7 Ekim’den bu yana İsrail’in Filistin’e karşı yaptığı soykırımın sona ermesi için Hür Dava Partisi - HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve parti yöneticileri hazırlamış oldukları Gazze Beyannamesini basın mensuplarına tanıttı.
Fatih’te bir otelde düzenlenen toplantıda basın mensuplarına açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Gerçekten 146 gündür, Aksa Tufanının başladığı 7 Ekim’den bu yana ilk günlerde neredeyse bütün dünyanın gündemi tüm televizyonların canlı yayınların Mescid-i Aksa ismiyle tufan sonrası Siyonist işgal güçlerinin yapmış oldukları katliamlar, ortay koydukları vahşetler konuşulup durdu. Fakat Gazze’de değişen bir şey yok. Orada katliam aynen devam ediyor. Hatta her gün biraz daha gerçekten kelime bulmaktan zorlanıyorum her gün ortaya konulan vahşetler katlanarak devam ediyor. Bu daha çok zorlaşıyor. Siyonist işgal çetelerinin çiğnemediği hiçbir kırmızıçizgi, çiğnemediği hiçbir kanun kuralı kalmadı” dedi.
“Filistin - Kudüs Davası için başka neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduk”
11 maddelik beyannamenin içeriğini anlatan Yapıcıoğlu, “Biz bu süreçte arkadaşlarımızla birlikte 32 ilde siyasetçi, kanaat önderi ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan yüzlerce kişi ile görüştük. Yüz yüze yaptığımız görüşmeler ve kararlar sonucunda Gazze’deki mevcut durum ve Filistin - Kudüs Davası için başka neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Görüştüğümüz kişilerle, yapılacak olan şeylerle ilgili listeyi 11 başlık halinde topladık. 250 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler sonrasında ortaya çıkan beyannamenin başlıkları: sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerimizin üzerine düşen görevler vardır” şeklinde konuştu.
“Alimlerimiz halkın içinde olmalı ve bu konuda mücadele etmelidir”
11 maddenin birincisi olan alimlerin üzerine düşen görevleri yapmaları gerektiğini söyleyen Yapıcıoğlu, “Alimlerimiz, kanaat önderlerimiz, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerimiz ile bütün kurumlarımız Kudüs’ün ortak paydamız, ortak sorumluluğumuzun şuurunda olmak. Gazze’deki işgal ve soykırım sona erene kadar bütün kurumlar arasında bir dayanışma olmalı ve sivil toplum meclisi adıyla bir ortak platform oluşturulmalıdır. Buradaki istişareler sonrasında kısa vadede, orta plan ortaya çıkarılmalı ve acilen trafiğe geçilmelidir. Alimlerimiz halkın içinde olmalı ve bu konuda mücadele etmelidir. Siyonist işgalcilere destek veren markalara karşı boykot fetvası vermeli, bunun uygulanmasını takip etmelidir. Bu vahşeti unutturmamak için etkinlikler yapılmalıdır. Mümkün olan en geniş katılımla havadan ve karadan, denizden Gazze’ye insani yardım ulaştırılmalıdır. Boykot bir tercih değil dünyevi ve uhrevi bir görev ile sorumluluktur” ifadelerini kullandı.
Yaşanan dram karşısında Müslümanların bir araya gelmesi gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, “Bir diğer başlığımız eğitim ve bilinçlendirme: bize göre Aksa Tufanı ile küreselleşen gündem ile oluşan Kudüs Davasının özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize kavratılması için bir fırsat olduğu görülmektedir. Medyaya düşen görevler vardır. Siyonist işgalci İsrail’in Gazze’de gündemin önüne geçmesi, sosyal medya platformları üzerinden baskı kurması, medya ofis ve bürolarını bombalaması ve şu ana kadar 130’un üzerinde gazeteciyi şehit etmesi medyayı susturarak yaptığı soykırım ve vahşetin üstünü örtme çabasından kaynaklanmaktadır. Meclise ve milletvekillerine de düşen görevler var. Milletvekilleri meclisi, mecliste hükümeti harekete geçirmeye çalışmalıdır. Hükümete ve devlete de düşen görevler var. İslam ülkelerine düşen çok ciddi sorumluklar var. Ümmetin birliği esastır, fitne haramdır. Çözüm ise İttihat- ı İslam’dır. Müslümanların bir araya gelmesidir” açıklamasında bulundu.
Program beyannamenin açıklanmasının ardından sona erdi.