Dünya genelinde her alanda hızlı bir değişim yaşanıyor. Dijitalleşmenin getirdiği inovasyon, etkisini her yerde gösteriyor. Dijitalleşmeyle birlikte, tüketim, satın alma hatta alışkanlıklarımız bile yeniden şekillenmekte. Geçenlerde metro ile eve dönerken tabletten kitap okuyanları gördüm, sayfaları karıştırarak, her bir cümlenin altını çizerek okumanın verdiği keyfi verir mi diye düşündüm kendi kendime.

En basiti eskiden yani 90’lı yıllarda, ilkokula gittiğimiz zamanlar ödev verildiğinde araştırmak için büyük ansiklopedilere sarılırdık, şimdi iki tıkla istediğimiz bilgi önümüze düşüyor. Hem iyi, hem kötü…

Araştırmanın, gayret etmenin, öğrenmenin bir çabası vardı. Dediğim gibi artı ve eksileri terazide dengede. İşim gereği daha çok sahada olduğum için, etrafımda olan biteni sürekli incelerim. Örneğin, bu ara insanlar hem tasarruftan ötürü, hem de organik yaşama hasret kaldıklarından dolayı domatesini, biberini, salatalığını kendi saksısında yetiştiriyor. Üstelik fidelerin tanesi de 5 TL.

Ne yalan söyleyeyim, ben de heveslenip balkonumdaki saksılara roka, domates, salatalık ve biber ektim. Çölleşen dünyama, bir nebze de olsa renk katmak istedim. 1 milim dahi olsa büyümeleri, tomurcuk verip çiçek açması bana inanılmaz mutluluk veriyor. Şehirden kaçıp herhangi kısır bir yerde, doğanın içinde yaşama yeniden merhaba diyenleri o kadar kıskanıyorum ki. ‘Hiçbir resim, her gün gördüğümüz tabiat tablosu kadar güzel olamaz.’

Bir Kızılderili öğretisi diyor ki: Atın içtiği yerden su iç, kedinin yattığı yerde uyu, kurdun değdiği elmayı ye, sivrisineğin konduğu mantarı topla, köstebeğin kazdığı yere ağaç dik, yılanın ısındığı yere ev yap, horozla beraber uyu ve uyan, konuşmak yerine daha çok sessiz kal…

Evet, sizce bunların hangi birini gerçekten yapabiliyoruz? İçine sıkışıp kaldığımız hayatlarımızın bir nebze olsun nefes almaya, soluklanmaya ihtiyacı var. Güzel bir hafta olması dileğiyle, sağlıcakla kalın…

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.