Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kocaeli mitinginde vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Uğruna bedel ödediğimiz bu kazanımların elimizden kayıp gitmesine izin veremeyiz. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, gönül verdiğimiz partiler, kökenimiz, meşrebimiz farklı olabilir ama Türkiye bizlerin ortak yurdu, ortak çatısı, ortak yuvasıdır. Sandık, 85 milyon olarak hepimizin namusuna emanettir" dedi.
Kocaeli sahilde bulunan miting alanında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemek için yaklaşık 85 bir kişi alanı doldurdu. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Tahir Büyükakın, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Kocaeli ilçe Belediye Başkan adayları, MHP Kocaeli İl Başkanı Murat Nuri Demirbaş, Büyük Birlik Partisi Kocaeli Bölge Koordinatörü Metehan Küpçü’de alanda hazır bulundu.
Alanda kendisini dinleyenlere konuşan Erdoğan, “Burada 31 Mart gecesi kazanılacak zaferin müjdesini görüyorum. İnanıyorum ki Kocaeli, bir kez daha 'Eser ve hizmet' diyecek. Büyükşehirde ve ilçelerde bir yol kazasına mahal vermeyeceğinize inanıyorum. Yatırım ve kalkınma hamlelerimizi kesintiye uğratmadan sürdüreceğiz. İşte bizi asla yalnız bırakmayan vefa abidesi Kocaeli bu. Rabbim sizlerden razı olsun. Tabii içeri girerken emniyete dedim ki, 'Sorun bakalım şu anda meydanda katılım ne kadar?' Hadi ben söyleyeyim. 85 bin. İyi değil mi? Şuraya bak. CHP nereden bilsin? Hiç seçim kazanmamış ki... Biliyorsunuz artık 2 gün kaldı. Hayatta pek çok şeyin telafisi olur ama sandığın telafisi olmaz. Pazar günü hep birlikte, sabah erkenden sandıklara koşacağız. Tercihimizi bize hizmet edecek, verdiği sözleri unutmayacak, göreve geldiğinde vaatlerinin arkasında duracak isimlerden yana kullanacağız. AK Parti ve Cumhur İttifakına kaybettirerek, CHP’ye kazandırmak için mesai harcayanlara karşı yakınlarımıza uyaracağız" diye konuştu.
“Son il mitingimizi burada yapıyoruz”
Efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini ifade eden Erdoğan, “Kocaeli halkının en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum. 2 ay önce başladığımız mahalli idareler seçim maratonumuzda doğudan batıya, kuzeyden güneye 52 farklı şehrimize gittim. Son il mitingimizi burada yapıyoruz, final. Bu 2 aylık dönemde Diyarbakır'dan Trabzon'a, Hatay'dan Samsun'a, Muğla'dan Çorum'a kadar ülkemizin dört bir ucundaki vatandaşlarımızla kucaklaştık, gençlerimizle selamlaştık, yaşlılarımızın hayır duasını aldık. Hanım kardeşlerimizle hasbihâl ettik, üreticilerimizle bir araya geldik. Emeklilerin, emekçilerimizin sesine kulak verdik. Yeni yuvasına kavuşan depremzedelerimizin sevincini paylaştık. Hiçbir ayrım yapmadan, milletimizin tamamıyla dertleştik, hasret giderdik. Gittiğimiz yerlerde gördüğümüz manzara şudur; bizler tüm farklılıklarımızla, 85 milyonu burada gördüğünüz gibi büyük bir aileyiz. Görüş farklılıklarımıza rağmen hepimiz kardeşiz. Biriz, beraberiz” şeklinde konuştu.
“Sandık, 85 milyon olarak hepimizin namusuna emanettir”
“Kardeşliğimize ne kadar sıkı yapışırsak, sorunların üstesinden o derece rahat geliriz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'nin en büyük gücü, vatandaşlarının birliği, beraberliği ve sarsılmaz bağıdır. Bu bağı hem korumamız, hem de perçinlememiz gerekiyor. Seçim döneminde yükselen siyasi tansiyonu, farklı yerlere yönlendirmek isteyen odaklara karşı dikkatli olmalıyız. Türkiye olgun bir demokrasiye sahiptir. Seçim sistemimiz dünyaya örnek olacak seviyededir. Uğruna bedel ödediğimiz bu kazanımların elimizden kayıp gitmesine izin veremeyiz. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, gönül verdiğimiz partiler, kökenimiz, meşrebimiz farklı olabilir ama Türkiye bizlerin ortak yurdu, ortak çatısı, ortak yuvasıdır. Sandık, 85 milyon olarak hepimizin namusuna emanettir. Sandığın itibarın korunmasında siyasetçisi, kamu görevlisi ve seçmeniyle hepimize sorumluluklar düşüyor. Hem sandığa gidip oy kullanarak, hem de oyumuza sahip çıkarak demokrasimize karşı mesuliyetimizi yerine getireceğiz. Bu konuda adaylarla birlikte tüm vatandaşlarımın gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Kazanımlarımızın hiçbiri bize altın tepside sunulmadı”
Türkiye olarak bugünlere, büyük mücadeleler neticesinde ulaştıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kazanımlarımızın hiçbiri bize altın tepside sunulmadı. Demokraside, ekonomide, hak ve özgürlüklerde sahip olduğumuz hiçbir imkan bize lütuf olarak verilmedi. Son 21 yılda milletçe pek çok kez kazandık. Nice zorlukla karşılaştık. Nice sabotaja maruz kaldık. Bir başka ülkenin milletin başına gelse bir daha yeniden ayağa kakamayacağı büyü felaketler yaşadık. Son olarak 6 Şubat'ta bir gecede 53 binden fazla canımızı toprağa verdiğimiz, 104 milyar dolarlık hasara yol açan asrın felaketi depremle imtihan olduk. Allah'a sonsuz şükürler olsun. Tüm bu badirelerin üzerinden alnımızın akıyla çıkmayı başardık. Geçtiğimiz 21 yıl boyunca darbecileri püskürttük, terör örgütlerine tarihlerinin en ağır bedellerini indirdik, çevresindeki savaşlara rağmen Türkiye'yi bölgesinin istikrar ve güven adası haline dönüştürdük. Depremin üzerinden 1 sene geçmeden şehirlerimizi ayağa kaldıracak çalışmaları tamamlamaya başladık. Şimdiye kadar 80 bine yakın konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim ettik. İnşallah yıl sonuna kadar bu rakamı 200 bine çıkaracağız. Deprem bölgesinin imarı yanında, Marmara'dan başlayarak riskli yerleşim yerlerini de depreme hazırlıklı haline getireceğiz. Bu bizim İstanbul ve Kocaeli'nin de içinde yer aldığı Marmara Bölgesine karşı öncelikli görevimizdir. TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar attığımız adımların hayat kurtardığını 6 Şubat depreminde bir kez daha gördük. Yıkılan yapıların yüzde 90'dan fazlası 1999 öncesi inşa edilenlerdi. Burada şu gerçeği tüm samimiyetimle ifade etmek isterim; tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak, hangi siyasi partiye gönül verirsek verelim, deprem meselesini beka sorunu olarak görmek zorundayız. Bunu sadece kendimiz için değil, gözümüzden sakındığımız evlatlarımız için yapmalıyız. Önümüzdeki 5 yıl boyunca gündemimizin ilk sırasında depreme hazırlık başlığı olması bizim açımızdan hayati önemdedir. Biz tüm planlarımızı bu gerçeklerin ışığında yapıyoruz. Seçim sürecinin neticelendirilmesiyle kentsel dönüşüm projelerine hız vereceğiz. Bilim insanlarının uyardığı deprem, kapımızı aniden çalmadan mümkün olan en üst seviyede hazırlıklarımızı tamamlayacağız” dedi.
"Her seçim öncesi petrol buluyorlar' diyerek bizimle alay edenler, bugün Gabar'daki günlük 37 bin varil üretimimizi takdir etmek zorunda kalıyorlar"
Hiçbir zaman tribünlere oynayanlardan olmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kısa vadeli kazanımlar uğruna, milletimize ve devletimize bedel ödetecek adımlar atmadık. Türkiye'nin bugünüyle birlikte, geleceğini de kurtarmaya inşa etmeye çalıştık. Hep ileriye baktık. Gözümüzü ufuktan hiçbir zaman ayırmadık. Bundan 15-20 yıl önce savunma sanayinde projelerimizi başlatırken bizi hayalperestlikle suçlayanlar, bugün başarımızı gıptayla takip ediyor. Doğu Akdeniz ve Karadeniz'deki sondaj faaliyetlerine 'israf' diyenler, tarihimizin en büyük keşfi karşısında mahcubiyet yaşıyorlar. 'Her seçim öncesi petrol buluyorlar' diyerek bizimle alay edenler, bugün Gabar'daki günlük 37 bin varil üretimimizi takdir etmek zorunda kalıyorlar. Yerli ve milli markamız TOGG'dan, 5. nesil savaş uçağımız KAAN'a, şehir hastanelerinden köprülere, yollara tren hatlarına, havalimanlarına kadar, her konuda aynı durumla karşılaşıyoruz. Geriye baktığımızda şunu çok net görebiliyoruz; şayet Türkiye son 20 yıldır muhalefetin takoz siyasetine teslim olsaydı bugün bunların hiçbiri olmaz, ülkemiz yerinde saymaya devam ederdi. Ne savunma sanayisinde yerli ve milli üretimin payı yüzde 80'e çıkardı, ne ihracatta 256 milyar doları yakalayabilirdik. Ne turizmde 54,5 milyar dolarla rekor kırabilirdik, ne istihdamı artırabilir, ne de milli gelirimizi 1,1 trilyon doların üzerine taşıyabilirdik. Bunların ve daha saymaya kalksak saatler sürecek hamlelerimizin hiçbirini gerçekleştiremezdik. Biz ne yaptıysak CHP’nin sabotaj siyasetine rağmen yaptık. Neyi başardıysak bu zihniyetin çelmelerine rağmen başardık. Engelleri tek tek aşarak, zincirleri parçalayarak, zorlukları göğüsleyerek Allah'a hamd olsun bugünlere geldik” şeklinde konuştu.