İsrail, 7 Ekim'den bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da 1030 Filistinlinin gözaltına alındığını açıkladı.
İsrail ordusu ile iç istihbarat servisi Şin Bet'ten yapılan ortak açıklamada, "Mevcut savaşın başladığı tarihten bu yana Batı Şeria'nın çeşitli noktalarında 670'i Hamas mensubu 1030 kişi gözaltına alındı." ifadesi kullanıldı.
Dün gece 17'si Hamas mensubu 36 Filistinlinin gözaltına alındığı kaydedilen açıklamada, İsrail Ordusu Merkez Bölge Komutanı'nın Hamas yetkililerinden Salih el-Aruri'nin Ramallah kentinin Arura beldesinde bulunan evine el konulması ve yıkılması talimatı verdiği aktarıldı.
Filistin topraklarından uzaklaştırılan ve Lübnan'da ikamet eden Aruri, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırıya başladı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 310'u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 2 bin 913’ü çocuk ve 1709’u kadın, 397’si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdüğünü, 18 bin 484 kişiyi de yaraladığını duyurdu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 110 Filistinlinin öldüğü, 1900'den fazla kişinin de yaralandığı belirtildi.
Çatışma bölgelerinde, çoğu İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 46 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi'nden 6, Hamas'tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.
İsrail'in saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi'nde gıda ve içme suyu konusunda ciddi kriz yaşanırken halk temiz olmayan suları tüketmek zorunda kalıyor.
İsrail'in ayrıca hastaneleri hedef alması ve kısıtlamaları dolayısıyla da hastanelerin önemli bir kısmı hizmet dışı kalırken, geriye kalan diğer hastanelerde hastalara ve yaralılara sağlık hizmeti vermek için gerekli ilaç ve tıbbi ekipman krizi yaşanıyor.