AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Siber Güvenlik Başkanlığının çok önemli bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "Büyük bir ihtimalle müstakil bir yapı olacak. Yılbaşından önce bu kurulacak." dedi.
Ala, AK Parti Genel Merkezi'nde bir araya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündemi değerlendirdi.
Türkiye'yi samimi ve gerçekçi politikalarla bir üst lige taşımak istediklerini ve herkesin buna katkı verebileceğini anlatan Ala, Türkiye Yüzyılı hedefine değinerek, bunun önemli kaldıracının "yeni sivil bir anayasa" ve "reformlar" olduğunu söyledi. Bunu eş zamanlı, çok alanlı "yapısal reformlar" olarak niteleyen Ala, "Bunun idari, yasal düzenlemeleri olacak. Anayasa tartışmaları olacak." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yüksek gelir grubundaki ülkeler ligine girmenin eşiğinde olduğunu dile getiren Ala, "Muhtemelen bunları da yaparak gelecek sene bu üst gelir grubunun ligine çıkarız." diye konuştu.
Sürdürülebilir kalkınmayı ve gelişmiş ülkeler ligine çıkıp orada ilerlemeyi gelişmiş bir demokrasinin mümkün hale getirebileceğini ve bunu yapmaya çalıştıklarını belirten Ala, "Bunu yaparken bütün seçmenimizin rızasını, onayını almaya gayret ediyoruz. Politikalarımızı onaylamayan seçmenlerimizin de rızasını almayı hedefliyoruz. Onlar yaptığımız işlere razı olsunlar ki aktif bir karşı çıkış olmasın. Pasif de olsa destek vermiş olsunlar." görüşünü sarf etti.
Ala, "Yeni çözüm süreci geliyor" şeklindeki haberlerin hatırlatılması üzerine, "Bizim öyle bir şeyimiz yok. Bizim hedefimiz var, gündemimiz var. Reform gündemleri var, anayasa gündemimiz var. Onları tartışıyoruz. Meclis'te de herkes yan yana oturuyor. Her gün konuşuyor." dedi.
Yapısal reform çalışmalarına ilişkin bilgi veren Ala, toplantıların devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Siyasi, sosyal, ekonomik, enerji, hukuk, demokrasi ve gıda güvenliği alanlarında, vatandaşa sunulan güvenlik hizmetinin kalitesinin yukarıya çıkarılması, yargının hızlandırılması, cezasızlık algısının ortadan kalkması, etkin bir ceza infaz ve hukuk güvenliği sistemi, öngörülebilirlik gibi ilkeleri hayata geçirecek ince işçilik gerektiren bir reform dönemine girilecek."
Anayasa tartışmalarında muhalefetin "Ekonomide sorun var, ona odaklanalım." dediğini aktaran Ala, şöyle devam etti: "Zaten biz ona odaklanmışız. İçerideki tasarruf oranları bizim arzu ettiğimiz büyümeyi sağlamaya yetmez, yetmiyor da. 'Dışarıdan yabancı sermaye getirelim.' diyoruz. Yatırım için gelsin, sıcak para olarak gelmesin. Peki yatırım için nasıl gelecek? İstikrarlı bir Türkiye olacak. Demokrasisi, girişim özgürlüğü, hak ve özgürlükler hepsi garanti altına alınmış bir gelişmiş demokrasi olacak. Bunun tapusu ne? Anayasa. Herkesin 'değişsin' dediği, değiştirmek için ittifaklar kurduğu bir Anayasa'yı 'Şimdi niye tartışıyorsunuz?' sorusu boş bir sorudur. Çünkü ülkenin sistem istikrarını sağlayan şey anayasadır. Artık öyle ya da böyle militarist bir bakış açısıyla yazılmış Anayasa'dan sivil toplum anayasasına doğru bir süreç işlemeli. Bu yapılmalı Meclis tarafından, yapılabilir. O zaman Türkiye siyasal bir sistem istikrarına kavuşmuş olur. Ondan sonra da fırsatları açılır."
Ala, artık öngörülebilir, hedefi belli plan ve programların uygulanması gerektiğini söyledi.
"Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri yapacağız"
Yapısal reformlara ilişkin düzenlemenin Meclis'e bütçeden sonra birkaç paket halinde getirilmesinin planlandığını aktaran Ala, şu ifadeleri kullandı: "Siyasi Partiler Yasası'nda, örgütlenme konusunda, sivil toplum alanında, birçok alanda vatandaş-devlet ilişkisinde ince işçilikle yapılması gereken düzenlemeler var. Onları tabii diğer partilerle de tartışarak, konuşarak, sivil toplumun, toplum kesimlerinin hepsinin katılımını sağlayarak... Mesela bir şey oluyor her gün tartışılıyor. Toplumun bir kesimi 'Niye bunlara müdahale etmiyorsunuz?', bir kesimi de 'Niye müdahale ediyorsunuz?' diyor. Bunların berraklaştırılması lazım. Yani bu ülkede sınırlar nedir, yapılacak yaptırımlar nedir? Sürekli teknoloji, iletişim biçimi gelişiyor. Farklı sorunlar ortaya çıkıyor. Gelişmiş demokrasiler de bunları şu anda tartışıyorlar. Yani o konularda da Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri yapacağız."
"Bizim söylemek istediğimizle toplumun anladığı aynı şey olmalı"
Ceza İnfaz Yasası'ndaki değişikliğe ilişkin bir soru üzerine Ala, şunları söyledi: "Bir kere dışarıda vatandaşa sorduğunuzda ceza infaz sisteminin kullandığı dille vatandaşın anladığı dil arasında bir uyumsuzluk var. Orada yargı açıklama yapıyor veya işte emniyet topluyor. Emniyet götürürken bir tanımlama yapıyor. Orada yargı alıyor, bunu işte '40 yılla yargılansın' diye dava açıyor. 40 gün sonra dışarı çıkıyorlar. Bunların hukuken sorduğunuz zaman hepsinin bir gerekçesi var ama bu gerekçeler sonucu değiştirmiyor. Vatandaş onların hepsine bir isim veriyor. Yani o kurumların hepsinin bir tane ismi var vatandaş nezdinde, o da devlet. Şimdi kendi içinde neyi düzenleyecekse düzenleyecek vatandaşa karşı tek dili kullanacak. Vatandaşa karşı tek devlet olduğunun gereğini yapacak. Vatandaş ile devlet dili arasında bir uyum çalışması aynı zamanda olmalı. Cezası neyse ne söylemişse devlet, vatandaş da onun bu cezayı böyle çekecek diye bilmeli. Burada siyaseten yapılacak şey bu dil. Bizim söylemek istediğimizle toplumun anladığı aynı şey olmalı. Burada bir sorun var. Daha önce düzenlemeler yapıldı tabii o günün şartlarına göre bazı çözümler üretilmiş. Ama şu anda onlar başka sorunlar üretmeye başlıyor. O sorunları ortadan kaldıracak yeni düzenlemeleri de getireceğiz. Bu davaların kısaltılmasından işte yani bir kişi, bir suç işlemişse onun mutlaka cezasını görmesi ve bunun da toplum tarafından bilinmesi gerekiyor."
Sosyal medya
Sosyal medyaya yönelik düzenlemelere ilişkin bir soruya Ala, "Türkiye'de gerçekten bu sosyal medyayı böyle sosyal bataklık olmaktan çıkaracak hem size hem bize düşen şeyler var. Sosyal medyada bu hürriyetle sorumluluk mutlaka dengelenmeli, dengelenecek. Burada hem sosyal medya platformlarına hem medyaya hem devlet birimlerine iş düşüyor. Bu yeni bir alan. Burası haber, içerik üreteceğine önemli bir kısmı da problem üretiyor. Burada çok ciddi mağduriyetler, problemler ortaya çıkıyor. Bu alana ilişkin hakikaten ciddi bir çalışma var." karşılığını verdi.
"Ne gibi enstrümanlar var?" sorusu üzerine Ala, sosyal medyanın yeni bir alan olduğunu ve yeni tekniklerle mücadele gerektiğini belirterek, burada hem toplumun hem medyanın hem kamu ve özel sektörün hem de sivil toplumun ciddi bir işbirliğine ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Ala, parti programında bir güncelleme olup olmayacağı sorusunu, "Olabilir, gözden geçiriyoruz." diye yanıtladı.
"Programın biraz yaşlandığı eleştirisine katılıyor musunuz?" sorusu üzerine Ala, "İlkeleri yaşlanmadı. O zaman ortaya koyduğu ilkeler aslında Türkiye'de yol haritasını belirleyen çok önemli ilkelerdir. Ama onun içerisinde yapılacak olanlar ve aktivite olarak ortaya konacak hususlar tabii ki güncellenecek." dedi.
"Herkesin fikrini almayı yöntem olarak çok önemsiyoruz"
Anayasayla ilgili muhalefetin söylemlerinin anımsatılması üzerine Ala, şu değerlendirmede bulundu: "Seçimde bir anayasa ihtiyacının had safhada olduğunu söylediler. Şimdi 'Anayasaya ihtiyaç yok.' diyorlar, iki sene sonra. Yarın ne diyeceklerini bilmiyorum, muhtemelen onlar da bilmiyordur. Ama biz ne dediğimizi biliyoruz. AK Parti kurulduğundan beri 'Sivil bir anayasaya ihtiyacı var Türkiye'nin.' dedik. Elimize her fırsat geçtiğinde de adım attık. Anayasa'da yapılması gereken ve yapabileceğimiz değişiklikleri yaptık. Türkiye'yi olabildiğince istikrara kavuşturmaya çalıştık. Şu anda da karizmatik bir lider, Tayyip Erdoğan karizmasıyla ve siyasal gücüyle, AK Parti'nin siyasal gücüyle, Cumhur İttifakı'nın siyasal gücüyle sistem yürüyor. Ancak yeni, güçlü bir anayasayla güçlü bir sistem inşa edilmeli. Demokratik, hukuk devleti mekanizmalarıyla garanti altına alınmalı. Sistem güçlü bir karizmatik lidere ihtiyaç duymadan da kendi başına ve memleket için yürüyebilmeli. Mesela bugün Cumhurbaşkanı'nın karizmatik gücü, liderliği de olmasa çıkan birçok problem nitekim zaman zaman görüyorsunuz çıkıyor ve öyle çözülüyor. Yani zaman zaman buna rağmen de çıkıyor."
Efkan Ala, başkanlık sisteminin Anayasa'nın tamamı değiştirilerek kurulmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yani başkanlık sisteminde Anayasa'yı tamamen değiştirip, işleyen bir başkanlık sistemi kurarsınız. Dünyada işleyen çok güzel başkanlık sistemleri var. İsteyen işleyen bir yarı başkanlık sistemi, isteyen de parlamenter sistem kurabilir. Ama Türkiye neyi istiyor? Bunu tartışmanın yolu bir araya gelmek. Diyoruz ki, 'Sivil anayasaya ihtiyacımız var, bu sivil süreçlerle yapılmalı.' Yarın da bunu söyleyeceğiz. Şimdi başarır mıyız? Başaramaz mıyız? O muhalefetin tutumuna bağlı. Yani bizim tek başına Cumhur İttifakı olarak da AK Parti olarak da Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğumuz yok. Bizim tercihimiz tüm siyasi partilerin bir masa etrafında bu işi tartışması. Çünkü temsil kabiliyeti yüksek bir Meclis. Diyorum ki, anayasa yaptığınız zaman sağlam zemin üzerine inşa edilebilmesi için onayını almadığınız, ona 'hayır' diyenlerin de rızasını almamız lazım. Öbürünün de rızasını alacaksınız ki sistem istikrarıyla birlikte inşa edilsin de ülke fırsatlara odaklansın, kavgalara değil. Eğer bir birlik, bir mutabakat sağlarsanız o kalıcı olur. Onun için sivil prosedürler içerisinde bu gelişsin. 'Anayasa yapma yöntemi de anayasaya dahildir' diyoruz. 400 milletvekili bile olsa yine müzakereyi ve katılımı önceleriz. Ondan sonra da toplumla bunu paylaşırız. 'Bizim çoğunluğumuz var' diyerek, kapıları kapatıp bir anayasa yapmayı doğru bulmayız. Çoğunluk olsa bile herkesin fikrini almayı yöntem olarak çok önemsiyoruz. İtirazlarını alacaksınız, katkılarını alacaksınız."
Erken seçime ilişkin bir soru üzerine Ala, önlerindeki süreci "fırsatlar dönemi" olarak değerlendirdiklerini vurgulayarak, "Erken seçim bizim gündemimizde yok. Aslında muhalefetin gündeminde değil. Muhalefetin gündeminde kendi meseleleri var. Biz işimize bakıyoruz." dedi.
Yapısal reformların içeriğine ilişkin bir soru üzerine Ala, kamu yönetiminden demokrasiye, yargıdan, adalet ve özgürlüğe, malların serbest dolaşımından istihdama, eğitim ve kültürden gümrük birliği ile rekabet politikasına, enerjiden taşımacılığa, tarımdan imara, güvenliğe, yerel yönetim reformuna kadar birçok başlık bulunduğunu ifade ederek, reformlarda hem sivil toplum hem kamu ve özel sektörü etkileyecek birçok detayın yer aldığını söyledi.
Ala, iş gücü piyasasının iyileştirilmesi konusunda da reformlar olacağını bildirdi.
Siber Güvenlik Başkanlığı'nın yapısının nasıl olacağına ilişkin soruya Ala, "İhtiyacı görüyorsunuz, o ihtiyaçları giderecek. Çok önemli bir ihtiyaç. Büyük bir ihtimalle müstakil bir yapı olacak. Ona çok ihtiyaç var, Orta Doğu'daki gelişmeler. Yılbaşından önce bu kurulacak." yanıtını verdi.