GAZZE’DE 7 EKİMLE BAŞLAYAN KATLİAM VE ATEŞKESLE GELEN BAYRAM HAVASI

7 Ekim 2024, Gazze’de yaşayanlar için bir kara gün olarak tarihe geçti. Siyonist İsrail ordusunun başlattığı saldırılar, binlerce masum sivilin yaşamına mal oldu. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere pek çok sivil, bombalar ve roketlerle katledildi.

Bu saldırılar, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir travma da yaratmıştı. Gazze halkı, yıllardır süren abluka ve sıkıntılarla başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da şiddetle şekillenen bir hayata mahkumdu. Ancak 7 Ekim’den itibaren başlayan yeni saldırılar, bu acıyı daha da derinleştirdi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik bu saldırıları, uluslararası kamuoyunda büyük bir tepki uyandırdı. Birçok ülke, Siyonist saldırılara karşı kınamalar yaptı ve sivillerin korunması çağrısında bulundu. Fakat uluslararası toplumun çağrıları, ne yazık ki yeterli olmadı. İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırıları devam ederken, sivil kayıplar her geçen gün artıyordu.

Önceki akşam, ateşkes ilan edilmesiyle Gazze’de bir nebze de olsa rahatlama yaşandı. Birçok yerel halk, gözyaşları içinde, ancak bir o kadar da umut dolu bir şekilde bu haberi karşıladı. Saldırıların sona ermesiyle birlikte, kanlı günlerin ardında kalan acıların yavaşça iyileşmeye başlayacağı ümidi oluştu.

Havanın ve ortamın değişmesiyle birlikte, Gazze’de bayram havası esti. Tabii ki bu bayram, kaybedilen canların, yıkılan evlerin, yok olan hayatların yerine geçebilecek bir şey değildi. Ancak ateşkesin sağladığı geçici huzur, bölgedeki halk için moral kaynağı oldu.

Ateşkesin ilanıyla birlikte, Gazze’de yaşamın normale dönmesi bekleniyor. İnsanlar, tahrip olmuş sokaklarda birbirlerine sarılarak, yıllardır bekledikleri barış umudunu dile getiriyorlardı. Kadınlar ve çocuklar, bir nebze olsun güvende hissedebilecekleri bir ortamda yaşamaya başlayacaklarının sevincini yaşadı. Ancak bu ateşkesin ne kadar süreceği ve kalıcı barışın gelip gelmeyeceği hala belirsiz.

Ateşkesin bir an önce kalıcı barışa dönüşmesi, sadece Gazze halkı için değil, tüm Ortadoğu için büyük bir önem taşıyor. Gazze’deki ateşkesin ardından uluslararası toplum, adaletin sağlanması, sivillerin korunması ve bölgedeki gerilimin sona erdirilmesi konusunda daha güçlü bir duruş sergilemelidir. Gerçek bir barışın ancak karşılıklı anlayış, empati ve diplomatik çözüm yollarıyla sağlanabileceği gerçeği bir kez daha ön plana çıkmaktadır.

Sonuç olarak, Gazze’deki ateşkes, sadece çatışmaların sonlanması değil, aynı zamanda bölgede daha geniş bir barışın sağlanması için bir başlangıç olabilir. Ancak bunun için güçlü bir uluslararası dayanışma ve kararlı bir diplomatik yaklaşım gerekmektedir.

Gazze halkının yaşadığı acılar hala taze olsa da, ateşkesin oluşturduğu umudu, Gazze’nin yeniden ayağa kalkabilmesi için bir fırsat olarak görmek mümkündür. Bu bayram havası, umarız ki kalıcı barışın ön habercisi olur ve Gazze halkı bir gün gerçekten özgür, barış içinde bir yaşam sürebilir. Ve zafer mutlaka inananların olacaktır.