde asgari ücret ve asgari ücrete yakın ücret alan işçi sayısı 13 milyon. Asgari ücretin altında maaş alan emekli sayısı 16 milyon. Geniş tanımlı işsizlik rakamı 10 milyon. 40 milyona yakın insanımız 20 bin lirayı geçmiş olan açlık sınırının altında yaşıyor. Geri kalanın büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında yaşıyor." diye konuştu.