Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şu şekilde:

DEVA Partisi'nde şok istifa! DEVA Partisi'nde şok istifa!

" Tüm dünyanın gözleri önünde son asrın en barbar soykırımlarından birini yaşayan Gazzeli kardeşlerimiz için ateşkese vesile olmasını diliyorum. Türkiye olarak il günden beri Filistin'de kanın durması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Uluslararası toplumun İsrail üzerindeki baskıyı artırması için diplomatik temaslarımızı yoğunlaştırdık. 1 Ocak sabahı "Bir Güneş Doğuyor" sloganıyla bir araya gelen tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Yarım milyon kardeşimiz Gazze'nin yalnız olmadığını İstanbul'dan tüm dünyaya haykırmıştır.

Bu sivil toplum buluşmasından birileri rahatsız oluyor. Buna tepki gösterenler insanlıktan nasibini almamış vicdan fukaralarıdır. Türkiye'nin mazlumlarla danışma içerisinde olması zalimleri tedirgin ve rahatsız eder. 61 yıllık Baas zulmünün ardında Suriye'de nasıl inanç hak adalet kazandıysa inşallah Filistin'de hak kazanacaktır. Filistin devleti muhakkak kurulacaktır. 

İktidar sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 yılından beri gayemiz hep insana hizmet oldu. Eser ve hizmet siyaseti diyerek kavramsallaştırdığımız bu ilkemizden hiçbir zaman ödün vermedik. Kalıcı kazanımlara odaklandık. Devlet idaresinde de insan ve hizmet odaklı bir yönetim anlayışına sahibiz. 2024 yılını dış ticaret başta olmak üzere büyük başarılarla kapattık.

Her sene yeni rekorlar yaşatan tüm ihracatçılarımızı bugün bir kez daha tebrik ediyorum. Kendilerinden daha fazla çaba beklediğimi ifade etmek istiyorum. Enflasyon ve istihdamda da çok iyi noktadayız. TÜİK'in açıkladığı son veriler de enflasyonda doğru noktada olduğumuzu göstermektedir.

Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak. Bununla ilgili çok kapsamlı bir yol haritası oluşturdukBuna göre para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. 2. maliye politikası kanalı enflasyonla mücadeleye çok güçlü destek verecek. 3. bütçe imkanları elverdikçe yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belileyeceğiz.

En son akaryakıt ÖTV'sinde bunu yaptık. 4.sü Dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil gıda konut ve enerji gibi bir çok alanda arz yönlü taleplerle de destekleyeceğiz. Hayat pahalılığıyla ilgili milletimizin şikayetçi olduğu konular arasında konut fiyatları ve kiralar geliyor. Bunda özellikle 6 Şubat depremleriyle ortaya çıkan ilave konut talebinin etklisi var. Ancak belli başlı alanlarda sadece dönemsel etkilerle açıklanamayacak bir kar hırsının olduğunu değerlendiriyoruz.

2024 yılı içinde döviz kuru gibi mazeret olarak öne sürülen döviz kuru gibi unsurlar sabil kaldığğı halde bazı sektörlerde fahiş fiyatlamalar maalesef devam ediyor. İşçilik maliyetinde yaşanan artışla ürüne yansıyan fiyat farkı arasında aynı şekilde kimi zaman uçurum oluşuyor. Mesela asgari ücretteki artış sebebiyle maliyetin artışı bahane edilerek fiyatlara 5 birim 10 birim zam yapılıyor. Bunlar açgözlülükten, vicdansızlıktan kaynaklandığı aşikardır. Tabi ki vicdanlı işletmelerimiz çoğunluktadır bunlar sözlerimizin muhatabı değildir. Fırsatçılıkta mücadelede devlet gerekeni yapmakla mükelleftir. Fahiş fiyat uygulayan 224 bin firmaya 5 milyar liralık idari para cezası kesilmiştir. 2025 sneesinde denetimlerimiz daha fazla artacak. Serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde 85 milyonun tamamımın çıkarını koruyacağız. 

Hayat pahalılığıyla mücadeleye vatandaşlarımızın da katkı vermesi gerekiyor. Bunun da yolu muhalefet rahatsız olsa da fahiş fiyat satanları boykot etmekten geçiyor. Vatandaşlar olarak fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz satın almama özgürlüğümüzü kullanmaktadır. Bu konuda devlet millet el ele vererek çok daha etkin sonuçlar alabiliriz. Enflasyonla mücadelede son 1,5 senede önemli yol katettik. Enflasyon düştükçe 85 milyonun tamamının alım gücü artacaktır. 2025 yılında hedefimiz bu meseleyi büyük ölçüde çözüme kavuşturmaktır.

Asrın felaketinin ardından bölgede asrın inşa seferberliğini başlattık. Bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında harcama yaptık. 155 bininci yuvamızın anahtarlarını Kahramanmaraş'ımızda hep birlikte afetzede kardeşlerimize teslim etmiştik.

İnşallah 201 bininci yeni yuva ve iş yerimizin anahtarlarını da yakında hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz. 2025 yılında deprem bölgesi en önemli gündemimiz olmayı sürdürecektir. 2025 yılında 453 bin yuva ve iş yerimizi afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. İş yerini açmayan hiçbir depremzede kardeşimiz kalmayacak. 584 milyar lira bütçeden kaynak ayırdık. 'Erdoğan bu enkazın altında kalır' diyen siyasetçileri 2025 yılında da mahcup edeceğiz.

Türkiye olarak 3 kıtanın kalbinde yer alıyoruz. Böyle bir coğrafyada hayatta kalmanın en büyük şartı caydırıcılıktır. Haklılığınızı korumak için güçlü olmak zorundasınız. Bu coğrafyada masadaki gücünüz bileğinizdeki güçten gelir. Sendelediğimiz her dönemde yanımızda biten hasımlarımız oldu. Sevr anlaşması Allah korusun zayıfladığımızda başımıza ne geleceğine dair bir ibret vesikası olarak aklımızdadır. Bu ülkeyi bir daha böyle travmayla karşılaşmaması için yemin ettik. İçerde ve dışarda attığımız adımın gerisinde bu vardır.

Ecdadın şu sözleri bize 22 yıldır hizmet ediyor: Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh. Eğer barış istiyorsan savaşa her an hazır olacaksın. Savunma sanayi yatırımlarımız barışı muhafaza içindir. Şu politikamızı her fırsatta vurguluyoruz. Türkiye dostları için güvenkaynağıdır ancak vatanımıza uzanan elleri kıracak güçteyiz. Nereden nereye geldiğimizi bugün kısaca hatırlatmak isterim. 2002'de sadece 56 firma varken bugün 3 bin 500'ü geçti. Savunma projelerinin sayısı son 22 yılda 62'den yüzde 80 yerlilik oranıyla bin 132'e yükseldi, büyüklüğü de 100 milyar doları aştı. 

Bölgemizde yeni bir dönem başladı. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak, yakın gelecekteki en öncelikli hedeflerimizden biridir. Arkasına terörü alarak siyaset olamaz. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyasetinin üzerinden çekildikçe Türkiye daha sağlıklı bir zemine ulaşacaktır.

Komşumuz Suriye'de gerçekleşen epik devrimle yeni bir dönem başlamıştır. Bizim samimiz arzumuz ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Suriye'nin parçalanmasına üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Suriye'deki ihtilafı ve DAEŞ tehlikesinden dolayı farklı hülyalar görenler son gelişmeler sonrasında bölgemizin kadim gerçeğiyle yüzleşmişlerdir. Bu gerçek tercihini terörden yana kullananları bekleyen akıbet silahlarıyla birlikte toprağa gömülmektir.

Türkiye bekaasını ve güvenliğini koruma iradesini pek çok kez göstermiştir. İş o raddeye varırsa bir gece ansızın gelebiliriz. Herkes hesabını buna göre yapmalı bilhassa sorumluluk mevkiinde olanlar ne provakasyonlara gelmeli ne de milleti proveke edecek cümleler kullanmalıdır. Terör baronları adına milleti tehdit edenlere pabuç bırakmayacağımızı, açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek yine aynı emelleri taşıyanlar çıkarsa bunun bedelini misliyle ödediririz. Bölücü örgüt ve Suriye'deki uzantıları için çember daralıyor. Terörsüz Türkiye hedefimizi mutlaka gerçekleştireceğiz. Biz sukunet ve suhulet ile olmasını temenni ederiz. Ama bu yol tıkanırsa işte o zaman devletimizin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu kullanmaktan da çekinmeyiz.