Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Deprem bölgesinin belli bir bölümünü de bu hafta sonunda ziyaret edeceğim. Miting düşünmüyorum, deprem bölgesinde miting benzeri toplantılar yapabiliriz." dedi.
Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Seçimin ilk tur sonuçları ve yapılacak 2. tura ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, 14 Mayıs'ta rekor katılımla milli iradeyi sandığa yansıtan tüm vatandaşlara teşekkür etti.
Sandık başına giden her vatandaşa tercihini ne yönde yapmış olursa olsun şükranlarını sunan Erdoğan, Türkiye'ye yakışır büyük bir demokrasi şöleni yaşadıklarını, bunun dünyada belki de eşi benzerinin olmadığını söyledi.
Milletin sergilediği olgunluğun her türlü takdirin üzerinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzde 90'a varan bir katılım. Siyasal katılımı artırmak, demokrasiye sahip çıkmak için çaba gösteren tüm siyasi partilere, adaylara, basın yayın kuruluşlarına ve seçim sürecinde görev yapan güvenlik güçlerinden yargı çalışanlarına tüm kamu personeline ayrıca teşekkür ediyorum. Yeni dönemde milletvekili seçilen tüm isimleri şimdiden tebrik ediyor, kendilerine başarılar diliyorum. Tabii milletimiz 27 milyondan fazla oyla şahsımıza teveccüh gösterdi. En yakın rakibimize 2 milyon 520 bin oy fark atarak yüzde 49,5 oy oranına ulaştık. Meclis'te de çoğunluğu toplam 322 vekille milletimiz Cumhur İttifakı'na verdi. Sandıkta tecelli eden irade başımız, gözümüz üstünedir."
"Bugün bütün liderlerle görüşmelerimi yaptım"
İttifak olarak 28 Mayıs için hemen çalışmaya başladıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bugün bütün liderlerle görüşmelerimi yaptım. Önümüzdeki 12 günü iyi değerlendireceğiz, asla rehavete kapılmayacağız. Deprem bölgesinin belli bir bölümünü de bu hafta sonunda ziyaret edeceğim. Miting düşünmüyorum, deprem bölgesinde miting benzeri toplantılar yapabiliriz." dedi.
Depremzedelere bu ara çok hakaretler edildiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Tabii bu çok çok yanlış, çok çok çirkin. Bu hafta sonu, cumartesi, pazar inşallah bölgede olacağız. Devlet Bey ile bugün yaptığım görüşmede 'Ben gelmeye hazırım' dedi. Belki Fatih Bey de gelecek. Birlikte bölgeyi dolaşacağız. Halkımızla oralarda kucaklaşmak suretiyle onları moralize etmenin gayreti içerisinde olacağız. Tabii bu arada Hatay Defne'de malum hastane konusunda 'yapamazlar, edemezler' filan deniyordu. Şu anda devlet hastanesi orada bitme noktasına geldi. Bu kadar kısa sürede çelik konstrüksiyonla, şu anda içindeki bütün elektronik aksam buraya yerleştirildi. Orayı da belki açma durumumuz olacak."
Defne Devlet Hastanesi'ne ilişkin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaştığı görüntüler hatırlatılarak, hastane inşaatının bitme noktasına geldiği aktarılan Erdoğan, "Özellikle çevre, peyzaj onları da kastettim. Bitecek yani. Sadece iç kısmın aksamı değil de çevre ve peyzaj vesairesini de yapmak suretiyle bunun vatandaşı psikolojik olarak da etkilemesini çok önemsiyorum. Bakanımıza da 'Bunları da bitirelim' diye söyledim. İnşallah hafta sonuna kadar onlar da biterse çok çok daha güzel olur." diye konuştu.
"Yapamayacağımız işleri asla vadetmedik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oy kullanımı ve oy dağılımı nedeniyle depremzedelere yönelik yapılan hakaretlerin anımsatılması üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bekledikleri oyları alamadıkları için 'bir daha buralara destek, yardım vesaire yok' gibi ifadeler. Biz kampanyamızı samimiyet, hakikat, kardeşlik üzerine kurduk. Milletimize karşı da daima samimi ve dürüst olduk, yalan söylemedik, hayal satmadık. Yapamayacağımız işleri asla vadetmedik. Özellikle milletimizin aklını, irfanını, basiret ve ferasetini hiçbir zaman hafife almadık. Seçim meydanlarında verdiğimiz tüm sözlerin arkasındayız. İnşallah 28 Mayıs'tan sonra, milletten yetki aldıktan sonra hepsini tek tek hayata geçireceğiz. Tabii muhalefetin adayıyla ilgili yaptığımız eleştirilerin doğruluğu da teyit edildi. Bunun yanında seçimin sosyal medyada estirilen sahte rüzgarlarla değil meydanlarda ve sandıkta kazanılacağı görülmüş oldu. Milletimiz ayrıca kumpas ve kaset siyasetini de reddettiğini göstermiştir."
Muhalefetin artık rakiplerini baskıyla sindirerek, terör örgütünün uzantılarıyla işbirliği yaparak seçim kazanamayacağını anlaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Terör örgütüyle, Kandil'den gelecek talimatlarla bu iş yürümez, böyle bir şey olamaz. Bu millet, terör örgütüne oy vermiyor. Bu millet kendisine hizmet edecek olanlara oyunu veriyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun hem kendisine hem de millete bir iyilik yapıp en azından önümüzdeki 12 gün boyunca temiz siyaset yürütmesini özellikle diliyoruz, bekliyoruz." dedi.
"Kendilerine oy vermeyen insanlara hakaret ediyorlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkinci tur açısından kendi adınıza nasıl bir mesaj aldınız, Kılıçdaroğlu'na millet ne dedi?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Halkım, vatandaşım, kucaklayıcı, nefret kokan değil, dışlayan değil, özellikle samimiyet içerisinde... Artık bir final var. Bu finalin de bu şekilde tamamlanmasını bekliyor. Benim milletim terör örgütleriyle el ele, omuz omuza bir seçim asla görmek istemiyor. Böyle bir şey olamaz diyor. Çünkü onların bu ülke ve millet için yapacakları hiçbir şey yoktur. Onlarda sadece kan, kin, ölüm var. Böyle bir şeyi Türk milletinin beklemesi mümkün olabilir mi? Bunlar bir de hala hatayı kendilerinde değil millette arıyorlar. Düşünün deprem bölgesi için tehdit savuruyorlar. Böyle bir şey olur mu? Depremzedelerimiz başta olmak üzere özellikle de kendilerine oy vermeyen insanlara hakaret ediyorlar. Bunun yanında gençlerimize karamsarlık ve umutsuzluk aşılıyorlar. Devletin kurumlarını yıpratmayı halen sürdürüyorlar. Devletin kurumları görevini bilir ve bu görevinin de gereğini yapar. Bütün bunların yanında bu jakobenler, kifayetsiz muhterisler CHP'nin başında olduğu müddetçe millet ne mesaj verirse versin yeterli olmayacaktır."
Sosyal medya hesabından, deprem bölgesinde seçime katılıp oy veren depremzedelere yönelik hakaretlerin anımsatılmasının ardından, "Siz diyorsunuz ki 'Defne'ye hastane yaptık.' Defne'de Kemal Kılıçdaroğlu'na çıkan oyu biliyor musunuz? Yüzde 80. Yani şimdi siz şöyle mi demeniz gerekecek. 'Onlar bana oy vermedi, ben oraya niye hastane yapıyorum?' Böyle bir anlayış olabilir mi?" değerlendirmesi üzerine Erdoğan, "Haşa. Zaten biz oranın bize olan oy noktasındaki yaklaşımını biliyoruz ama benim için Defne'de ölen insanlar önemli, oradaki yaralı insanlar önemli. Devletsen, oraya yapılması gereken hizmeti en yüksek seviyede yapman gerekiyor." diye konuştu.
"Deprem bölgesinden size oy çıkmasaydı, AK Parti'ye azıcık oy çıksaydı ve seçilmiş olsaydınız siz ne yapacaktınız, hizmet etmeyecek miydiniz?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Haşa. Böyle bir şey düşünülebilir mi? Ben bugüne kadar gerek başbakanlığım, gerek cumhurbaşkanlığım dönemlerinde böyle bir ayrımı hiçbir yerde yapmadım." ifadesini kullandı.
"Milletimizin her bir ferdine hizmet için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk, koyuyoruz"
Van depremini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Van, bizim yüksek oy aldığımız bir il değil ama Van depreminde daha ikinci akşam kendim orada oldum ve bütün Bakan arkadaşlarımı seferber ettim ve bütün o yıkılmış olan yerde, belediye başkanı muhalif bir partidendi malum, sular kesildi büyükşehirlerde su olayını çözme görevi büyükşehir belediye başkanınındır. Adam müdahale etmiyor. Müdahale etmeyince o zaman Veysel Bey'e dedim ki 'Veysel Bey, süratle DSİ'yi buraya sok ve buranın su sorununu hemen anında çöz.' Bizim Van'dan Erciş'e kadar adeta Van Gölü'nün etrafında yalılar yapar gibi konutlar yaptık. 'Burada bize oy çıkmıyor.' filan demedik. Biz oradaki bu süreci devam ettirdik."
Şu anda bile Van'da bu kadar hizmete rağmen ikinci parti konumunda olduklarını dile getiren Erdoğan, "Bu demek değil ki 'Ben Van'ı ihmal edebilirim.' Hayır. Batıda neyse ben doğuda da güneydoğuda da aynı hizmeti vermek mecburiyetindeyim. Neden? Çünkü sen bu sorumluluğu üzerine aldığına göre bu ülkenin, 780 bin kilometrekarenin tamamı bu hizmete layıktır ve bu hizmeti vereceksin. Şimdi burada tabii biz milletimizin her bir ferdine hizmet için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk, koyuyoruz ve hayatımızı biz bu ülkenin her şehrine adeta vakfettik." diye konuştu.
6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremler dolayısıyla 50 bin kişinin hayatını, çok sayıda kişinin uzuvlarını kaybettiğini söyleyen Erdoğan, "Biz bunları ihmal edebilir miyiz? Hangi partiye oy verirse versin. Kucaklayacaksın, gereken bütün ihtiyaçlarını gidereceksin. Bazıları hala annesinin, babasının öldüğünü bilmiyor." ifadesine yer verdi.
"İstikrar ve güven için yürütme ve yasamanın eşgüdüm içinde olması önemli"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclis çoğunluğunun ikinci tur açısından kimin elinde olduğu çok önemseniyordu. Şimdi Cumhur İttifakı'nın olduğu ortaya çıktı. Bu, ikinci tura giderken 12 günlük kampanya süresince kullanacağınız bir argüman mıdır? 'Bakın Meclis bizde, onunla uyumlu bir cumhurbaşkanı olması gerekir aksi takdirde kaos olur, istikrarsızlık olur.' Bu mesajı ağırlıklı olarak seçmene vermeyi düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:
"İstanbul'da belediye başkanlığı malum, CHP'de ama meclis, kahir ekseriyetle bizde. Ankara'da durum yine aynı. Burada bir şeyi ben örneklemek istiyorum. Yani sağlıklı bir yönetim isterseniz, bu sağlıklı yönetimi, gerek yürütme gerek yasama uyumlu olursa tabii orada netice çok daha farklı olacaktır. Şimdi parlamentoda böyle bir sağlıklı yapı ortaya çıkmazsa burada tabii ki sıkıntılar olacağı bir gerçektir. Çünkü yasama ve yürütmenin uyumlu olması, dayanışma halinde olması, ülkenin geleceği açısından çok çok ciddi olumlu neticeler doğuracaktır. Yürütme ve yasamanın uyum içinde çalışması her zaman ülkenin kalkınmasına hizmet eder. Hükümet sistemini değiştirirken cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerinin aynı zamanda yapılmasını biz aslında bunun için sağladık. Bunun amacı seçilecek cumhurbaşkanıyla birlikte çalışacak parlamentonun da yenilenmesi demekti. Burada iki kelime çok çok önemli, 'istikrar' ve 'güven.' İstikrar ve güven için yürütme ve yasamanın eşgüdüm içinde olması da çok önemli. Eğer istikrarlı bir yönetim varsa o ülkede huzur da refah da olur. Geride bıraktığımız son 5 yılda biz bunu gösterdik. Şimdi geçmişteki o koalisyon dönemlerini düşünün. Ne çileler çektik. Yani 5 ayda, 8 ayda bir seçimler ve buralarda tabii istikrar olur mu? Güven olur mu? Olmadı ama Cumhur İttifakı'nın parlamentodaki güçlü duruşu, hükümet olarak bizi de güçlü kılıyor. Vatandaşlarımız 21 yıldır olduğu gibi yine güven ve istikrara oy verecektir. Ben buna inanıyorum."
"İnşallah 28 Mayıs çok çok farklı olacaktır''
"Meclis dengesi farklı, hükümet farklı olursa sürdürülebilir değil. Geçmişte yaşanan birtakım cumhurbaşkanı ve hükümet örnekleri var. Benzerine gelinir ve sonuç erken seçime gider." değerlendirmesi üzerine de Erdoğan, Cumhur İttifakı 322 üyeyle parlamentoda olduktan sonra kolay kolay böyle bir adımın olmayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada tabii şuna inanıyorum. İnşallah 28 Mayıs çok çok farklı olacaktır. 29 Mayıs'a da o bir sinyal olacaktır. 29 Mayıs'a inşallah çok farklı uyanacağız diye düşünüyorum." dedi.
"Çok oy alacağız mı demek istiyorsunuz?" sorusuna ise Erdoğan, "Ona inanıyorum." ifadesini kullandı.
"Milletimizin yine sandıklara koşacağına inanıyorum"
Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda nasıl bir strateji izleyeceklerinin sorulmasına karşılık ise Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birinci turdaki yol haritasını aynen uygulayacağız diyemem. Onun benzerini sadece bu hafta sonu yapacağım deprem bölgesinde uygulayacağız ama bunun dışında özellikle İstanbul, Ankara'da teşkilatımızın yoğunlukla bulunduğu şehri ziyaretlerle, hatta hemşehri dernekleriyle çok çok iç içe olacağız teşkilat olarak. Bunlarla yapacağımız görüşmelerle, gençlikle yapacağımız görüşmelerle, bütün esnaf odalarıyla vesaire yapacağımız buluşmalarla bu süreci farklı bir şekilde inşallah işleyeceğiz. İkinci turda, birinci turda olduğu gibi milletimizin ben yine sandıklara koşacağına inanıyorum ama ben milletimizden bir şeyi özellikle rica edeceğim. O da şu, tabii şimdi mayıs ayında ve bu mayıs ayı sebebiyle özellikle mesela Karadeniz'de çaya gidenler olabilir, fındığa gidenler olabilir. Ben diyorum ki ne olur bunu erteleyin. 28 Mayıs'ta oyunuzu kullanın, ondan sonra bu seyahatleri yapın. Bütün bunlarla beraber yazlıklarına gidecek olanlar da olabilir. Bunların da değerlendirmesini iyi yapmamız lazım."