Ata İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan seçim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Oğan, Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın sorularını yanıtladı.
Oğan, "Türk milliyetçilerinin, Atatürkçülerinin oyunu aldığınızda zaten ikinci tura otomatikman kalıyorsunuz. Bu kitle ise yıllardır “Bizim niye adayımız yok”tan şikayetçiydi. Artık adayları var." düşüncesini dile getirdi.
Röportajın ilgili kısımları şu şekilde:
Cumhurbaşkanlığı için iddialısınız. Oy oranınızın şimdiden yüzde 16 olduğunu ifade ediyorsunuz. Her aday yüzde 50+1’i hedefler fakat aday Oğan’ın öngörüsü ne? İlk turda kaç oy alıp yarışı ikinci tura taşımayı öngörüyorsunuz?
Yüzde 16’lık bir seçmen kitlesine yaslandığımızı söylemiştim. Kamuoyuna en geç çıkan aday ve ittifak biziz. O sebeple biz başlangıçta sahadaki Türk milliyetçisi, Atatürkçü ve bu iki ittifaktan rahatsız olan kitlelerin oylarını hedefledik. Şu an sahada bu kitlelerin oylarına yaslanabileceğimizi çok net görüyoruz. Sözümün başında da söylemiştim, minimum yüzde 30’luk bir Türk milliyetçisi, Atatürkçü kitle var. Bu yüzde 30’luk kitle zaten sizi yarışın ortağı ve ikinci turun en güçlü adayı hale getiriyor.
'ARTIK ADAYLARI VAR'
Üstüne üstlük Erdoğan’ın yıpranmışlığı, Kılıçdaroğlu’nun kaç seçimdir yenilmişliği, ikisinin yaş ortalamasının 72 olması, gençlere mesafelerinin uzak olması, her iki liderin de gençler tarafından tercih edilmiyor olması bizi bir adım öne çıkarıyor. Sadece yüzde 30 ve üzerindeki Atatürkçü, milliyetçi ve vatansever kitle değil onun ötesinde hedefimiz seçimin ilk aşamasında bu kitlenin tamamının adayı haline gelmek. İkinci aşamasında ise daha geniş kitlelere ulaşmak. Türkiye’nin siyasi yelpazesi içerisinde Türk milliyetçilerinin, Atatürkçülerinin oyunu aldığınızda zaten ikinci tura otomatikman kalıyorsunuz. Bu kitle ise yıllardır “Bizim niye adayımız yok”tan şikayetçiydi. Artık adayları var.
Peki Oğan seçilirse nasıl bir cumhurbaşkanı olacak?
Türkiye’nin acil ihtiyaçları var. Biz başkanlıkla mı devam edeceğiz yoksa parlamenter sisteme mi döneceğiz? Burada tavrımız nettir. Bozulan dengelerin ancak Başkanlık kararnameleriyle düzeltilebileceğini düşünüyoruz. Parlamentoda bunun düzeltilmesi mümkün değil. Öncelikle Başkanlık yetkisiyle bozulan sistem ve dengeler yerine oturtulacak. Sistem normalleştiğinde parlamenter sisteme geçilecek. Biz güçlendirilmiş, şöyle yapılmış, böyle yapılmış bir sistem tarif etmiyoruz. Biz parlamenter sistem diyoruz. Tam anlamıyla hayata geçirilmiş, demokratik bir parlamenter sistem.