“Kritik ilçelerde mitinglere ağırlık vereceğiz”
Nasıl bir miting planı var?
“2019’da 41 ilde 249 aday tanıtmıştım. Bütün şehirleri gezmek yerine risk ve fırsat analizi yapıp; fırsatın ya da riskin yüksek olduğu yerlerde yani kazanma çizgisinin hemen altında ve hemen üstünde olduğumuz yerlere ağırlık vereceğiz. İl mitingleri olacak ama daha çok kritik ilçelerde miting yapacağız.
“Malatya’da yüzde 34”
“Kırıkkale, Kastamonu ve Malatya’da mutlaka miting yapacağım. Bu üç yerde de partinin oyunun çok üzerinde fırsatlar var. Ölçme değerlendirme birimimizin başındaki arkadaş Malatya anketini gösterirken “Hani asrın felaketi deniyor ya. Asrın sürprizini bekliyor bu seçim burada” dedi. 6 parti birlikte girdiğimiz seçimde Malatya’da oyumuz yüzde 21’ken, şimdi anketlerde oy oranımız yüzde 34’ü gösteriyor. Yanlış olmasın diye hep ikinci anketi istedi Veli Bey. Bize oy vermemiş seçmen de depremde en çok Veli Ağbaba’yı yanında gördüğü için ona oy vermek istiyor.
Antalya’da, Muğla’da, Aydın’da, Trakya’da, Balıkesir’de, Manisa’da, Mersin, Adana, Trabzon, Giresun, Artvin’de mitingler yapacağız. Kazanmakta iddialı olduğumuz ve mutlaka genel başkanın bulunması gereken yerler diye. İstanbul’da birçok ilçede mitingler olacak.
“Seçmenlerin endişe etmesi gereken benzetme”
İstifa edenler, bağımsız aday olanlar oldu. Seçmende mutsuzluk var. Seçimde bir hezimet yaşanır mı? 89-94 seçimlerine göndermeler yapılıyor? Endişeli misiniz? Bu seçimden neler bekliyorsunuz?
“Bir kere; 89-94 benzetmesi benim endişe etmem gereken değil, Türkiye’deki bütün seçmenlerin endişe etmesi gereken bir benzetme. Çünkü Melih Gökçek belediyeciliği o zaman başladı.
Bunlar belediyeleri aldıktan sonra Türkiye’ye nasıl bir süreç yaşatıyorlar ona bakmak lazım. Erdoğan, “Dikey mimariyle İstanbul’a ihanet ettik” dedi. 1989 iyi, 1994 kötü. 1994 yaşanırsa, kentlerimiz için kötü olur. Çünkü kolay kurtulmadı kentler bu meselelerden.”
“DEM, 1 Nisan sonrasına dönük AK Parti’yle görüşmeler yapıyor”
“Bir önceki seçim ile bu seçim arasında şöyle bir fark var: Bir önceki seçimde HDP hiçbir talebi olmadan AK Parti’ye kaybettirmek için her şeyi yapıyordu. Bu seçimde gücünü biraz da muhalefete gösterme isteğinde. Görünürde baktığımız da DEM Parti’nin izlediği strateji de; milletvekillerinden okuduğumuz sözcüleri tarafından yalanlanmayan bir şekilde, AK Parti’yle 1 Nisan sonrasına yönelik, yani kayyum atama meselesi başta olmak üzere çeşitli görüşmeler yapılıyor. Bize kazandırmak değil, gerekirse kaybettirmek üzerine bir strateji var, bu çok ortada.
DEM’le aramızda bir protokol yok, kent uzlaşısı var. Bizim de oy vereceğimiz adayları olduğunda, o adayları destekleyeceğimizi söyledik DEM’e.”
“Seçmende hayal kırıklığı yaratmadık”
“Baktığınızda şartlar çok lehimize değil görünüyor ama diğer yandan seçmende bir değişiklik yok. Seçmenin reflekslerinde bir değişiklik yok. 2019 başarısını bize yaşatan seçmenin saraya itirazı devam ediyor. Bahçeli’ye itirazı devam ediyor. Kent suçlarına itirazı devam ediyor. İsrafa itirazı devam ediyor ve ayrıca şimdi 2019’dan farklı şöyle bir şey var: Bir takım olumsuz iddiaların da ortadan kalktığı bir süreç yaşanıyor. Mesela 2019’da – İstanbul CHP’ye geçerse İspark PKK’nın olacak, Ankara CHP’ye geçerse su faturalarını teröristler de açacak- diyorlardı. Pratik o değil, vatandaş gördü. Artık böyle bir korkunun, böyle bir sözün bir karşılığının olmadığı, bunun bir kara propaganda olduğu ortaya çıktı.
CHP gelirse sosyal yardımlar kesilir kaygısı vardı. Pandemide 5 kata çıkan sosyal yardımlar oldu ve sürüyor. Biz İstanbul ve Ankara başta olmak üzere hiçbir yerde seçmende hayal kırıklığı yaratmadık. Bütün memnuniyet anketlerinde seçildikleri noktanın gerisinde olan belediyemiz yok.
Bazı yönetimsel hatalar oldu, bazı problemler yaşandı ama şimdi bence çok önemli bir başarı elde ettik ve seçmen değişmedi, ilave seçmen var. O seçmenin üçte ikisinin de muhalif olduğu ve bu iktidarla hareket etmediği ortada.”
“Seçmen kendini ve kentini düşünür”
“Açık söyleyeyim: 5 Kasım günü parti yönetimine geldiğimizde ortadan kalkmış bir ittifak kapasitesi vardı. Gizli protokol yüzünden. DEM seçmeni Soylu’dan kaçarken Zafer’e tutulduğumuzu söylüyordu.
Ben beyaz çiçeği aldım gittim ama ittifak yapmaya razı edemedim eski ortakları. Ama muhaletfe muhalefet etmedim. Özenli bir dil kullandım. Partilerin, kendi düşünceleri olabilir ama yerel seçim olduğu için seçmenin burada kendini ve kentini düşüneceğini düşünüyorum.”
“Lütfü Savaş’sız olmuyor”
Hatay’da Lütfü Savaş’ı yeniden aday gösterme süreci neden sancılı oldu? Kesin kararınızı nasıl verdiniz?
“Anketler Hatay’da bir Hatay İttifakı’na ihtiyaç olduğunu gösteriyor. AK Parti ile aramızda 3-4 puan fark var. Bazen öndeyiz, bazen geride. Hatay’da duygular çok yüksek olduğu için anketlerde hep farklı sonuç çıkıyor.
Hatay’da AK Parti’yle CHP arasındaki yarışa AK Parti’ye muhalif TİP, DEM ve diğer irili ufaklı sol partiler müdahil olurlar ve taraf seçerlerse biz seçimi kazanıyoruz.
O yüzden ben başkanımızı çağırdım, anketlerimizi koydum, hatta ona sen de elindekileri çıkart dedim. Önce sabah bir saatten fazla görüştük. Enine boyuna düşünmek için dağıldık. Formül bulalım dedik. Pek çok partiyle görüştüm. Lütfü başkan da görüştü. Karşılıklı önerilerde bulunduk. Ben Lütfü Savaş’a “Sizi dışarıda bırakmayacak bir formüle ihtiyacımız var” dedim. Çünkü Savaş AKP ve MHP seçmeninden çok oy alıyor. “
“Lütfü Savaş bana –Herkes beni çok üzdü ama siz hiç üzmediniz- dedi”
“Gece bir kez daha oturduk. Lütfü Savaş’sız olmayacağını gördük. Lütfü Bey’le devam dedik. En güçlü seçenek o. Önümüzdeki günlerde Hatay’da kent uzlaşısı sağlayacak temasları da yaptık.
Benim gördüğüm kadarıyla Hatay’da kafa kafayayız. Örgütümüz “Hatay’ı alırsak Lütfü Bey’le alırız” dedi. Biz Lütfü Bey’le zor bir süreci beraber geçirdik. O bana “Siz bana hiç haksızlık yapmadınız. Bu süreçte beni herkes çok üzdü ama siz hiç üzmediniz” dedi. 1 Nisan’da gelip bana teşekkür edeceğini söyledi. Kendisiyle hep yapıcı bir diyalog kurdum.
Lütfi Bey bu seçimi kazanırsa çok ciddi bir siyasi başarı elde etmiş olacak. Kaybederse de anlaşılır bir sonuç olur. 1 Nisan’da Hatay’ı AK Parti’ye emanet edeceğime Lütfü Bey’e emanet etmeyi tercih ederim.”
“Kurultay olup, olmayacağını kamuoyu belirler”
CHP’de 1 Nisan sonrasında bir kurultay olacağı, genel başkanın değişeceğine dair beklentiler, değerlendirmeler için ne diyorsunuz?
“CHP’ye genel başkanın kim olacağını delegeler ya da parti içi dengeler değil, kamuoyu belirler. Bunu 100 kere dedim. Eğer biz kamuoyu desteğini kaybedersek her şey olur ama biz kamuoyu desteğini kaybetmeyiz.
Biz parti içinde değişimi gerçekleştirdik ama parti içinde geçen kurultayı hazmedememiş birkaç arkadaş ve onların etkisindeki bir grup medyanın yaratmaya çalıştığı algı ve iktidarın bunu sahiplenen, köpürten tavrı ortada. Çok güçlü ve dinamik bir kadromuz var. Örgütümüz çok güçlü. Parti içindeki birkaç hazımsız da avuçlarını yalar.”
“Televizyonda üç saat CHP’yi konuşuyorlar”
“İktidar, dünyadaki tüm sol, sosyal demokrat akrabalarıyla sıkı ilişkiler kuracak ve Türkiye’nin çıkarlarını yurt dışında, onların anladığı dilde anlatabilecek genç bir sosyal demokrat liderin başına açabileceği cezayı görüyor. O yüzden parti içindeki birkaç hazımsız ve saçma sapan, tutum ve tavır içinde olan azınlığın sesini duyurabilmek için iktidar medyasının gösterdiği mücadeleyi görüyorsunuz. Televizyonda geceleri üç saat CHP konuşuyorlar. İliç’te yaşananlar varken şuurunu kaybetmişler ve bizden bahsediyorlar.”
“Seçim güvenliği endişemiz yok”
31 Mart’ta seçim güvenliğine ilişkin özel bir hazırlığınız var mı?
“Yerel seçimlerde seçim güvenliği konusunda belediye başkanları da, meclis üyeleri de kendiliklerinden oylarına sahip çıkıyor. Ayrıca; geçen seçimde tıkır tıkır çalışan, kendini test eden, bütün spekülasyonlara rağmen de seçimden başarıyla çıkan bir sistem var. Altyapıda da teknolojinin geliştirdiği iyileştirmeler yapılmıştır.
Sandıklara hakim olma konusunda da özellikle yerel seçimin yarattığı imkanlar da göz önünde olunduğunda herhangi bir endişemiz yok.”
15 Nisan için Filistin’i ziyaret planı
Özgür Özel, 15 Nisan’da Filistin’e gitme hazırlığı da yapıyor. Plana göre Kudüs’ün kuzeyindeki Ramallah’ı ziyaret edecek Özel, burada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın yanı sıra İsrail saldırıları yüzünden sağlık sorunu yaşayanlar ve aileleriyle, sivil toplum örgütleriyle görüşecek. Özel, “Buradan dünyaya ve Türkiye’ye önemli bir çağrı yapacağız” diyor.
Özel, daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Gel beraber gidelim” çağrısı yapmıştı.
Özel’in ses problemi ve özel karışım
Özgür Özel, ses kısılması problemine karşı nasıl bir önlem aldığını “Genel Merkez’de bir karışım var. Süt, bal, zencefil. O gerçekten faydalı. Seçim otobüsünde de yapıyorlar. Kesin çözümü yormamak. Kortizon almak istemiyorum” sözleriyle anlattı.
Kaynak: Serbestiyet