Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidarının Diyarbakır’da nasıl ve neden büyüdüğünün, durakladığının ve gerilediğinin canlı şahidi olduğumuz kadar Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu şehre verdiği önemin şahitliğini de yaparız.
Bilindiği gibi AK Parti ilk seçimde ''D’Hondt'' sistemi sayesinde Diyarbakır’da 8 Milletvekili çıkardı. Kitle siyaseti yaptığı sürece de hep başarılı oldu. 12 yıl üst üste bu şehre bakan verildi. Sayısız yatırımlar yapıldı.
DEDAŞ ile elektrik belası, devletin güvenliği presi ve PKK kayyumlarına karşı kayyum atamaları parti politikalarını kısmen de olsa olumsuzlaşmaya devam ediyor. Allah için, halka dokunmasını bilmemek ve her noktada yolsuzlukların dışında, şehirde tarım, tekstil, turizm, iç ve dış ticarette büyük paylar ayrıldı. Diyarbakır Kalesi’nin Sur ve burçlarının onarımı bile turizmin yeniden dirilişini sağlayacak…
Bu satır başlarından sonra söyleyebiliriz ki, bu şehirde dönemsel olarak partiyi temsil etme yetkisini alanlar partinin son on yıllık politikasında temsilde yeteneği ve kaliteyi unutturdular. Şehrin ekonomisine, siyasetine, demokrasisine layık insan kalitesini hesaba katmadan seçimlerde aday listelerinde bazen bir ilçe, bazen bir mahalle bazen bir aile baz alınarak adaylar belirlendi.
Parti vitrininde halkın ve partililerin isteyebileceği vizyonda adaylar unutula unutula bugünlere gelindi. Evet AK Parti her seçimde genel başkanının ismine sığınarak oy alacağını sandı. Fakat her seçimde oyları biraz daha geriledi. Bu gerilemede “küçük olsun benim olsun” diyenlerin genel merkez mantığı ve ittifakı yoktu denilemez.
Bu tablo her seçimde yaşandı. Parti, bu çıkar tembelliğiyle ölü toprağını bir türlü üzerinden atamadı, atamıyor.
2023 Milletvekili seçiminde de AK Parti üçüncü Milletvekilini HEDEP’ten CHP’ye aktarılan oylar ve D’Hondt sistemi sayesinde kazanabildi. 2024 Belediye seçimlerinin de 2019 seçimlerden pek farklı olmayacağını hatta daha kötü olacağını AK Parti tabanında seslendirenler çoğalıyor.
Zaten belediye başkan aday adayları müracaatında taşra ilçeleri üzerinden bakıldığında hezimet “havlu” salıyor. Doğrusunu isterseniz genel merkezin de sanki Diyarbakır gibi bir derdi yok. Adeta “ne haliniz varsa görün” diyor. Cumhurbaşkanının “derdi var.” Onun da sanırım olup bitenlerden haberi yok.
Şahsiyetlere sözümüz yok. Fakat Allah için 14 Mayıs 2023 AK Parti Milletvekili sıralama listesine bakın. Nasıl da ibretlik bir bilmezliktir. Bir ilçeden beş aday vardı. ilk dörtte üç ve on ile on birinci sıra Milletvekili adayları... Ancak şimdi sıkı durun. 31 Mart 2024 belediye seçimleri için bu ilçeden sıfır (0), yanlış okumadınız, sıfır (0) Belediye başkan aday adayı müracaatı var. Hem partilinin hem halkın partiye neden ilgisiz kaldığını, siz muhterem okuyucuya bırakıyorum.
Reis duymasın. Peki, partiyi bu dar görüşlü siyaset anlayışına iten suçlular kim? Genel Merkez midir, vatandaş mı, ben miyim? Bu konu en azından ne benim, ne vatandaştır. Elbette genel merkezdir…
Yine de bir Diyarbakırlı olarak saadete gelerek, çıkış yolu arıyorum. Diyarbakır’da iktidarın yerel hizmette var olmasından yanayım, hezimetinden değil. Kimseden yana da değilim. Resmi kayyum çıkarında banyo yapanlardan hiç değilim…
Ne yapmalı? Sorumu bir öneriyle açayım; mesela bu seçimde AK Parti genel merkezi işe; “ya Allah, bismillah” diyerek şu yeni stratejiye sarılır mı? Diyarbakır’da başta merkezdeki dört ilçede ve tüm ilçelerde kaliteli yeni yüzlerle Belediye meclis üyeleri bulur mu? Ki henüz vakit var. Büyükşehir meclisinde, Ankara, İstanbul, İzmir Ak Parti Büyükşehir belediye meclis üyelerinin yaptığı gibi demokratik muhalefet mücadelesi ile işe sıfırdan başlasa kötü mü olur. Evet, bence Diyarbakır halkına, önce yerel meclislerde güven vermeye başlamalıdır. Belediyelerin ilçe ve büyükşehir meclisinde bunu başarmayan AK Parti Diyarbakır’da ne yerelde ne genele sıçrama yapamaz diye düşünüyorum.
Sonuç olarak: Bu şehri dert etmeyen, her seçimde rutine alan AK Parti genel merkezi yerelde hizmet için, partinin geleceği için Diyarbakır’a layık hizmet için strateji değiştirmelidir. Bu seçimde yine elindeki birkaç taşra ilçe belediyesi olur. Ama genel stratejisi, özellikle kaliteli, toplumda karşılığı olan, titiz ve disiplinli davranacak belediye meclis üyelerinin sayısını çoğaltmaya bakmalı diyoruz. Diyarbakır’da suyun başında oturanlar ne der? Onu da genel merkez bilir.
Meclis üyelerine dair bu düşüncemi AK Partinin ve ülkenin geleceği için değerli bir plasman proje olarak görüyor ve bu görüşümü de birçok yere henüz vakit varken ulaştıracağımı da peşinen söylüyorum. NOKTA!