GÜNDEM

Erdoğan: Savaş baronlarına müsaade etmedik!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 Yılı İhracat Rakamları programında konuştu. Erdoğan, "Meşakkatli bir coğrafyada yaşıyoruz. Savaş baronlarına müsaade etmedik. Dış siyasetimizi şekillendirdik. Türkiye'yi kardeş ülkelerden koparma girişimi olduğunun farkındayız. Benzer bir dalga, spor üzerinden oluşturulmaya çalışılıyor. Nefret siyasetiyle mücadelede, ihracatçılara büyük görevler düşüyor. Ülkemiz yeni başarı hikayeleri yazmaya devam ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'ye ve Türkiye'nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon, çok açık bir sabotaj girişimi vardır. Nasıl daha önceki kirli senaryoları yırtıp attıysak, Allah'ın izniyle bu oyunu da mutlaka boşa çıkaracağız." dedi.

Erdoğan, Ankara'da bir otelde düzenlenen "2023 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programı"na katıldı.

Buradaki konuşmasına, tüm iş dünyasının, milletin yeni yılını kutlayarak başlayan Erdoğan, yeni yıla, Gazze başta olmak üzere bölgede yaşanan savaşlar, depremler ve terörle mücadelede kaybedilen şehitlerin acısı nedeniyle buruk girildiğini belirtti.

2024'ün Türkiye'ye, millete ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini dileyen Erdoğan, yeni yılın ilk iş gününde Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran, ticaretin artması için canla başla çalışan ihracatçılarla, iş dünyasının akıncılarıyla birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

Programda, dış ticaret alanında Türkiye'nin 2023 karnesini tüm yönleriyle ayrıntılı bir şekilde ele alacaklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye olarak gerçekten stratejik olduğu kadar meşakkatli bir coğrafyada yaşıyoruz. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de küresel güç mücadelesinin odağında, ülkemizin merkezinde yer aldığı bir bölge vardır. Petrol ve doğal gaz başta olmak üzere dünya ekonomisini ayakta tutan yer altı kaynaklarının kahir ekseriyeti bu coğrafyada yer alıyor. Doğal zenginliklerin yanı sıra bölgemiz, dünya ticaret yollarının da tüm geneli itibariyle kalbinde bulunuyor. Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazı, Akdeniz'i Hint Okyanusuna bağlayan Süveyş Kanalı, Basra Körfezini Hint Okyanusuna bağlayan Hürmüz Boğazı, Akdeniz'in Atlas okyanusuna açılan kapısı olan Cebelitarık Boğazı dünya ticareti için hayati öneme sahip bağlantı noktalarından sadece birkaçı. Küresel ticaret artıkça bu boğazların ehemmiyeti de özellikle artmakta ve Türkiye'nin durumunu da öne çıkarmaktadır. Dikkat ederseniz son dönemde patlak veren krizlerin, gerilimlerin ve sıcak çatışmaların hemen hepsi ülkemizin yakın çevresinde yaşanmaktadır."

"Savaş baronlarına müsaade etmedik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu muhataralı tablo karşısında amaçlarının Türkiye'nin ekonomik, diplomatik ve ticari kazanımlarını korumak ve daha da geliştirmek olduğuna işaret ederek, "Şimdiye kadar hamdolsun buna muvaffak da olduk. Ülkemizi kuzeyimizdeki ve güneyimizdeki kanlı çatışmaların tarafı haline getirmek isteyen savaş baronlarına müsaade etmedik." diye konuştu.

Üçüncü tarafların aksi yöndeki müdahalelerine rağmen, Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerini "kazan kazan" anlayışı temelinde güçlendirmeye gayret ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Kimi bölge ülkeleri ile aramızda ortaya çıkan görüş ayrılıklarını gidererek işbirliğimizi yeniden olması gereken seviyelere taşıdık. Türk dünyasıyla münasebetlerimizi tarihi zirvelere ulaştırırken, Avrupa ve Amerika ile de karşılıklı saygıya dayalı işbirlikleri geliştirmeye çalışıyoruz." dedi.

Erdoğan, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile ilişkilerin olumlu bir mecrada yeni boyutlar kazanarak ilerlediğinin de altını çizerek, Türkiye'ye uzanan hiçbir dostluk elini geri çevirmediklerini söyledi.

Erdoğan, "Bize bir adım gelene, biz gerektiğinde koşarak gittik. Türkiye merkezli ama küresel perspektifli bir anlayışla dış siyasetimizi şekillendirdik. Bundan geriye gidiş kesinlikle olmayacak." ifadelerini kullandı.

"İhracatçılara önemli görevler düşüyor"

Türkiye'nin, dostlarının sayısını artırmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Çeşitli provokasyonlarla ve art niyetli söylemlerle ülkemizi bölgesinden, bölgedeki ortaklarından, çok güçlü tarihi, dini, beşeri, ekonomik ve ticari bağlarının olduğu kardeş ülkelerden koparma girişimlerinin farkındayız. Yaz aylarında ülkemizin en önemli gelir kalemlerinden biri olan turizmi baltalamaya yönelik dış bağlantılı bir kampanya yürütülmüştü. Şimdi benzer bir dalganın muhalefet partilerinin de desteğiyle bu sefer spor üzerinden oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Asla tasvip etmeyeceğimiz nefret söylemleriyle insanlar, toplumlar, inançlar, ülkeler hedef alınıyor. Sırf kökeninden dolayı insanlar horlanıyor, aşağılanıyor, hakarete maruz bırakılıyor. İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız. Muhalefet aktörleri de gündeme gelmek uğruna maalesef bu mülevves, bu pespaye, bu son derece tehlikeli nefret siyasetine gönüllü figüranlık yapmaktadır. Bu nefret dalgasının Türkiye'ye yatırım yapan, deprem felaketi dahil zor zamanlarımızda yanımızda olan, ülkemizin en önemli ticari ortakları arasında yer alan kardeş ülkeleri hedef alması asla tesadüf değildir. Burada Türkiye'ye ve Türkiye'nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon, çok açık bir sabotaj girişimi vardır. Nasıl daha önceki kirli senaryoları yırtıp attıysak, Allah'ın izniyle bu oyunu da mutlaka boşa çıkaracağız."

Türkiye ve Türk düşmanı çevreler tarafından körüklenen nefret siyasetiyle mücadelede ihracatçılara çok önemli görevler düştüğünü bildiren Erdoğan, "Kamuoyunu, özellikle gençlerimizi doğru bilgilendirme konusunda sizlerin de elini taşın altına koyması gerekiyor. İhracatçılarımızdan ve iş dünyamızdan bu noktada daha fazla çaba harcamalarını, daha fazla görünür olmalarını, daha fazla inisiyatif almalarını beklediğimizi özellikle vurgulamak istiyorum." diye konuştu.

Türkiye'nin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme ilkeleri doğrultusunda gelişmeye, yeni başarı hikayeleri yazmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, "Rahatsız olanlar var ama bu rahatsız olanlara bakmayacağız, biz işimize bakacağız. Terörden darbe girişimine, sokak olaylarından kur ataklarına kadar yakın geçmişimizde maruz kaldığımız sıkıntıları dikkate aldığımızda, ekonomide elde ettiğimiz başarıların ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Tüm bu olayların yaşandığı 2012-2022 döneminde, dünya ekonomisi yıllık ortalama yüzde 3,4 oranında büyürken, Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 6 büyüme kaydetti." ifadelerini kullandı.

Son birkaç yıla bakıldığında tüm dünyayı derinden etkileyen Kovid-19 salgını, küresel tedarik zinciri aksaklıkları, Rusya-Ukrayna savaşı, hammadde ve enerji krizinin bile Türkiye ekonomisinin hızını kesemediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Önceki yıl, yani 2022'de yüzde 5,5 oranında büyüdük. Bu büyüme oranına en büyük katkı ise 2,4 puanla ihracatımızdan geldi. 2023'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 oranında büyüyerek, son 13 çeyrektir süren kesintisiz büyüme trendimizi devam ettirdik. Böylece G-20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen ikinci ülke olduk. İhracat tarafında da benzer bir tablo karşımıza çıkıyor. İlk defa 2021'de yüzde 1 seviyesini aşan küresel ihracattan aldığımız pay, 2022'de yüzde 1,02'ye yükseldi. Geçtiğimiz yılın ilk iki çeyreğinde ise bu oran yüzde 1,03'e çıktı. Güçlü büyüme performansının yanında, büyüme kompozisyonumuz da olumlu yönde gelişti. Nitekim, 2023'ün üçüncü çeyreğinde yatırımlarda yaşanan yüzde 14,7 oranındaki artış, son 2 yılın en yüksek seviyesini ifade ediyor. Mal ve hizmet ihracatının, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesine katkısı, 2023'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 0,3 puan oldu. Üretimin güçlü etkilerinin, son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle görüyoruz. Salgın öncesi döneme göre, son 3 yılda 4 milyonun üzerinde ilave istihdam oluşturduk. Yalnızca 2022 ocak ayına kıyasla dahi bakıldığında sağlanan ilave istihdam 1 milyon 848 bin kişinin üzerindedir. Ekim ayında işsizlik oranımız yüzde 8,5 olarak gerçekleşerek, son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi."

"Enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz"

Dünyadaki diğer ekonomiler gibi Türkiye'nin de en büyük baş ağrısının, hayat pahalılığının tetiklediği enflasyon olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Avrupa'sından Amerika'sına son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranları alınan onca tedbire rağmen yüksek seyretmeye devam ediyor. Üretim, istihdam ve ekonomik büyümeden taviz vermeden, enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Son dönemde uygulamaya koyulan tedbirlerin enflasyonun ateşini düşürmeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren, küresel ekonomide yeni bir olağanüstülük yaşanmazsa, politikalarımızın etkilerini daha net göreceğiz. Tabii bu süreçte çeşitli bahanelerle milletimizin çoluk çocuğunun rızkına, refahına, malına, mülküne, cebindeki parasına kasteden açgözlülere kesinlikle fırsat vermeyeceğiz." diye konuştu.

"Enflasyon meselesini vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız"

Hayat pahalığına karşı mücadelenin, bir tarafta denetimlerin diğer tarafta tedbir ve düzenlemelerin olduğu çift kulvarlı bir şekilde yürütüldüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Yatırımı, istihdamı ve üretimi gözeten, ihracatçının finansmana erişimine öncelik veren bu sürecin sonunda, daha önce olduğu gibi inşallah enflasyon meselesini vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız. 2023 senesi ülkemiz açısından gerçekten zorluklarla, sıkıntılarla, deprem başta olmak üzere pek çok imtihanla geçen sancılı bir yıl oldu. Bu süreçte sadece bölgemizdeki belirsizliklerle mücadele etmedik, aynı zamanda ülkemiz ekonomisine 104 milyar dolarlık ilave fatura yükleyen 6 Şubat depremlerinin olumsuz sonuçlarıyla da mücadele ettik. Elbette 50 binden fazla insanımızı kaybettiğimiz, 11 ilimizde çok ciddi yıkıma ve tahribata yol açan bir tabii afetin altından kalkmak kolay değildi. Depremin yaralarını sarma konusunda, devleti ve milletiyle Türkiye'nin elde ettiği başarıyı, dünyada başka hiçbir ülke gösteremezdi."

Türkiye'nin, "asrın felaketi" denen bir tabii afetin hemen ardından, üretim başta olmak üzere her alanda hızla toparlanmayı başardığını belirten Erdoğan, "Depremin ihracatımıza etkisi eksi 6 milyar doları buluyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün şiddetli bir depremle sarsılan Japonya'ya ve dost Japon halkına, ülkem ve milletim adına geçmiş olsun dileklerimi ilettim, iletiyorum." ifadesini de kullandı.

Erdoğan, küresel ekonomide Kovid-19 salgınıyla başlayan, Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen, Gazze'deki katliamlarla yeni boyutlar kazanan sarsıntıların halen devam ettiğini vurguladı.

Tüm bunlara rağmen dış ticareti geliştirmeye verilen emeğin ve önemin meyvelerinin özellikle ihracatta toplandığının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu: "2023 yılı ihracatımız geçen yıla göre yüzde 0,6 oranında artışla 255 milyar 809 milyon dolara ulaşarak, Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırmıştır. Bu rakamla Orta Vadeli Program'daki 255 milyar dolarlık ihracat hedefimizi de aştık. 2023 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 0,44 artışla 23 milyar dolar oldu. 2023 senesinde ihracatın ithalatı karşılama oranı 0,8 puan artışla yüzde 70,7'ye yükseldi. Bakınız bu oran, biz göreve geldiğimizde sadece yüzde 50 civarındaydı. Ülkemizin dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 3,2 oranında geriledi. Temmuz, ağustos, ekim, kasım ve aralık aylarında en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Temmuz hariç yılın son 7 ayında dış ticaret açığımız bir önceki yılın aynı ayına göre azaldı. 2023 yılı ekim ayı itibarıyla yıllık hizmet ihracatı tarihi rekor seviye ile 99 milyar 254 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın ikinci yarısında dış ticaret açığındaki düşüş ve hizmet ticaretinde verilen fazla ile cari işlemler açığında düşüş yaşandı. Eylül ve ekim aylarında cari işlemler hesabında 2 milyar doların üzerinde fazla verildi."

Erdoğan, kasım ve aralıkta, dış ticaret açığındaki düşüşün etkisiyle cari işlemler açığındaki kapanmanın devam etmesini beklediklerini belirtti. Son 5 aydır dış ticaret açığı ve cari işlemler açığının kalıcı olarak düşmeye başladığını gördüklerini aktaran Erdoğan, önümüzdeki dönemde de iyileşmenin süreceğine inandıklarını söyledi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi çatısı altında yer alan 61 ihracatçı birliği ve sayısı 120 bini aşan ihracatçı başta olmak üzere, bu rekora ulaşılmasında payı olan herkesi tebrik eden Erdoğan, "Günümüzün belirsiz siyasi ve ekonomik şartlarında ihracat yapan, katma değer üreten, istihdam oluşturan, ülke ekonomisine katkı sağlayan tüm ihracatçılarımızla gurur duyuyorum." dedi.

"Bir milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız 5'ten 30'a yükseldi"

"Yola çıktığımız 2002 yılında aylık ortalama 3 milyar dolar ihracat yaparken bugün aylık ortalama 21,3 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz." diyen Erdoğan, geçen yıl ihracat yapmayan ilin kalmadığını bildirdi ve şunları söyledi: "Bunun yanında, daha önce bir milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız 5'ten 30'a yükseldi. 2023 yılında en fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla şu şekildedir: Toplam 59,4 milyar dolarlık ihracatla İstanbul birinci oldu. İstanbul'u 30,7 milyar dolar ile Kocaeli takip ediyor. İzmir, 23,8 milyar dolar ile ihracattan yüzde 9,3 pay aldı. Bursa 17,7 milyar dolarla 4'üncü, Tekirdağ 12,5 milyar dolarla 5'inci sırada yer aldı. İhracatta en büyük ortağımız olan Avrupa Birliği (AB), toplam 104,3 milyar dolarla yine ilk sırada bulunuyor. Avrupa Birliği dışı Avrupa ülkelerine olan ihracatımız yüzde 8,3 oranında, Yakın Doğu ve Ortadoğu ülkelerine olan ihracatımız yüzde 1,7 oranında artmıştır."

"Mal ticaretindeki güçlü performans hizmet ticaretimize de müspet yansıdı"

Erdoğan, küresel talepte ve bilhassa AB'de görülen yavaşlamaya rağmen, ihracatta bu performansın yakalanmasının çok önemli olduğunu söyledi.

İhracatta değer bazında artışta öne çıkan ilk üç ülkenin yüzde 63,4 ile Birleşik Arap Emirlikleri, yüzde 16,9 ile Rusya Federasyonu ve yüzde 150,4 oranında artışla Suudi Arabistan olduğu bilgisini veren Erdoğan, şunları kaydetti: "İhracatımızın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasıl da yüzde 15,1 artış ve 30,8 milyar dolarla motorlu kara taşıtları, yüzde 33,7 artış ve 13,7 milyar dolarla kıymetli ve yarı kıymetli taşlar, yüzde 11,3 artış ve 25,2 milyar dolarla elektriksiz makinelerdir. Katma değer olarak da artan ihracatımızın kilogram birim kıymeti, yüzde 8,8'lik yükselişle 1,6 dolara çıkmıştır. Mal ticaretindeki güçlü performans, hamdolsun, hizmet ticaretimize de müspet yansımıştır. Hükümete geldiğimizde yalnızca 14 milyar dolar olan hizmet ihracatımızı, 2023 yılı ocak-ekim döneminde 85 milyar doların üzerine taşıdık. Gerek mal ticaretinde izlenen performans, gerekse hizmet sektörünün güçlü katkısı, cari işlemler dengemize olumlu etki ediyor. Son iki aydır fazla verilen cari işlemler dengesindeki tablonun sürmesiyle, ekonomimizin sağlam temelleri daha da güçlenecektir."

Erdoğan, ihracatçılarla el ele verdiklerini, çok çalıştıklarını ve başardıklarını belirterek, 2024'te çok daha büyük başarılara birlikte imza atılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece 2023'ün değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2024'ün de hedeflerini belirlediklerini ifade ederek, "2024'te mal ve hizmet ihracatımızın 375 milyar doların üstüne çıkabileceğine inanıyoruz. Türkiye, bunu başaracak güce, kabiliyete ve imkana fazlasıyla sahiptir." dedi.

"Amacımız, Türk ürünlerinin tanınmadığı, ihracatçımızın ayak basmadığı ülke bırakmamak"

Sene sonunda belirlenen hedefleri de aşan bir ihracat rekorunu kırmanın gururunu hep birlikte yaşayacaklarını belirten Erdoğan, "Devlet olarak, 2023 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza 11,6 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2024 yılında iki katına çıkartıyoruz. Mevcut desteklerimizi güçlendirirken, ihracatçımıza yeni destek paketleri ve yeni hizmetler sunmanın hazırlıklarını yapıyoruz." dedi.

İhracatçıların daha düşük maliyetli finansman imkanlarına kavuşması için Ticaret Bakanlığı ve Türk Eximbank'ın yoğun bir çalışma yürüttüğünü anlatan Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank'la yetinmediklerini söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Biliyorsunuz, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle finansman konusunda önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdik. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamız, finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 3 milyar liraya çıkardı. Şimdi de yurt dışındaki ithalatçılar ile ihracatçılarımızı bir araya getirecek, ihracat süreçlerinin dijitalleştirilmesine katkı sağlayacak yerli ve milli bir platform olan Türkiye e-İhracat Platformu'nu hayata geçiriyoruz. Amacımız, Türk ürünlerinin tanınmadığı, ihracatçımızın ayak basmadığı ülke bırakmamaktır. Sizler çalıştıkça, yatırım yaptıkça, ürettikçe, ihracat gerçekleştirdikçe bizler tüm imkanlarımızla, tüm kurumlarımızla sizlerin yanında olacağız. Bugün elde ettiğimiz başarılar sadece birer başlangıçtır. İnşallah çok daha yüksek rakamlara, çok daha göz kamaştırıcı neticelere hep birlikte ulaşacağız. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz 255,8 milyar dolarlık rekor ihracatımızın milletimize ve sizlere hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye'nin bayrağını gururla dalgalandıran tüm ihracatçılarımıza, her birinize bu rekor için şükranlarımı sunuyorum. Önümüzdeki yıl yeniden bir araya geldiğimizde, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamını paylaşacağımıza yürekten inanıyorum. Ticaret Bakanlığımızı, Sayın Bakan ve ekibini, Türkiye İhracatçılar Meclisimizi, ticaretimizin artırılması için azimle çalışan herkesi tekrar tebrik ediyor, bu güzel organizasyonda emeği geçenleri kutluyorum."