Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu yaptığı açıklamada şöyle denildi:
”Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti olarak, Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’e yönelik tehdit ve hakaret içerikli açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Tatvan Belediye Eş Başkanı Mümin Erol tarafından meslektaşımıza yönelik gerçekleştirilen bu saldırgan tutum, bir gazeteciye yapılabilecek en ağır saldırılardan biridir ve asla kabul edilemez. Bu sadece bir gazeteciye değil, aynı zamanda basın ve ifade özgürlüğüne yapılmış açık bir saldırıdır.
Dünkü muktedirlerin fiziki saldırısına uğrayan, adeta ölümden dönen meslektaşımız Sinan Aygül, maalesef bugünkü muktedirlerin de tehdidi altındadır. Tatvan halkının iradesi ile muktedirler değişmiş, ancak mesleğimize ve meslektaşımıza yönelik bu saldırgan tavır değişmemiştir. Bugün yaşananlar bize göstermektedir ki, muktedirlerin değişmesi meslektaşımıza yönelik baskı, tehdit ve can güvenliği riskini ortadan kaldırmamış, bilakis artırmıştır. Kendisi bir hukukçu olan ancak kullandığı ifadeler zerre kadar hukukla bağdaşmayan Tatvan Belediye Eş Başkanı, meslektaşımızın can güvenliği riskinin artarak devam ettiğini göstermiştir.
Tekrar hatırlatmak ve uyarmak isteriz ki söylem ve davranışları ile Sinan Aygül’ü hedefe koyan anlayış, arkadaşımızın can güvenliğine yönelik oluşabilecek herhangi bir tehdidin veya olumsuzluğun müsebbibi olacaktır. Hak, hukuk ve adalete olan inancımızla, Tatvan Belediye Eş Başkanı’nın bir an önce aydınlatıcı bir açıklama yapmasını ve ifadeleri nedeniyle arkadaşımızdan özür dilemesini bekliyoruz.
Anayasa ile güvence altına alınmış olan basın özgürlüğü, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Gazeteciler, toplum adına doğru bilgiyi arama, soru sorma ve gerçekleri açığa çıkarma göreviyle hareket eder.
Sinan Aygül’ün yaptığı haberler gerekçe gösterilerek tehdit edilmesi ve sosyal medya üzerinden paylaştığı ses kaydında, Erol’un hakaret dolu sözleri, basın özgürlüğüne yapılmış açık bir saldırıdır. Gazetecilerin en temel görevi, kamuoyunu bilgilendirmek ve halk adına doğruyu söylemektir. Ancak bu tür tehdit ve hakaretlerle karşılaşmaları, toplumumuzdaki basın özgürlüğünü tehdit eden karanlık bir tablonun göstergesidir. Gazeteciler, halkın haber alma hakkını savunan en önemli aktörlerdir ve onların susturulması, toplumun susturulması anlamına gelir.
Mümin Erol’un basın toplantısında kullandığı ifadeler hem gazetecilik mesleğinin onuruna hem de insan haklarına aykırıdır. Erol’un “Gazeteci sıfatının dışında da Sinan’ı dövmeyeceğim, eğer söz vermemiş olsaydım kendim bizzat dövecektim” şeklindeki ifadeleri, gazetecilere karşı fiziki şiddeti meşrulaştırmaya çalışan tehlikeli bir anlayışın yansımasıdır. Gazetecilere yönelik şiddet ve tehditlerin normalleşmesine izin verilmemesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Sinan Aygül’ün geçtiğimiz yıl yaşadığı saldırıyı hatırlatarak “Yarım bıraktıkları işi biz tamamlayacağız” ifadesiyle yapılan tehditler, bu sürecin ciddiyetini daha da arttırmaktadır. Bir gazeteciye, mesleğini icra ettiği için “alçak”, “şerefsiz”, “namussuz” gibi yakıştırmalarda bulunulması ahlaken de kabul edilemezdir.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti olarak, Sinan Aygül’ün yanında olduğumuzu ve bu tür tehditlere karşı meslektaşlarımızın yalnız olmadığını kamuoyuna duyuruyoruz. Bu tür nefret söylemleri karşısında, camia olarak birlik ve dayanışma içinde olacağımızı bir kez daha hatırlatmak isteriz. Yetkililerden, bu tür tehditlerin karşılıksız kalmamasını ve sorumlular hakkında yasal işlemlerin derhal başlatılmasını talep ediyoruz.
Basın ve ifade özgürlüğü, demokrasinin teminatıdır ve hiçbir tehdit ya da baskı, gazetecilerin bu kutsal görevini yerine getirmesine engel olamayacaktır.''