Anne Felek Taşkaya, Diyarbakır'da 3 Ocak 2008'de dershanenin önünde PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen bombalı saldırıda şehit verdiği oğlu Engin'in acısıyla yaşıyor.
Merkez Yenişehir ilçesinde bir dershane önünde 16 yıl önce askeri servis aracının geçişi sırasında bomba yüklü aracın PKK'lı teröristlerce patlatılması sonucu Engin Taşkaya, Rıdvan Süer, Eren Şahin Eronat, Ferhat Mutlu, Melek İpek, Mehmet ve Salih Ekinci ile veli Cengiz Kaya'nın hayatını kaybettiği, 73 kişinin yaralandığı saldırı unutulmadı.
Ömürlerinin baharında büyük hayallerle gittikleri dershanede terörün hedefi olan gençler, geride dinmeyen bir yürek acısı bıraktı.
O saldırıda oğlu Engin'i kaybeden 7 çocuk annesi Felek Taşkaya, elinden düşürmediği fotoğrafıyla evladının yasını tutuyor.
Taşkaya, aradan geçen yıllara rağmen hiç dinmeyen acısını AA muhabirine anlattı.
O gün oğlunun dershaneye gitmek için sabah evden ayrıldığını belirten Taşkaya, evladını hayattan koparan terör saldırısını akşam televizyondan öğrendiğini söyledi.
Taşkaya, "Evde televizyondan dershane önünde bomba patlatıldığına dair haberi gördükten sonra oğlumu telefonla aradım fakat ona ulaşamadım. Yaptığım araştırma sonrasında yaralanan oğlumun Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldığını öğrendim." dedi.
Oğlunun burada yapılan ameliyatın ardından servise alındığını anlatan Taşkaya, daha sonra yapılan müdahalelere rağmen oğlunu kaybettiklerini belirtti.
"Oğluma hem annelik hem babalık yaptım"
Taşkaya, "7 yaşındayken babası öldü. Oğluma hem annelik hem babalık yaptım. Onu okula gönderdim, liseyi bitirdi. Çalışmaya gitti, kazandığı parayla dershaneye gitti. Orada bomba patlattılar, öldü." ifadelerini kullandı.
Acısının ilk günkü gibi taze olduğunu, dile getiren Taşkaya, evlat acısının unutulmadığını belirtti.
"İnşaatta kazandığı parayla dershane ücretini ödüyordu"
Taşkaya, şunları söyledi: "Bir anne olarak yüreğim yanıyor. İnsan bu acıyı ömür boyu unutmaz. Oğlumu benden aldılar, o acıyı bize bıraktılar. Ömrümün sonuna kadar da bu acıyı unutmayacağım. Evlatlarını orada kaybeden diğer ailelerin de acısı aynı benim gibi. Allah hakkımızı bırakmasın. Bizim ciğerimiz nasıl yandıysa onlarınki de yansın. Elimde tek bir fotoğrafı kaldı. Doktor olmayı hayal ediyordu. İnşaatta çalışarak kazandığı parayla dershane ücretini ödemişti, hayalleri yarım kaldı."
Diğer çocuklarının üzülmemesi için oğlundan hatıra kalan eşyaları sakladığını anlatan Taşkaya, fotoğrafına her baktığında oğlu yeni ölmüş gibi acısının tazelendiğini belirtti.
Acılı anne Taşkaya, çocuklarından evlenenlerin ayrı eve çıktığını, tek tesellisinin yanında kalan en küçük oğlu olduğunu sözlerine ekledi.