Destici, TRT Haber canlı yayınında Fuat Kozluklu'nun gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Tarihi ve kritik bir seçime gidildiğini kaydeden Destici, Türkiye'nin sandık güvenliği en üst düzeyde ülkelerden birisi olduğunu ve her sandıkta 5 siyasi partinin sandık görevlisi, seçime katılan bütün siyasi partilerin de müşahit bulundurabildiğini söyledi.

Destici, deprem bölgesindeki çalışmaların sorulması üzerine, "Her yeni gün, bir öncekinden daha iyi, daha olumlu gelişmeler oluyor. Devlet tüm gücüyle orada, bütün kurumlarıyla orada. Sivil toplum örgütlerimiz, milletimiz ilk günkü gibi yardımlaşma, dayanışma duygusunu ve bunun gerekliliğini yerine getiriyor." ifadelerini kullandı.

Baba Nizamettin Kabaiş: “Rojin’in otopsi raporunda ‘suda boğulma’ yok” Baba Nizamettin Kabaiş: “Rojin’in otopsi raporunda ‘suda boğulma’ yok”

Millet İttifakı'nın seçimde izlediği politikayı nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Destici, "Bir tarafta devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milletin kardeşliğini, istiklalini ve istikbalini önceleyen Cumhur İttifakımız var. Bakın biz pazarlıkla kurmadık bu ittifakı. Cumhurbaşkanı yardımcılığı istemedi kimse, kimse bakanlık istemedi, milletvekili pazarlığı yapmadı. Devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü ve milletimizi önceledik. Halbuki yedili masaya baktığımızda daha önce Altılı Masa'ydı ve şu anda bakıyorsunuz Cumhurbaşkanı adayı belirlerken neyin karşılığında cumhurbaşkanı adaylığını aldı Kemal Kılıçdaroğlu? Diğer her bir partinin genel başkanına cumhurbaşkanı yardımcılığı vadetti, bakanlık vadetti her partiye en az." diye konuştu.

Destici, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun HDP ziyaretine atıfta bulunarak, "Kemal Kılıçdaroğlu gitti, HDP'yi ziyaret etti. HDP kim? PKK'nın siyasi uzantısı. Hatta yine o masanın ortaklarından Meral Akşener'in ifadesiyle HDP eşittir PKK. Bu doğru bir söz. O zaman Kılıçdaroğlu, HDP eşittir PKK sözünden yola çıkarsak PKK'yla görüşmüş oldu ve kapalı kapılar arkasında görüştü. Çıkınca hiçbir açıklama yapmadı." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 15 Temmuz gibi ağır bir darbe girişiminden kısa bir süre sonra Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaptığına dikkati çeken Destici, şunları söyledi:

"Eğer biz o harekatı yapmasaydık belki çoktan Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmuştu. Yetmedi Zeytin Dalı Harekatı'nı yaptık. Yetmedi Barış Pınarı Harekatı'nı yaptık. Şimdi Kılıçdaroğlu 'Güneyimizde bir başkası olacağına PYD olsun.' diyor. PYD'nin PKK olduğunu bilmiyor mu? Biliyor. İşte Kılıçdaroğlu bunları söyleyince bir HDP Diyarbakır milletvekili adayı çıkıyor, '14 Mayıs'tan sonra özerkliği de alacağız, Afrin'i de Türk ordusundan geri alacağız.' diyor. Yani bunlara o cesareti veren kim? Kılıçdaroğlu. Yetmiyor bir HDP milletvekili '15 Mayıs'ta İmranlı'nın kapılarını kıra kıra terörist başını dışarı çıkaracağız.' diyor."

Destici, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ilk gündeme geldiğinde kendisini zor bir aday olarak değil de tehlikeli bir aday olarak nitelendirdiği demecini hatırlatarak, "PKK'nın, YPG olduğunu ya da YPG'nin PKK olduğunu herkes biliyor. Bunu Kılıçdaroğlu'nun bilmemesi mümkün mü? Biliyor. Ama şu anda onlarla bir yol arkadaşlığı yaptığı için, ittifak ettiği için böyle söylüyor. Ama ben tabii Kemal Kılıçdaroğlu'nun ideolojisinde de ya da dünya görüşünde de siyasetinde de bunların var olduğunu düşünüyorum." dedi.

- "Cumhurbaşkanımızın oyları 49'un üstüne çıkmış durumda"

Bu seçimlerin önemli olduğuna dikkati çeken Destici, "Milletimiz şuna karar verecek. Devletinin varlığının yanında duran, bunu önemseyen ve ülkesinin bütünlüğü için Libya'da bulunan, Suriye'nin kuzeyinde hareketler yapan, Azerbaycan'la birlikte olup Karabağ'ı işgalden kurtaran, Türk Devletleri Teşkilatları Birliğinin kurulmasına öncülük eden bir Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta da ABD'nin talepleri noktasında PKK'yla ve diğer terör örgütleriyle kol kola yürüyüp 14 Mayıs'ta seçim kazanmak isteyen bir Kılıçdaroğlu ve 7'li masa var. Biz bunları milletimize söylemek zorundayız." diye konuştu.

Destici, 4 Cumhurbaşkanı adayı bulunduğunu belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız inşallah 14 Mayıs'ta, bu pazar günü ilk turda seçilecek. Ben bunu görüyorum. Ben bundan eminim." ifadesini kullandı.

Seçimin birinci turda bitip bitmeyeceği sorulan Destici, şu yanıtı verdi:

"Biz şimdi Cumhur İttifakı olarak seçim takvimi başladığında oylar bugünkünden biraz daha düşüktü. Ama şu anda Cumhurbaşkanımızın oyları 49'un üstüne çıkmış durumda. Yurt dışında oy verme işlemi bitti. Yurt dışında geçtiğimiz seçimlerde 1 milyon 700 binin üzerinde oy kullanılmıştı. Şimdi 2 milyonu geçti. O 1 milyon 700 bin oyun aşağı yukarı yüzde 65'i Sayın Cumhurbaşkanımıza verilmişti. Yani Cumhur İttifakı'nın oyları. Yüzde 35'e yakın CHP, işte İYİ Parti ve HDP ki HDP orada biliyorsunuz ikinci sırada çıktı. Özellikle Almanya'daki nüfusun, Fransa, Almanya, Belçika'daki oylarıyla. Şimdi benzer bir tablonun çıkması durumunda oradan Cumhurbaşkanımızın lehine ve Cumhur İttifakımızın lehine, diğer ittifakla kıyasladığımızda en az artı 1 oy var. Yüzde 1 oy var. İşte o yüzde 1 oy bu mevcut 49.5'un üstüne bindiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız ilk turda seçimi kazanacaktır ki yükselen bir grafik var."

- "Muhalefet dediğimiz 7'li masa seçim yenilgisine şimdiden bir bahane oluşturmaya çalışıyor"

Destici, özellikle pazar günü yapılan İstanbul mitinginin çok muhteşem olduğunu ifade ederek, "Sadece 7'li masayı değil Amerika'sından İngiltere'sine, 7'li masayı ya da Kılıçdaroğlu'nu destekleyen dış güçleri de aslında tedirgin etti. Bizim açımızdan da aslında 14 Mayıs'ta Cumhur İttifakı tarafından kazanılacak seçimin, yahut zaferinde ayak sesleri oldu, müjdecisi oldu diye görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Seçim güvenliği konusundaki soruya da Destici, "Muhalefet dediğimiz 7'li masa seçim yenilgisine şimdiden bir bahane oluşturmaya çalışıyor. Türkiye seçimlerin, oylamanın en güvenli yapıldığı ve oyların en güvenli bir şekilde sayıldığı ülkelerin başında yürüyor." dedi.

Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi seçimleri kaybettikleri noktasında da Türkiye'de bir iç karışıklık, ya da siyasi kaos oluşturma yönünde de birtakım niyetleri olduğunu biz görüyoruz. Özellikle PKK, bakın sadece PKK yok Kılıçdaroğlu'nu destekleyen. DHKPC'sinden TİKKO'suna, FETÖ'sünden MLKP'sine yani ne kadar Türkiye'de terör örgütü varsa bunların tamamı şu anda Kılıçdaroğlu'nu destekliyor. Kılıçdaroğlu bunların desteğini arzulayarak aldı. Gitti hepsiyle görüştü. Ya da temsilcileriyle görüştü. Ya da kendi görevlendirdiği insanlar görüştü. Bunların hepsinin desteğini aldı. Ama milletimiz şundan emin olsun ki devletimiz güçlüdür. İçişleri Bakanlığımız başta olmak üzere bütün kurumlarımız, istihbarat örgütlerimiz bu konuda elbette ki hazırlıklıdır. Asla böyle bir kaos ortamının yaşanmasına, bir kargaşa çıkarılmasına, Gezi benzeri bir ayaklanma yapılmasına asla ve kata müsaade etmeyecektir."