Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "15 yıla yaklaşan iç savaş, Suriye'ye neye mal oldu, bize neye mal oldu? Suriye'de neler oluyor diye sormayalım mı?" ifadelerini kullandı.
Arıkan, Saadet Partisi TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nün engelsiz yaşamlara yönelik bir farkındalık oluşturması temennisinde bulundu.
Türkiye'de engellilerin eğitim, sağlık, ulaşım, istihdama katılım ve ekonomik refahlarının Avrupa'nın çok gerisinde olduğunu savunan Arıkan, engellilerin önündeki engelleri kaldırmanın ve yaşamlarını kolaylaştırmanın, toplumdaki her bir ferdin görevi olduğunu söyledi.
Arıkan, engellilere yönelik projelerin sosyal devlet anlayışının en çok ihtiyaç duyduğu konulardan biri olduğunu dile getirerek, engelliler için ayrı bir bakanlık kurulmasını istedi.
Bazı aile hekimlerinin iş bırakma eylemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arıkan, sağlık sisteminin tüm yükünün doktorlara ve aile hekimlerine yüklendiğini söyledi.
Mahmut Arıkan, sağlık hizmetlerindeki düzenlemelerin sağlık çalışanlarının iş yükünü artırdığını savunarak, "Grev yapan tüm aile hekimlerimizin haklı mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Talep ettikleri özlük hakları, iş yükünün azaltılması ve maaş iyileştirmeleri son derece haklı taleplerdir." ifadelerini kullandı.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Arıkan, "Maaş zamları yaklaşıyor. Zam oranları, ayarlı enflasyona göre mi yoksa asgari ücretle atbaşı giden kiralara veya etiket terörüne göre mi belirlenecek? Daha önce de bu ülkede ekonomik krizler oldu ama bu kadar süren bir ekonomik kriz olmadı." diye konuştu.
Suriye'deki son gelişmelere de değinen Arıkan, "15 yıla yaklaşan iç savaş, Suriye'ye neye mal oldu, bize neye mal oldu? Suriye'de neler oluyor diye sormayalım mı? Bu iktidar kendine güveniyor mu ki biz bu iktidara güvenelim." ifadelerini kullandı.
Arıkan, "Türkiye ile İsrail arasındaki ticaretin devam ettiğini" öne sürerek, bu ticaretin sona erdirilmesini istedi.
"Birinci önceliğimiz, Türkiye'nin stratejik çıkarları"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dünyayı bekleyen bir krizin olduğunu söyleyerek, "'Amerika başkanının görevi devralması dönemine dikkat edin' dedim. İşaretleri görülmeye başladı, tehditler başladı. 'Barış getireceğim' diyen Trump, kime barış getireceğini gösterdi. İsrail'e barış, Gazze'ye cehennem. Getirecekleri barış bu. Bu dönemde teyakkuz halinde olmamız lazım." değerlendirmelerinde bulundu.
Suriye'de yaşanan gelişmeler karşısında hükümetin doğru bir tavır sergilediğini ifade eden Davutoğlu, "Türkiye, bu iç çatışmada doğrudan bu çatışmayı başlatan ya da teşvik eden bir ülke olarak asla görülmemeli. O yüzden Dışişleri Bakanlığının açıklamaları bazılarınca pasiflik gibi görülebilir ancak Bakanlığın açıklamaları doğrudur. Türkiye bu savaşın doğrudan başlatıcısı gibi görülmemeli." diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, gelişmeleri yakından takip ettiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ne yapmalı? Birinci önceliğimiz, Türkiye'nin stratejik çıkarlarıdır. Onu koruyamazsak, Suriye'yi de Irak'ı da Gazze'yi de koruyamayız. Türkiye'nin stratejik kararları esas olacak. Suriye'de yapılması gereken tavır şudur; Sayın Cumhurbaşkanı'na, Dışişleri Bakanı'na ilgili diplomasi yürütenlere sesleniyorum; şimdi savaş vakti değil, diplomasi vaktidir. Savaş alanda yürüyor. Mesafeli tutum takındınız; doğru. Şimdi diplomasi yapın; Rusya, İran, Amerika, İngiltere, Çin ve Fransa ile temasa geçin. Birleşmiş Milletlere bir mektup yazın, Suriye'de bir geçiş hükümeti kurulsun diye talepte bulunun."