İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin, "Şimdi bir kez daha Erdoğan'ın şahsi siyasi kariyerine hizmet etmek amacıyla anayasa değişikliği senaryosuna bir figüran aranıyorsa; İYİ Parti böyle bir senaryonun içinde asla yer almayacaktır." dedi.
Dervişoğlu, genel başkanlığa seçilmesinin ardından ilk kez İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına "Türk'ün ateşle imtihanından alnının akıyla çıkan, itibarın ve millet iradesinin esas dayanağı olan Gazi Meclisimizin kutlu çatısının altında İYİ Parti Genel Başkanı olarak ilk kez konuşuyorum. Dava arkadaşlarımın şahsıma vermiş olduğu İYİ Parti'nin iktidar yolculuğunu başlatma vazifesiyle sizlere bu kürsüden, onur ve gururla sesleniyorum." sözleriyle başladı.
Sadece bir makamı devralmadığını, milletin sesi olma, dertlere derman bulma ve memlekete İYİ Parti'nin vizyonunu, projelerini, çözümlerini sunma hedefini taşıyan bir bayrak teslim aldığını dile getiren Dervişoğlu, bu bayrağı daha da yükseklere taşıyacağına söz verdi.
"Kongreler, kongrelerde kalmalıdır, yersiz tartışmaların anlamı yoktur"
İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı'na işaret eden Dervişoğlu, partisinin kurucu genel başkanı Meral Akşener'e, genel başkan adayları Koray Aydın ve Tolga Akalın'a teşekkür etti. Dervişoğlu, "Parti içi demokrasi, Türkiye için demokrasi" şiarıyla 7 yıl önce sahalara çıkmış bir siyasi hareket olarak önce kendilerinin bu geleneğe uymasının, başarıyla geçtikleri tarihi bir imtihan olduğunu söyledi.
Kongrelerin kongrelerde kalması gerektiğini, yersiz tartışmaların anlamının olmadığını kaydeden Dervişoğlu, "Dünden bugüne hiçbir şey değişmemiştir. Sayın Koray Aydın, ağabeyim ve aile büyüğümdür. Sayın Tolga Akalın da kardeşim ve ailemin bir ferdidir." sözlerini sarf etti.
Dervişoğlu, İYİ Parti ile şu veya bu sebeplerle yollarını ayıranlara "İYİ Parti dün olduğu gibi bugün de sizindir. Gelin yaralarımızı birbirimize sarılarak saralım. Gelin, küskünlükleri sonlandıralım. Gelin, haklıya hakkını birlikte teslim edelim ve mücadelemize her zamankinden daha güçlü bir şekilde devam edelim." diye seslendi.
İYİ Parti'nin milliyetçi, cumhuriyetçi, mukaddesatçı, hürriyetçi olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" ifadesini vatandaşlığın temeli olarak kabul edenlerden olduklarını dile getirdi.
"Yeni anayasa tartışmaları Türkiye'nin gündemi değil"
İYİ Parti'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yerleşik hale getirecek, bunu ılımlı gösterecek, meşrulaştıracak hiçbir pazarlığın içinde olmayacağını, bu hesapları güdenlere de bünyesinde yer açmayacağını vurgulayan Dervişoğlu, yeni anayasa tartışmalarının, Türkiye'nin değil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve çevresinin gündemi olduğunu belirtti.
Yeni anayasa arayışlarının, Türk milletinin yakıcı sorunlarına ve ihtiyaçlarına yönelik olmadığını ifade eden Dervişoğlu, "Sayın Erdoğan'ın siyasi ikbaline ve yeniden adaylık talebine aslında 'ölene kadar cumhurbaşkanı olmasına' dair gaflet dolu bir ikmal ve takviye çabasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Dervişoğlu, hukuksuz bir ülkede, adaletsiz bir düzende ekmeksiz bir millete "yeni anayasa" demenin ancak abesle iştigal olacağını belirterek, "'Ekmek bulamıyorsanız, anayasa yiyin' demektir." ifadesini kullandı.
Milletin, anayasadan dolayı açlık sınırının altında yaşamadığını vurgulayan Dervişoğlu, "Bu millet artık bir zamanlar anayasa fırlatıldığı için değil; anayasanın temelleri her gün, her fırsatta çiğnendiği için ekmeksiz kalıyor. Ekmeksiz kaldıkça hukukundan oluyor." diye konuştu.
"Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden, onun kurucu ilkelerinden taviz vermeyeceğiz"
Dervişoğlu, dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 seçimlerinde yeniden cumhurbaşkanı adayı olmasına ilişkin 2017 yılındaki anayasa değişikliğine işaret ederek yaptığı açıklamayı anımsattı ve "Yeni anayasa tartışmalarının iktidar tarafından Türkiye'nin gündemine getirilmesindeki amaç son derece açıktır; 2017 yılında anayasa değişikliğini bahane ederek Erdoğan'ın yeniden adaylığının önünü açan Adalet ve Kalkınma Partisi, şimdi yeni bir anayasa değişikliği ile bu süreci 2028 seçimlerine taşımak istemektedir." yorumunu yaptı.
İktidarın 2017 yılındaki anayasa değişikliği ile "tek adam rejimini" Türkiye'nin başına bela ettiğini söyleyen Dervişoğlu, "Şimdi bir kez daha Erdoğan'ın şahsi siyasi kariyerine hizmet etmek amacıyla anayasa değişikliği senaryosuna bir figüran aranıyorsa; İYİ Parti böyle bir senaryonun içinde asla yer almayacaktır. Türk milleti de hiçbir şahsi ikbalin figüranı yapılamayacaktır. Anayasa değişiklik çalışmalarına ilişkin kim, kimle, nerede, ne görüşmesi yaparsa yapsın; ister ziyaret, ister iadeiziyaret fark etmez; amaçları, isterse de ticaret olsun; İYİ Parti gerekirse tek başına, yeni bir 'Erdoğan anayasasına' karşı sonuna kadar mücadele verecektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz" sözlerini hatırlatan Dervişoğlu, "Çünkü, yarattığı fiili durumlardan meşruiyet devşirmeye alışkın Erdoğan, ülkeye doldurduğu fiili kaçak nüfusuna kılıf arama derdindedir. Biz, bu filmi daha önce de gördük. 'Millet tanımı değişsin, Türklük tanımı değişsin', sonrası malum. Biz, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden, onun kurucu ilkelerinden asla taviz vermeyeceğiz. Milli ve üniter devletten taraf olan bir siyasi parti olarak; 'milletin çeşitliliği' gibi ucube bir kavram üzerinden, yeni bir anayasa çalışmasını tartışmaya dahi lüzum görmüyoruz." görüşünü paylaştı.
"Öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulmaya çaba sarf et"
Dervişoğlu, 31 Mart ile seçim maratonları döneminin bittiğini belirterek, "Her parti, her genel başkan, her aday, yaptıkları ve yapmadıklarıyla ya takdir edilmiş ya da tembih edilmiştir. Biz de payımıza düşen takdir ve tembihleri almış bulunuyoruz. Kurultayımızda sergilenen demokrat tavır ve değişim iradesi, çıkarttığımız dersin ilk sonucudur." ifadesini kullandı.
Müsavat Dervişoğlu, müfredat değişikliği tartışmalarına da değinerek, "Milli eğitim programları, milli güvenlik politikaları gibidir. Bırakın bakandan bakana, iktidar değişikliğinde bile temel hedef değişmez ve değişmemelidir. O yüzden iki bakanlığın isminin başında 'milli' vardır." diye konuştu.
Atanamayan öğretmen sayısının bir milyonu aştığını belirten Dervişoğlu, "Müfredatta ideolojik fanteziler peşinde koşacağına öğretmenlerin yakıcı sorunlarına çözüm bulmaya çaba sarf et, Milli Eğitim Bakanı." dedi.
"Teraziyi namus ve şeref bildiğimiz için istiyoruz"
Adaleti ne kendileri için ne de birilerine yaranmak için istediklerini söyleyen Dervişoğlu, şöyle devam etti: "Adaleti, dış piyasalarda kredi bulmak, şöhret olmak için değil, Avrupalılar, saati sorduğunda, önce 'şu insanları bir serbest bırakın' dediği için de değil, o teraziyi namus ve şeref bildiğimiz için istiyoruz. Çünkü Cumhuriyet'i, Batılılar bizi sevsin diye kurmadık. Türkiye Cumhuriyeti, Türk milleti, her bir ferdiyle hür, şerefli, mutlu bireyler olsun diye kuruldu. Biz, demokrasiyi iktidar için inip binilen tramvay yolculuklarına abonman bileti alalım diye istemedik."
Dervişoğlu, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in cinayetine ilişkin hazırlanan iddianamenin, mahkeme tarafından kabul edildiğini anımsatarak, "Bu iddianame görünümlü utanç belgesinin, bir hukuk devletinde millet adına karar verecek hiçbir mahkeme tarafından kabulü mümkün olamazdı. Bunu kaleme aldığını iddia eden savcının tüm yetkileri de zaman kaybetmeden elinden alınmalıydı." değerlendirmesinde bulundu.