GÜNDEM

Erdoğan'dan Kabine sonrası açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 3 haftalık aranın ardından Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. Erdoğan, Kabine'nin ardından açıklamalarda bulundu. "Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren üst aklın son aylarda Balkanlarda da toplumsal fay hatlarını kaşıdığını görüyoruz. Ayrılıkçı gündemlerin körüklenmesinin gerisinde hangi niyetlerin olduğunu bellidir. Biz Balkanlarda özellikle de Bosna Hersek'ten barış, huzur ve istikrarın korunmasından yanayız. Son yıllarda bilhassa 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş akabinde Diyanet teşkilatımıza yönelik sinsi bir kampanya yürütülüyor. 28 Şubat döneminden gayet iyi hatırladığımız faşizan manşetlerin tekrar atılmaya başlanması bu linç kampanyasının bir parçasıdır. Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar, bakıyorsunuz bugün de 28 Şubat zihniyetini baş örtülü, çarşaflı, sakallı, cübbeli diyerek yeniden horlatmaya çalışıyor. Yıllarca millete yaşam tarzı dayatanlar şimdi farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor. Milletimizin bazı kesimlerini adeta öcü gibi göstermeye kalkıyor. Bu devlet hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. İnsanımızın kılık kıyafetinden dolayı devletin belli kurumlarına giremediği dönemler artık sona ermiştir. İnsanımızın baş örtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günler artık mazide kalmıştır. İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı-inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler artık geride kalmıştır. Sırf başındaki örtüsünden dolayı annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemedi, yemin törenine dahi katılamadığı o kötü günler artık geride kalmıştır. Bu makamlarda olduğumuz sürece Allah'ın izniyle hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir. Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Demokrasiyi hazmetmekte sorunu olanlarla da mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar devam ettireceğiz. Adalet hizmetlerinde ülkemizi hak ettiği yere getirmek için yoğun gayret sarf ediyoruz. 23 yıldır güven veren ve erişilebilir adalet hedefimizden asla kopmadık. 2002 yılında 9 bin civarında olan hakim savcı sayımız 15 Temmuz'da yaşadığımız ihanete rağmen yaklaşık 3 kat artışla 25 bini geçti. Bağımsız, tarafsız, adil ve etkili bir yargı sisteminin kökleşmesi için bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz. İnfaz sistemiyle ilgili zaman zaman medyaya da yansıyan bazı tartışmaları yakından takip ediyoruz. Vicdanları rahatlatacak, toplumda devlete olan güveni güçlendirecek, özellikle de cezasızlık algısının önüne geçecek adımları meclisimiz ile iş birliği içinde mutlaka ama mutlaka atacağız. Geçtiğimiz günlerde kalleşçe şehit edilen polis memurumuz Şeyda Yılmaz'ın şahsında tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Yeni araçlarımızın emniyet ve jandarma ekiplerimize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni diyorum. Süper Lig futbol kulüplerimizin bir kısmını ve Türkiye Futbol Federasyonu yönetimini külliyemizde kabul ettik. Bu sene tüm liglerimizde rekabet, centilmenlik ve fair play seviyesi yüksek bir futbol şöleni izlemeyi arzu ediyoruz. Bu konuda tüm futbol kulüplerimizden azami hassasiyet bekliyorum. BM 79. Genel Kurulu 4 gün boyunca verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Çeşitli kesimlerle bir araya geldik. Verimli istişarelerimiz oldu. 2021 yılında hizmete açtığımız BM'nin tam karşısındaki Türkevi binamız bu yıl da görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. BM ile birlikte Türkevi'miz de küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri haline geldi. Her ziyaretimizde görenleri kendine hayran bırakan böyle bir eseri ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Ana muhalefet partisinin devrik, eski genel başkanının Türkevi'nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu da açıkçası anlayamıyoruz. Türkevi binamız tıpkı şu an çatısı altında olduğumuz külliyemiz gibi 85 milyonundur, 85 milyonun iftihar vesilesidir. Kapısı da milletin evi gibi Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bundan ayıplanacak, eleştirilecek bir durum göremiyoruz. Türkiye'nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları bugün bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyoruz. BMGK'daki hitabımda İsrail'in Gazze halkına uyguladığı soykırım başta olmak üzere bölgemizdeki çatışma ve zulümlere özellikle dikkat çektim. Küresel barış ve güvenliğin 5 ayrıcalıklı ülkenin keyfine bırakılmaması gerektiğini 'Dünya beşten büyüktür' şiarımızla tekrar ifade ettim. Yine konuşmamızda Türkiye'nin dış politika vizyonuna dair kapsamlı bir ufuk turu yaptık. Tüm görüşmelerimde yaklaşan kış mevsimi öncesinde insanlık olarak Filistin halkına yönelik yardımlarımızı artırmamız gerektiğini dile getirdim. Verdiğimiz mesajlarla bir kez daha insanlığın ortak vicdanına tercüman olduğumuzu gördük. Türkiye bugün özgürlük, adalet, hak ve hakkaniyet için mücadele eden tüm mazlumların küresel platformdaki sesi haline gelmiştir. Bundan ülkemiz ve milletimiz adına onur duyuyoruz. Biz New York'tayken İsrail, Lübnan'a yönelik saldırılarını daha da artırdı.