Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan-Ermenistan bölgesinde huzur ve istikrara giden yolun kapsamlı bir barış anlaşmasından geçtiğini, bunun için de Zengezur Koridoru'nun açılmasının büyük öneme sahip olduğunu söyledi.

Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

AA-20230731-31808380-31808368-DISISLERI_BAKANI_FIDAN_AZERBAYCAN_DISISLERI_BAKANI_BAYRAMOV

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ikili ilişkilerin zamandan ve şartlardan bağımsız bir tutum olduğunu belirten Fidan, "tek millet, iki devlet" şiarının iki ülke arasındaki ilişkilerin büyük bir stratejik çerçeveye alan bir duruş, kader birliği olduğuna vurgu yaptı.

Fidan, Türkiye ile Azerbaycan arasında 2021'de imzalanan Şuşa Beyannamesi'ne değinerek, "2021'de Türk dünyasının işgalden kurtulan Şuşamızda Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın (Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev) imzaladıkları Şuşa Beyannamesi tüm dünyaya şunu ilan etmiştir ki; güçlü Türkiye güçlü Azerbaycan'dır, güçlü Azerbaycan güçlü Türkiye'dir." ifadesini kullandı.

AA-20230731-31808380-31808369-DISISLERI_BAKANI_FIDAN_AZERBAYCAN_DISISLERI_BAKANI_BAYRAMOV

Ermenistan ile normalleşme sürecini Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içerisinde sürdürdüklerini dile getiren Fidan, Azerbaycan-Ermenistan sürecindeki uluslararası çabaları da desteklerini kaydetti.

"Taraflar arasında ayrımcılık yapmayın, barışı destekleyin"

Fidan, Azerbaycan-Ermenistan sürecine ilişkin uluslararası taraflara çağrıda bulunarak, "Taraflar arasında ayrımcılık yapmayın, barışı destekleyin, destek yerine köstek olmayın. (Ermenistan-Azerbaycan) Bölgesel huzur ve istikrara giden yol kapsamlı bir barış anlaşmasından geçiyor. Bunun için Zengezur bağlantısının açılması büyük öneme sahip." şeklinde konuştu.

AA-20230731-31808380-31808370-DISISLERI_BAKANI_FIDAN_AZERBAYCAN_DISISLERI_BAKANI_BAYRAMOV

Başta Ermenistan olmak üzere bazı çevrelerin, Azerbaycan'ın Laçin yolu üzerinde sınır geçiş noktası kurmasının insani krize neden olduğu yönündeki iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Fidan, şunları kaydetti: "Laçin yolu Azerbaycan toprağıdır. Dolayısıyla Azerbaycan, hangi tedbiri gerekli görüyorsa onu alır ve almak da en büyük egemenlik haklarından biridir. İnsani mülahazalarla orada Azerbaycan'ın her türlü çabayı da gösterdiğini görmekteyiz. Zaten tıbbi geçişler de mümkün. Kapsamlı malzeme nakline uygun diğer güzergahlar da tahsis edilmiş durumda. Bütün bu değerlendirmelere baktığımızda Azerbaycan'ın bu konuda eleştirilmesinin haklı bir zemini olmadığını düşünüyoruz."

AA-20230731-31808380-31808371-DISISLERI_BAKANI_FIDAN_AZERBAYCAN_DISISLERI_BAKANI_BAYRAMOV

Görüşmede, iki ülke arasındaki istisnai ilişkileri ve bölgesel konuları ele alma fırsatı bulduklarının altını çizen Fidan, "Ekonomik ilişkilerimizin geldiği nokta memnuniyet verici, karşılıklı yatırımlarımız 30 milyar doların üzerinde." ifadesini kullandı.

Fidan, enerji alanında işbirliğini ilerletirken, ortak çıkarlar temelinde ve bütüncül bir stratejiyle çalışıldığını vurgulayarak, "Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) kapasitesinin genişletilmesi ve Hazar'dan daha fazla doğal gazın Türkiye'ye ve Avrupa'ya aktarılması, bu ortak stratejimizin unsurları." değerlendirmesinde bulundu.

Bayramov'la bölgedeki "bağlantısallık ve çok taraflı ulaştırma koridorlarının geliştirilmesi" konularını görüştüklerini dile getiren Fidan, "Ukrayna savaşı, bu yönde atılacak adımların önemini bir kez daha göstermiş durumda. Güçlü altyapımızla Orta Koridor'un önemli ve ayrılmaz bir parçasıyız." dedi.

Görüşmede, Güney Kafkasya bölgesindeki gelişmelerin de ele alındığını belirten Fidan, "İşgalden kurtarılan Azerbaycan topraklarının yeniden imarına ve kalkınmasına desteğimiz devam edecek." ifadesini kullandı.

Fidan, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) güçlendirilmesi için çalışıldığını ve Budapeşte'de TDT temsilciliği binasında Macar diplomatlara seslendiğini hatırlatarak, "Gerçekten de yeni jeopolitik denklemde, Orta Asya'ya ve teşkilatımıza yönelik çok büyük bir ilgi var. Azerbaycan'la Türk dünyasının ve Türk Devletleri Teşkilatının parlak geleceği için yapacak çok işimiz var." diye konuştu.

Türkiye-Ermenistan normalleşmesinde diyaloglar devam ediyor

Dışişleri Bakanı Fidan, ortak basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir soru üzerine Azerbaycan topraklarının Ermenistan işgali altında olmasının Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan normalleşmesine engel olduğuna fakat işgalin artık sona erdiğine işaret eden Fidan, "Artık bölgede özellikle Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan normalleşmesi ile çok büyük bir siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma potansiyeli bulunmakta." değerlendirmesinde bulundu.

Ermeni işgalinin fiilen sona erdiğini fakat ateşkes ve sınır anlaşmaları görüşmelerinin nihayete ermesi gerektiğini dile getiren Fidan, "Bunlarla ilgili çalışmalar yoğun şekilde sürmekte. Hem Avrupa başkentlerinde hem Amerika'da hem Moskova'da Ermenistan ve Azerbaycan bir araya gelmekte. Biz bunları yakından takip ediyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bizi bu konuda yakından bilgilendirmekte." ifadesini kullandı.

Fidan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış görüşmelerinin sonuca ulaşmasının öneminin altını çizdi.

AA-20230731-31808380-31808372-DISISLERI_BAKANI_FIDAN_AZERBAYCAN_DISISLERI_BAKANI_BAYRAMOV

Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerde, normalleşmede hangi adımların atılacağını konusunda diyalogların sürdüğüne işaret eden Fidan, şöyle devam etti: "Bu konuda kurulmuş mekanizmalar var, özel temsilcimiz var, başka kanallar var. En önemlisi biliyorsunuz, Ermenistan Başbakanı Sayın (Nikol) Paşinyan, Cumhurbaşkanı'mızın yemin töreni vesilesiyle Ankara'ya geldi ve karşılıklı görüşmeler de bu meyanda devam etmekte. Bizim inancımız bir an önce Ermenistan'la Azerbaycan arasındaki anlaşmaların imzalanması; Türkiye'nin de böylece Ermenistan'la ilişkilerini normalleştirerek, Kafkasya'da Azerbaycan, Türkiye ve Ermenistan'ın merkezinde olduğu bir ekonomik ve istikrar kalkınma sürecinin bir an önce başlaması. Tabii bu bölgedeki diğer ülkeler için de esas itibarıyla büyük bir fırsat teşkil etmekte."

Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar

Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar ve hakaretler konusunda, Danimarkalı ve İsveçli mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği telefon görüşmeleri ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) bu konuda yapacağı olağanüstü toplantıya yönelik değerlendirmesi sorulan Fidan, ortaklaşa olarak ne yapılabilir sorusunu merkeze alan bir dizi diplomasi trafiği gerçekleştirildiğini aktardı.

Fidan, "Bu konudaki farkındalığın hem Birleşmiş Milletler (BM) organlarında hem İslam İşbirliği Teşkilatı platformunda ciddi bir farkındalık oluşturduğunu görmekten mutluluk duymaktayız." diyerek, İİT üye ülkelerinin dışişleri bakanlarınca düzenlenecek toplantıya katılacağını kaydetti.

Dışişleri Bakanı Fidan, "Önemli olan, İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin bu konudaki ortak çalışmalarını devam ettirmesi ve ortak tavırlarını sistemik şekilde ortaya koyması. İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin sırf bu konu merkezli toplanıyor olması esas itibarıyla büyük bir diplomatik mesajdı." diye konuştu.

Fidan, Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen saldırıların ardından yapılan telefon görüşmeleri talebinin Danimarka ve İsveç'ten geldiğinin altını çizerek, görüşmelerin sonrasında her iki ülkenin de hükümet düzeyinde yazılı açıklama yaptığını belirtti.

İki ülkenin açıklamalarından, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar ve hakaretlerin ortaya çıkardığı potansiyel zararları ve tehditleri görmeye başladıklarının anlaşıldığını söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

"İsveç Başbakanı'nın açıklamasında şu ibare var; 'İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en ciddi güvenlik durumunu yaşıyoruz.' Bu önemli. Kendi ülkenizde bu kadar hassas bir konuda provokasyon yapılmasına izin vermeniz ve kendi kurduğunuz sistemin ve organlarının bunu engelleyememesi aslında bir devletin kurumlarıyla beraber varoluşuyla ilgili birtakım soru işaretlerini de beraberinde getiriyor."

Netanyahu: “(UCM kararı) İsrail bu kararı tanımıyor ve tanımayacak” Netanyahu: “(UCM kararı) İsrail bu kararı tanımıyor ve tanımayacak”

Konuya yönelik soru işaretlerinin Türkiye tarafından sürekli gündeme getirildiğini vurgulayan Fidan, bu ülkelerde yaşanan eylemlerin öncelikli olarak onlara zarar verdiğinin ve daha büyük zarar potansiyeli taşıdığının altını çizdi.

Fidan, "Şu anda bizim izlenimimiz, bu konunun vahameti karşı taraflarca anlaşılıyor. Buna yönelik adım atabilirler mi? Kendi sistemleri içerisinde bu dönüşümü yapabilirler mi? Bu bizim yine bekleyeceğimiz, izleyeceğimiz bir süreç." diye konuştu.

TANAP, güney gaz koridorunun bel kemiği

Fidan, Avrupa’da enerjiye artan talep doğrultusunda Türkiye ile Azerbaycan’ın ne gibi projeler yürüttüğüne dair soru üzerine, TANAP'ın güney gaz koridorunun bel kemiği ve Avrupa’nın önemli bir gaz tedarik arteri olduğunu söyledi.

TANAP üzerinden yıllık 16 milyar metreküp gaz taşındığını anımsatan Fidan, bunun da yarısının Avrupa'ya gittiğini dile getirdi.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki enerji işbirliğinin sadece iki ülkenin çıkarlarına hizmet eden konu olmaktan çıkarak daha stratejik düzeyde bölgesel ve küresel enerji güvenliğine katkıda bulunan önemli bir alana dönüştüğünü belirten Fidan, "Bu çerçevede biz Avrupa’nın enerji güvenliğine de aslında katkıda bulunmaktayız. Türkiye, kendi enerjisini tedarik ederken, Azerbaycan ile bu işbirliğini yürütürken, iki ülkenin ortaya koyduğu perspektif Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunmakta." ifadesini kullandı.

Fidan, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından ilk kez küresel düzeyde bir enerji krizinin yaşandığını, bu krizin merkezinde Avrupa olduğunu ve tamamen atlatılmış olmadığını, ne zaman atlatılacağının ise öngörülemediğini belirtti.

Gelecek kış Avrupa'da yeni bir enerji krizi olabileceğine işaret eden Fidan, enerji piyasalarındaki belirsizliklerin de devam ettiğini kaydetti.

Fidan, Azerbaycan ile gelecek yıllara yönelik enerji konusunda stratejik diyalog ve hazırlıkların devam ettiğini vurgulayarak, "İlave kapasite yaratılması ve bunun taşınması için TANAP'ın kapasitesinin artırılması söz konusu. Hazar Havzası’nda diğer kaynakların ülkemize getirilmesi konusunda da çalışmaktayız. Türkmen gazı bu çerçevede giderek daha önemli hale gelmekte." diye konuştu.

Türkiye'nin sıvılaştırılmış gaz terminalleri ve dağıtım şebekesiyle Avrupa’daki en kapsamlı sistemlerden birine sahip olduğuna işaret eden Fidan, "İmkan ve kabiliyetlerimizi kullanarak Azerbaycan ile ortak çalışma hedefimiz devam ediyor. Bu alanda irade göstermeye iki ülke de hazır. Bir yandan kendi enerji güvenliğimizi güçlendirirken, diğer taraftan da Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunma çabalarımız devam edecek." ifadesini kullandı.