GÜNDEM

Öpülecek eli bilmeyen, İmamoğlu'nun kuklası

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Filistin'in huzuru Türkiye'nin huzurudur. Suriye'nin istikrarı, Türkiye'nin istikrarıdır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanı'mızın Almanya Başbakanı'nın yüzüne çekinmeden, açık sözlülükle haykırdığı gerçekler Türk milletinin, esasen her şeyi bilse de susmayı tercih eden bazı Arap ve İslam ülkelerinin ortak sesi, ortak seslenişidir. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen milli basiret herkese dersini vermiş, muhatabının gevşeyen vidalarını da sıkmıştır." dedi.

Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, Filistin'in huzurunun Türkiye'nin huzuru, Suriye'nin istikrarının Türkiye'nin istikrarı, Irak'ın esenliğinin Türkiye'nin esenliği olduğunu vurguladı.

Ecdadın Filistin'i Şam Beylerbeyliği'ne bağlı üç sancak halinde teşkilatlandırdığını, bunların Kudüs, Gazze, Nablus Sancağı olduğunu hatırlatan Bahçeli, "Dün sancağımız olan Gazze'nin bugün felaketine sırt dönmemiz, yüz çevirmemiz, suskun kalmamız milli ve manevi emanetlerimize en hafif tabirle saygısızlıktır. Gazze'yi Kudüs'ten, Kudüs'ü İstanbul'dan ayırmak, ayrıştırmak ve ayrı düşünmek akan tarih nehrine karşı boşuna kürek çekmektir." şeklinde konuştu.

"Bizim için bu konuda tarafsızlık diye bir şey söz konusu olamaz." diyen Bahçeli, Türk milletinin, İsrail'in ve zulüm destekçilerinin şeytani oyunlarına, şer ve şiddet yağdıran operasyonlarına sonuna kadar tepkili, mesafeli ve öfkeli olduğunu belirtti.

Bahçeli, "İsrail ile Filistin arasında acil ve insani ateşkesin olması için daha kaç çocuğun, kaç masumun ölmesi lazımdır? Okullar, hastaneler, sivil yerleşim alanları, camiler, kiliseler, fırınlar, ambulanslar, su şebekeleri, elektrik santralleri, yollar, köprüler, mezarlıklar, son tahlilde insana dair ne varsa bombalanıyorken Almanya Başbakanı'nın çıkıp da 'İsrail'in yaptığı nefsi müdafaa' demesinin ahlaki, hukuki ve vicdani bir karşılığından bahsetmek mümkün müdür? İsrail vandallığının sözde nefsini savunanların, mazlumların nefsini konuşacak şerefli duruşu göstermeleri için daha başka neyin ve nelerin olması gerekmektedir?" sorularını yöneltti.

"Almanya Başbakanı tarihin ve insani değerlerin yanlış tarafında"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Bahçeli, "Berlin'de geçtiğimiz cuma akşamı düzenlenen ortak basın toplantısında, Cumhurbaşkanı'mızın Almanya Başbakanı'nın yüzüne çekinmeden, açık sözlülükle haykırdığı gerçekler Türk milletinin, esasen her şeyi bilse de susmayı tercih eden bazı Arap ve İslam ülkelerinin ortak sesi, ortak seslenişidir. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen milli basiret herkese dersini vermiş, muhatabının gevşeyen vidalarını da sıkmıştır." diye konuştu.

İsrail'e para, silah, mühimmat desteği ile siyasi omuz veren ülkelerin işlenen bebek cinayetlerinden, gün geçtikçe ağırlaşan katliam tablosundan birinci derecede sorumlu olduğunun altını çizen Bahçeli, İsrail'in soykırım suçuna sessiz kalanların, bununla da yetinmeyip 46 gündür süregelen devlet terörünü görmezden gelenlerin bir gün insanlık vicdanında mahkum olacağını söyledi.

Almanya'nın da bu kategoride olduğunu ifade eden Bahçeli, "Çok şükür bizim geçmişimizin hiçbir sayfasında gaz odaları caniliği, toplama kamplarının lekesi, Holokost felaketinin izi yoktur. Almanya Başbakanı tarihin ve insani değerlerin yanlış tarafındadır. İsrail faşizmine, İsrail soykırımına ilik nakli yapanlar arasında bulunması feci bir sapma halidir. Adalet tevzi edecek insan bir defa şahsına adil olmalıdır. Kaldı ki bunların kendilerine bile hayırları yoktur." dedi.

"Nükleer başlıklı silahların araştırılması derhal yapılmalı"

Bahçeli, Almanya'nın Türkiye'ye yeni nesil savaş uçağı satmak için ayak sürümesinin, temelsiz bahaneler üretmesinin kendi bilecekleri bir şey olduğunu ve dünyanın sonu olmadığını vurguladı. Bahçeli, "Milli muharip uçağımız KAAN yakında havalanacak, inşallah zora girmemizi bekleyen odakları teker teker çatlatacaktır." ifadelerini kullandı.

İsrail'in orantısız, onursuz ve ahlaksız saldırılarına derhal son vermesini isteyen Bahçeli, uluslararası toplumun İsrail üzerindeki baskıyı artırmasını talep etti. Bahçeli, şöyle devam etti: "Son günlerde yoğunlaşan protesto gösterileri, uyanışa geçen küresel vicdan, İsrail halkı arasındaki keskin bölünmeler, bu ülke siyasetindeki sert çalkantılar Netanyahu'nun elini günbegün zayıflatmakta, yalnızlığa itmektedir. Çıkmaza sürüklenen, kafası ve kalbi rehin altında olan İsrail Başbakanı'nın siyasetten silinip gideceği günler uzak değildir. İsrail ile Filistin arasında çok acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalıdır. Sürdürülebilir bir barış ortamı muhakkak surette tesis edilmelidir. İsrail'in kontrolündeki nükleer başlıklı silahların araştırılması uluslararası gözlemciler vasıtasıyla derhal yapılmalıdır. Rehinelerin kurtarılması maksadıyla diyalog ve diplomatik kanallar oluşturulmalı, atılan adımlar karşılık bulmalı, insani yardımların önü açılmalıdır."

"Filistin'in yutulmasına, siyonizm masasında menü olmasına göz yummayacağız"

Bahçeli, Şifa Hastanesi'nin altında tüneller olduğunu ve karargah kurulduğunu iddia eden İsrail hükümetinin kara propagandasının da elinde patladığını söyledi. Dünyanın daha fazla hareketsiz kalmamasını isteyen Bahçeli, "İsrail saldırılarını caydırmak için askeri, ekonomik ve siyasi yaptırım kararları eşgüdüm halinde ve süratle alınmalıdır. ABD yönetimi ve AB ülkeleri çelişkili açıklamalarına nokta koymalı ve İsrail'e verdikleri desteği bıçak gibi kesmelidir. Büyük İsrail projesine yatırım yapanlar, vaat edilmiş toprakların hayalini kuranlar ya Nil'in ya da Fırat'ın sularında boğulmaya da müstahaktır. Türk milleti böylesi bir korsan yayılmacılığa, en üst düzeyde alarm zilleri çalan tarihsel ve sözde inanç temelli tehdit algısına kesinlikle fırsat vermeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in manevi kurucusu ve siyonizmin mucidi Theodor Herzl'e 19 Haziran 1896 tarihinde Sultan 2. Abdülhamid'in gönderdiği mesajın Türk milletinin ruh kökünü aynısıyla yansıttığını bildiren Bahçeli, "127 yıl önceki bu duruş Türk milletinin bugünkü duruşudur. Filistin’in yutulmasına, siyonizm masasında menü olmasına göz yummayacağız." dedi.

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konjonktürel reçete hiç değildir"

Cumhuriyet'in yeni yüzyılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin temin sürecinin başında en büyük kozlarının, en müstesna kuvvetlerinin 16 Nisan halkoylamasıyla yönetim sisteminde yapılan reform olduğunu belirten Bahçeli, bu reformun mimarbaşının Türk milleti ve onun ruh kökünden doğan Cumhur İttifakı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin hem üçüncü evreye geçişini sağladığını hem de yeni yüzyılı kavrayan ve kuşatan demokratik ve dinamik nitelikli sistemsel başarısını somutlaştırdığını vurgulayan Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devlet hayatında çatlak seslerin dindiğini, karar alma süreçlerinin seriye bağlandığını, kuvvetler ayrımının billurlaştığını, çok başlılık devrinin kapandığını, bürokratik oligarşinin suyunun kesildiğini kaydetti.

Bahçeli, yeni sistemin gerekli, yeterli siyasi, stratejik ve fikri demlenme sürecinin devam ettiğini, kurum ve kurallarıyla olgunlaşması, ilke ve esaslarıyla oturmasının Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın güvencesi olacağını dile getirdi.

Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel reçete hiç değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyeti'nin istikbal haysiyeti, milli bekasının habitatı; Türk milletinin huzur, barış ve kardeşlik iradesinin temel harcıdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aksayan, tekleyen ve arıza sinyali veren yönleri varsa mutabakatla ele alınıp düzeltilmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, bunun da son derece doğal ve doğru bir seçenek olduğunu söyledi.

Her yönetim sisteminin bir özü, hukuki ve ahlaki meşruiyetini sağlayan demokratik bir özelliği olduğunu belirten Bahçeli, bunun tartışılmasının da öngörülemez sorun ve sıkıntılara yol açma riski taşıdığını ifade etti.

Bahçeli, şunları kaydetti: "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hedefiyle milletimizin huzuruna çıkan zillet ittifakı amaçladığı icazet ve ruhsatı alamamış, milli irade Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni mevcut ve mahut haliyle tasdik ve teyit etmiştir. Lağvolunan bir kurum veya sistemin tekrar ihyası diye bir şey zaten makul ve mantıklı bir şey değildir. İster iyileştirilsin isterse de güçlendirilsin, eğer Parlamenter Sistem her şeye rağmen ihya edilseydi; dejenere olması, kaosa hizmet etmesi, kutuplaşma ve kamplaşmayı körüklemesi, devlet yönetimini krize sokması mukadder bir siyaset ve hayat gerçeği haline gelirdi. Bu ise 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü kadar vahim gelişmelere neden olabilirdi. Hamdolsun aziz milletimiz kötürüm ve köhne siyasetin ayak oyunlarına, yönetilemeyen Türkiye önerisine müsaade etmemiş, buna fırsat vermemiştir."

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçimindeki 50 artı 1 oy şartıyla ilgili tespit ve değerlendirmelerinin, siyasetin ve kurulan ittifakların parçalı yapısına bakıldığında tutarlı ve anlamlı olduğunu ifade eden Bahçeli, kendisinin bu konuda geçmişten bugüne söylediği sözler, yaptığı açıklamalar ve paylaştığı görüşlerin ise belli olduğunu ve hiç değişme göstermediğini belirtti.

Bu konuda 7 Haziran 2018'de Kayseri Merkezli Bölge İstişare Toplantısı, 2 Temmuz 2019'da MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaları anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti: "Yine 16 Kasım 2021'deki Meclis Grup Toplantımızda ise şunları söylemiştim: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milletimizin bir başarısı, geleceğinin müjdesi, milli bekanın güvencesi, milli birlik ve dayanışmanın zırhı, devlet yönetiminin milli hedeflerle birleşmesidir. Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1'dir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM’den güvenoyu almadığı için 'yönetimde istikrar' ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Bu itibarla yüzde 50 artı 1 oyla cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek, model olacak bir şeklidir. Dikkat buyurunuz, milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanını seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz. Ancak Cumhur İttifakı olarak konuşup tartışarak orta yolun, makul çözümün, yeni sistemin doğasını zedelemeyecek tamirat ve onarımın karşılıklı anlayış ve uzlaşmayla yapılacağının inancına ve iradesine de sahibiz."

"Cumhurbaşkanımızla diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında tezvirat ve tefrika imal eden fırsat düşkünü meczuplara prim vermeyeceklerini, itibar etmeyeceklerini söyleyerek, "Bunları adam yerine bile koymayız." ifadesini kullandı.

"Bazı zeka ve vicdan özürlülerin, 'Erdoğan, Bahçeli'yi sırtından atacak mı?' şeklinde yazı kaleme almalarının, AK Parti ile MHP arasında sorun olduğundan bahsetmelerinin, fitne tezgahı açmalarının alçak bir teşebbüs, namert bir telaffuz olduğunu" ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu: "Burayı dikkatle dinleyin, kendi aranızda tartışırken de dikkatli cevap verin. Allah'a çok şükür siyasi hayatımız boyunca hiç kimsenin sırtına binmedik, hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik. Onun bunun sırtından geçinen keneler bizi anlayamaz, anlasa da anlatmaya takatleri yetmez. Yük aldık, yük olmadık; bedelse ödedik, yeri geldi şehadet düştü hissemize, ne gam ne tasa katiyen şikayet etmedik, 'önce ülkem ve milletim' demekten de asla vazgeçmedik. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ne bakan vermedik, doğrudur. Ne var ki bu kabine Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin kabinesidir. Alacağı her kararın yanındayız, sefasına değil, gerekirse cefasına talibiz. MHP tufeyli değildir, yancı değildir, ufakçı değildir, ulufeye talip değildir, ikbale meraklı değildir; Türklüğün, Türkiye'nin ve Türk milletinin serdengeçti şuuru, son kalesi, tüm çareler tükendiğinde düşmana sıkılacak son kurşunudur. Bilmeyen varsa tekrar hatırlatayım; Sayın Cumhurbaşkanımızla diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir, hakseverlik üzerinedir, saygı ve sevgi temellidir, hiç kimse de aramıza giremeyecektir."

MHP lideri Bahçeli, Cumhur İttifakı ile ilgili polemik ve spekülasyon yapan "kara sinek tabiatlı" güruhun durumunun, "Sineğin akıllısı kiraza biner şehre gider, sineğin aptalı gübreye düşer bunlar gibi ahıra gider." ile aynı olduğunu dile getirdi.

Cumhur İttifakı'nda pazarlık ve ihtilaf olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Cumhur İttifakı, bir planın ürünü, sipariş edilmiş bir projenin üretimi değildir. Bu ittifak 15 Temmuz işgal ve ihanetine karşı meydanlarda kurulmuştur. Bu ittifak 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla oluşmuştur. Terörle mücadelede kesin sonuç almak, sosyo-ekonomik gelişmeyi en üst seviyeye taşımak, iç ve dış sorun alanlarının birer birer üstesinden gelmek, deprem felaketinin derin izlerini tamamıyla silmek, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleşmesi, dünyada Türk mucizesinin hayata geçmesi için Cumhur İttifakı'nın devamından yanayız. Hiçbir şart altında da bu ittifakın bozulmasına kendi adımıza söylüyorum, geçit vermeyeceğiz." dedi.

"Kuş beyinlerinizle Cumhur'u çatlatmaya kabiliyetiniz yetmez"

MHP lideri Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta başarıya ulaşması için her özveriyi gösterdiklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kiminle istiyorsa görüşüp temas kurmasına destek verdik, hatta partimizden ihraç edilen bir şahısla aynı kareye girmeye içimiz acısa bile ses çıkarmadık. Sanıyorum herkes mesajı aldı ve anladı, ne diyeceğimi merak edip karmaşa ve kavga bekleyenler külahı kafalarına ters giyerek arkalarına bakmadan nifak mevzilerine tekrar geri dönmek zorunda kaldı. Bu bedhahlara, bu gafillere diyorum ki, buradan size ekmek çıkmaz, dedikodu çarkınız bize sökmez. 6 tane televizyon ve konuşmacıları, sözüm size; kuş beyinlerinizle Cumhur'u çatlatmaya kabiliyetiniz yetmez, ittifakımızı öğütemez, önümüzü de kesemez."

"Özgür Özel ciddiye alınacak biri değil"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "aslında siyasi birikim ve deneyim çerçevesinde pek ciddiye ve dikkate alınacak biri olmadığını" söyleyen Bahçeli, "HEDEP'e uzattığı zeytin dalı, İYİ Parti ile ortak payda arayışı, zillet masasını tekrar kurma anlayış ve amacı geçmişin birebir kopyasıdır. CHP'de yeni bir şey yoktur. Hamamda kurna, düğünde zurna beğenmeyen bugünkü CHP yönetimi her şeye karşı, geçmişine karşı, işin özünde karşıya bile karşıdır." diye konuştu.

Bahçeli, Özel'in İstanbul Kadıköy'de bir operaya HEDEP'lilerle birlikte katıldığını anımsatarak, şunları kaydetti: "Sahne alan ve Kürdistan'dan bahsedip Türkiye'yi işgalci diye karalayan sözde bir sanatçının elini öpmesi utanç verici bir ayıp ve rezalettir. Eğer eli öpülecek hanımefendiler arıyorsanız Meclis'teki AK Parti ve MHP gruplarına bakın, her hanımın eli öpülür. Öpecek eli tanımayanların milletten tekme yemeleri mutlaktır. CHP gerçekten de sömürgeleşmiş, vesayet zincirine vurulmuştur. Bir bölücünün saygıyla elinin öpülmesi, CHP'nin mazisini inkar, Türkiye'ye rest çekmektir. Bu sefil fikri kimin verdiği az çok bellidir. CHP Genel Başkanı maalesef kukladır, kuklacı ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında oturan zattır. Onun da ipini tutanlar iç ve dış husumet cephesidir. CHP'de patron çıldırmış, tasfiye işlemi hızlanmış, yağma vites yükseltmiş, Atatürk'ün partisi kapanın elinde kalmıştır."

"Türk duruşu hem sahada hem de masada Almanya'da gösterilmiştir"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, sosyal medya fenomeni diye takdim edilen bazı süfli tiplerin Türk ve İslam değerleriyle taban tabana zıt yaşantılarının, mücadele edilmesi gereken kokuşmuşluk alameti olduğunu söyleyerek, "Alın teri dökülmeden, emek sarf edilmeden, helal-haram ayrımı yapılmadan ve bir yolla elde edilen servet düzeyindeki paraların pervasızca ortalığa saçılması, gösteriş için harcanması milletimizde haklı tepkiye neden olmaktadır. Toplumsal hassasiyetleri kaşımanın ve insanlarımızın sinir uçlarıyla oynamanın hiç kimseye bir yararı olmaz, böylesine bir imtiyazları da olamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Çetelerle mücadele eden, her gün yakalanan yerli ve yabancı bir örgüt elebaşına şahit olmaktan duyduğu memnuniyeti de dile getiren Bahçeli, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın gayretini takdirle karşıladıklarını ve desteklediklerini söyledi.

Güvenlik güçleri ne zaman suç ve suçluların peşine düşse, ne zaman görevlerini layıkıyla yerine getirseler gecikmeksizin nevzuhur bir karalama kampanyasının devreye girdiğini ifade eden Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, "huzursuzluk ve hezimet sarmalında" olduğunu ve Türk polisine yönelik "korkunç" bir iddiada bulunduğunu belirtti. Fırtınaya tutulan İYİ Parti'nin şu anki dalgalı ve krizli halinin kendilerini ilgilendirmediğini dile getiren Bahçeli, "İP Başkanı'nın polis müdürleriyle ilgili iddiasının ispatlanması muhatabı için bir siyasi onur meselesidir. Hiç kimse Türk polisini töhmet altında bırakamaz. Sözü söyleyip de ucunu açık bırakmak pişkinlik ve kurnazlıktır. Otellerinde fuhuş yaptıran polis müdürleri kim ya da kimlerdir? İP Başkanı bunu açıklamak mecburiyetindedir. Açıklamazsa müfteri olarak anılacak ve kendine de yakışanı yapmış olacaktır." diye konuştu.

Bahçeli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri süren 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'ne partisinin evet oyu kullanacağını bildirdi.

A Milli Futbol Takımı'nın Berlin Olimpiyat Stadı'nda Almanya'yı 3-2 mağlup etmesinden duyduğu sevinci de dile getiren Bahçeli, "Türk duruşu hem sahada hem de masada Allah'a şükürler olsun ki Almanya'da gösterilmiştir." ifadesini kullandı.