TBMM Genel Kurulunda grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi ortak Meclis grubu olarak yapıcı muhalefet anlayışıyla Meclis'te bulunacaklarını söyledi.
TBMM Genel Kurulu Salonu'nda oturma düzeninin hala sağlanamadığına dikkati çeken Şahin, 1 Ekim'de, terör saldırısı dolayısıyla oluşan hassasiyet gereği bu konuda bir tavır göstermediklerini belirtti. Şahin, "Sayın Başkan perşembe günü Başkanlık Divanı'nı toplayacak. Perşembe günü bu konunun net bir şekilde çözülmesini bekliyoruz. Aksi takdirde perşembe günü burada oturmayacağımızı, demokratik teamüller içerisinde net bir tavır koyacağımızı buradan kayıtlara geçmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
Şahin, yeni anayasa söylemlerine işaret ederek, şöyle konuştu:
"12 Eylül Anayasası'na karşı çıktığımızı ifade etmek isterim. Ancak bu konuda samimiyet görmek isteriz. İktidarın bu konuda kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmesini bekleriz. Yöntem çok önemli. Madem anayasa toplumsal bir mutabakat metni, o zaman anayasa ayrıştıran değil birleştiren olmalı. Özellikle de yerel seçim öncesinde anayasa konusunun toplumu ayrıştıran bir argüman olarak kullanılmaması gerektiğini vurgulamak isterim. Dolayısıyla da doğru olan bu çalışmanın yerel seçim sonrasına bırakılması önemlidir."
- "Tüm güvenlik zafiyeti gözden geçirilmeli"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, bugünün, 3 Ekim Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü olduğunu belirterek, Türk devletlerinin iş birliğinin her alanda güçlenebilmesi için Türkiye'nin atacağı her adıma destek vereceklerini vurguladı.
Azerbaycan'ın Karabağ'da gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonuna dikkati çeken Dervişoğlu, "Karabağ'da hak nihayet yerini bulmuştur. Karabağ Türk'tür ve ebediyen Türk yurdu olarak kalacaktır. Biz dün olduğu gibi bugün de dost ve kardeş ülke Azerbaycan'ın Karabağ'daki haklı mücadelesini sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
TBMM'nin yeni yasama yılına başladığı gün hain terör saldırısının gerçekleştiğini anımsatan Dervişoğlu, yaralı polislere acil şifa diledi. Dervişoğlu, "Hain örgütlerin emellerine hizmet etmesi muhtemel bir dilden azami ölçüde uzak durmak gerekmektedir. Ancak bu olayla ilgili tüm güvenlik zafiyetinin gözden geçirilerek alınması icap eden tedbirlerin güçlendirilmesi de vazgeçilmez bir mecburiyet olarak karşımızda duruyor." ifadelerini kullandı.
AK Parti hükümetlerinin bilinçli politikalarının doğal bir sonucu olarak Türkiye'nin şu anda dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke olduğunu savunan Dervişoğlu, "Sınırlarımız yolgeçen hanına döndürülmüş, ülke sınırlarından geçen sığınmacılar ve kaçaklar sokakta yaşamaya ve keyif çatmaya devam ediyor ama bunu haber yapan gazeteciler de tutuklanıyor. Gerçekler ortadadır; Türk kimliği ve Türkiye'nin ulus devlet hüviyeti varoluşsal bir demografik riskle karşı karşıyadır. Türk milletinin bugününe ve istikbaline kurulan bu pusuya asla ve kata müsaade etmeyeceğiz." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Azerbaycan aleyhine oluşturulan bu algı yönetimi çökmüştür"
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, 1 Ekim'de gerçekleştirilen terör saldırısına değinerek Türkiye'nin, terörün arzu ve isteklerine boyun eğmeyeceğini vurguladı.
Terörün arzuladığı kaos ve korku ikliminin, devletin kararlılığı ve milletin ferasetiyle yerle yeksan olacağını dile getiren Bülbül, "Bitme noktasına gelen alçak terör örgütü PKK ve işbirlikçilerinin son çırpınışlarını izlediğimiz bu süreçte terörle mücadeleye olan desteğimiz tavizsiz ve kararlı bir şekilde devam edecektir." şeklinde konuştu.
Azerbaycan'ın Karabağ'a yönelik antiterör operasyonuna işaret eden Bülbül, Ermeni lobilerince operasyon sırasında sivillere saldırı düzenlendiği şeklinde iftira atıldığını anlattı. Bülbül, "Geçtiğimiz gün BM heyeti tarafından bölgede yapılan incelemeler neticesinde Ermeni sivillere yönelik şiddet uygulandığına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı ve bölgede sivillerin hedef alınmadığına dair rapor tüm dünya kamuoyuyla paylaşılmıştır. BM'nin 40 yılda bir olsa da yaptığı bu doğru tespitle ortaya atılan iddialar çürütülmüş, Türk milleti ve Azerbaycan aleyhine oluşturulan bu algı yönetimi çökmüştür." diye konuştu.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü'nün 3 Ekim'de kutlandığını anımsatan Bülbül, Türk dünyasının birlik ve beraberliğini daha iyi şekilde tahkim ettiği takdirde bölgede yaşanan her türlü oldubittiye karşı Türkiye ve Türk devletlerinin gerektiği şekilde pozisyon alabileceğini, tavrını ortaya koyabileceğini de kaydetti.
- "Can Atalay'ın infazı ertelenebilir"
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Eşitlik İçin Kadın Platformu üyelerinin TBMM Genel Kurulunu izlediğini belirterek, locada oturan söz konusu heyeti selamladı. İktidarın kadın kazanımlarına göz diktiğini savunan Beştaş, bu kazanımları koruyacaklarını söyledi.
Ağustos ayında 29 kadının cinayete kurban gittiğini anlatan Beştaş, "Her ay açıklanan bu vahşet tablosundan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilen iktidar sorumludur." ifadesini kullandı.
Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın hala cezaevinde bulunduğunu anımsatan Beştaş, "Yargıtay bir şekilde Anayasa Mahkemesi kararını açıklayacağını bilmesini rağmen ön alarak aslında AYM'ye gözdağı verdi." iddiasında bulundu.
Beştaş, iktidara, Atalay hakkındaki kararı TBMM'ye getirmemesi çağrısında bulunarak "Lütfen halkın iradesini bir kez daha gasbetmeyin. İnfazı ertelenebilir, geçmişte pratikleri var. Can Atalay halkın iradesidir, serbest bırakın." diye konuştu.
1 Ekim'deki terör saldırısının asla kabul edilemez olduğunu da söyleyen Beştaş, "Şiddet ve çatışma yerine çözüm siyasetiyle bunları ortadan kaldırabiliriz." dedi.
- "Güvenlik meselesinin yeniden ele alınmasını umuyoruz"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 1 Ekim'deki terör saldırısını kınayarak teröristlerin Kayseri'de gasbettikleri araçla Ankara'ya nasıl geldiklerini sordu. Plaka tanımlama sisteminin etkin çalışıp çalışmadığına ilişkin sorular yönelten Günaydın, "Güvenliğimizin bu kadar açıkta olduğu bir ortam bizi yeni terör olaylarıyla karşı karşıya bırakmıyor mu? Bütün bunlardan ötede bu alan, eski İçişleri Bakanı ile yeni İçişleri Bakanı arasında 'Onun istihbarat ekibini değiştirdin, bunun çaycısını değiştirdin.' tartışmalarına acaba bırakılabilecek bir alan mıdır? Devlet ciddiyeti içerisinde güvenlik meselesinin yeniden ele alınmasını umuyor ve diliyoruz." ifadelerini kullandı.
TBMM'nin 2,5 aydır çalışmalarına ara verdiğini anımsatan Günaydın, bugün itibarıyla yasama faaliyetlerine başlayan TBMM gündeminde emeklilerin maaşları yerine uluslararası sözleşmelerin yer aldığını belirtti.
TÜİK'in bugün açıklanan enflasyon verilerini hatırlatan Günaydın, "Ayda yüzde 5, yılda yüzde 60'ın üzerinde enflasyon olan memlekette, gıda enflasyonunda Türkiye'yi dünyanın ilk 5'ine, Sefalet Endeksi'nde ilk 10'una sokmuşsunuz ama insanlara '7 bin 500 lirayla geçinin.' diyorsunuz." şeklinde konuştu.
Can Atalay'ın milletvekilliğinin yargı eliyle gasbedildiğini ileri süren Günaydın, "Adeta Anayasa Mahkemesinden iş kaçırarak, Anayasa Mahkemesinin karar alacağı günü açıkladığı gün Can Atalay'a ve arkadaşlarına ceza verenler Anayasa Mahkemesini işlevsiz mi kılmaya çalışıyorlar?" sorusunu yöneltti.
Deprem bölgesinde toplam 850 bin bağımsız birimin yıkıldığını ifade eden Günaydın, "Teslim edilmiş bir tane konut yoktur; deprem bölgelerinde insanlar aç, açık, yağmurun altında elektriksizdirler. Kahramanmaraş Belediyesi milletvekillerine bin gıda kolisi gönderiyor. O gıda kolisini milletvekillerine değil de depremde bekleyen yurttaşlarımıza verin, belki hayırlı bir iş yapmış olursunuz." dedi.
Günaydın, "Ecevit'in kemiklerini sızlatanlar bugün burada CHP'yi Atatürk çizgisinden uzaklaşmakla suçlamaktadırlar. Bu da trajikomik bir not olarak tarihe geçmiştir." diye konuştu.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, yerinden söz alarak "PKK terör örgütü elebaşını yüce Türk adaletine teslim etmiş bir devlet adamı olan Ecevit'in kemikleri, esasen 28 Mayıs 2023 seçimlerinde PKK ve yandaşlarıyla kol kola girenler tarafından sızlatılmıştır. Bu sözleri aynen iade ediyorum." ifadelerini kullandı.
- "Yeni anayasayı bir seçim malzemesi olarak görmek yanlış"
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM'nin yeni yasama yılının hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.
1 Ekim'deki terör saldırısına değinen Usta, terörü ve terör olayını gerçekleştiren tüm örgütleri lanetledi. Usta, "Dileğimiz ve temennimiz ülkemizin birlik ve bütünlüğü içerisinde hep birlikte Gazi Meclisimizde büyük bir uyum içerisinde çalışarak bu terör ve terör örgütlerine, terör sevicilere hiçbir şekilde fırsat vermeden önümüze bakmak ve ülkemizin aydınlık geleceği, Türkiye Yüzyılı için çalışmayı hedefliyoruz." dedi.
Hem Türkiye'nin hem de Meclis'in gündemine hakim olduğunu ifade eden Usta, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deprem bölgesinde aç ve açıkta, ihtiyaç sahibi hiçbir vatandaşımız yok; elhamdülillah, ne ihtiyaçları varsa sadece kolilerle değil, paket paket, fazlasıyla ihtiyaçları da karşılanmakta. Konutların yapımına başlandı, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz ama konut yapımını gözle gözlemleyerek saymak mümkün değil; 202 bin konuttan bahsediyoruz. Bu ancak rakamlarla, sayılarla ve inşaatların yerlerinde yapılan tespitlerle mümkündür. Devlet rakamlarla konuşur, elindeki yaptığı işlerle, sözleşmelerle ve imzalarla bunu elbette ki yerine getirecektir."
Meclis'in daha rahat çalışması için bir İçtüzük hazırlanmasını istediklerini anlatan Usta, "Yeni anayasa bu açıdan da çok önemli ve kıymetli. Yeni anayasayı bir seçim malzemesi olarak görmek yanlış bir bakış açısıdır. Anayasanın yapılacağı yer TBMM'dir, anayasayı yapacak olan buradaki milletvekilleridir. Anayasayı yapmak için çalışmaya başlamaktan çekinilmemeli, korkulmamalıdır. Biz iktidar partisi olarak bu konuda tüm gruplarla yapacağımız görüşmelerle anayasa çalışmalarını bir an önce başlatmak ve toplumun da beklentisi olan bu yeni, çok daha sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasanın hayata geçirilmesi için çalışmaları başlatmak istiyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
AK Parti'li Usta, seçimlerin de önemli bir gündem olduğunu dile getirerek, "Siyasi partilerin bu konudaki çalışmalarını görüyoruz ama bu, Meclis'in gündemini seçimlere göre adapte etmek demek değil; tam tersine, toplumun ihtiyaçlarını, beklentilerini ve bize verilen sorumluluk ve yetkileri yerine getirmek üzere çalışmaktır. O yüzden yeni anayasa bu dönem önümüzdeki en önemli temel maddelerimizden biri olacaktır." diye konuştu.