İSRAİL VE FİLİSTİN: BARIŞA GİDEN ZORLU YOL

Ortadoğu’nun kronikleşmiş ve dünya siyasetinde derin yankılar uyandıran çatışmalarından biri olan İsrail-Filistin meselesi, uzun yıllardır çözüm bekleyen bir yara olarak varlığını sürdürüyor. Her iki tarafın da tarihsel, dini ve siyasi gerekçelere dayanan hak iddiaları, bu sorunu çözülmesi zor bir düğüm haline getiriyor. Ancak barış anlaşmalarının imzalanması ve bu anlaşmaların uygulanabilirliği, bu çatışmaya dair umudu diri tutmaya devam ediyor.

Barış Görüşmelerinin Tarihçesi

İsrail ile Filistin arasında barış görüşmeleri, Oslo Anlaşmaları (1993) gibi tarihi dönüm noktalarıyla hatırlanıyor. Bu anlaşmalar, tarafların birbirini tanıması ve bir Filistin Devleti’nin kurulması hedefini içeriyordu. Ancak süreç, İsrail’in güvenlik kaygıları, Filistin’in toprak talepleri ve Kudüs’ün statüsü gibi kilit meselelerde yaşanan tıkanmalar nedeniyle istenilen sonuca ulaşamadı. Camp David görüşmeleri, Annapolis süreci ve diğer diplomatik çabalar da bu zorluklar nedeniyle kalıcı bir çözüme dönüşemedi.

Barışın Önündeki Engeller 

İsrail ve Filistin arasındaki barış sürecini baltalayan çeşitli faktörler bulunuyor. Bunların başında, İsrail’in Batı Şeria’da süregelen yerleşim politikaları geliyor. Bu durum, Filistinliler için bir işgal anlamına gelirken, İsrail tarafında ise güvenlik ve dini nedenlerle savunuluyor. 

Öte yandan, Filistin’in iç siyaseti de çözüm sürecini zorlaştırıyor. Hamas ve El Fetih arasındaki güç mücadelesi, Filistin tarafında bir birlik sağlanmasını engelliyor ve müzakere masasını zayıflatıyor. Kudüs’ün statüsü de anlaşmazlığın en kritik noktalarından biri. Her iki taraf da Kudüs’ü başkent olarak talep ediyor. 

Kudüs’ün dini ve tarihi önemi, bu sorunun çözümünü daha da karmaşık hale getiriyor. Ayrıca, tarafların geçmişte yaşanan çatışmalardan duyduğu güvensizlik, yeni bir barış girişimi için gerekli zeminin oluşmasını zorlaştırıyor.

Barış Umudu ve Diplomasi 

Barışın sağlanabilmesi için karşılıklı güvenin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. İsrail ve Filistin liderleri arasında güçlü bir siyasi irade olmadığı sürece, uluslararası toplumun devreye girmesi elzem görünüyor.  Özellikle ABD, Avrupa Birliği ve bölge ülkelerinin yapıcı bir rol üstlenmesi önem taşıyor. İki devletli çözüm önerisi, hâlâ masadaki en makul seçenek olarak kabul ediliyor. 

Ancak bunun uygulanabilmesi için İsrail’in yerleşim faaliyetlerini durdurması, Filistin tarafının ise şiddet eylemlerine son vermesi gerekiyor. Aynı zamanda, Filistinlilere ekonomik ve sosyal alanda destek sağlanması, toplumsal güvenin ve refahın artmasına katkı sağlayabilir.

Sonuç

İsrail ve Filistin arasındaki barış, yalnızca bu iki halkın değil, aynı zamanda tüm dünyanın huzuru için büyük bir önem taşıyor. Çatışmanın devamı, yalnızca bölgeyi değil, küresel istikrarı da tehdit ediyor. Ancak çözüm, yalnızca diplomatik masalarda değil, tarafların kendi halklarını ve birbirlerini anlamasıyla mümkün olabilir. Barış, köklü bir değişim ve fedakârlık gerektirir. Şimdi önemli olan, bu değişim iradesini gösterebilmektir.

Tarih boyunca barışın zor, ancak mümkün olduğunu gördük. 

İsrail ve Filistin halklarının da bunu başarabileceği bir geleceğe inanmak, insanlığın ortak umudu olmalıdır.

İsrail’in Filistini işgali ve katliamları sonrası gelinen İsrail - Hamas Arasındaki Anlaşmanın Tam Metni: 

İsrailli rehineler ve Filistinli mahkumların değişimi ile sürdürülebilir bir sükunetin sağlanmasına yönelik anlaşmanın uygulanması için pratik prosedürler ve mekanizmalar

İki taraf arasında kalıcı bir ateşkesi sağlayacak şekilde

1. İkinci Aşama Hazırlıkları:

Taraflar ve arabulucuların amacı, 27 Mayıs 2024 tarihli İsrailli rehineler ve Filistinli mahkumların değişimi ile sürdürülebilir bir sükunetin sağlanmasına yönelik Anlaşmanın nihai olarak uygulanması için mutabakata varmaktır. 

İlk aşamada uygulanan tüm prosedürler, ikinci aşamanın uygulanmasına ilişkin müzakereler devam ettiği sürece ikinci aşamada da sürdürülecektir. 

Bu Anlaşmanın garantörleri, müzakerelerin bir anlaşmaya varılana kadar devam etmesini sağlamak için çalışacaktır.

2. İsrail Kuvvetlerinin Çekilmesi:

Gazze Şeridi sınırları boyunca yoğun nüfuslu bölgelerin doğusundan, Wadi Gaza (Netzarim hattı ve Kuveyt kavşağı) dahil olmak üzere İsrail kuvvetleri çekilecektir. İsrail kuvvetleri, sınırın güney ve batısında, her iki tarafın anlaşma kapsamında mutabık kaldığı haritalara göre belirlenecek bir çevrede (700 metre) konuşlanacaktır. Bu alanda 5 lokal noktada 400 metre daha genişlemeye izin verilecektir.

3. Mahkum Değişimi:

a. 33 kişilik listeden hasta ve yaralı 9 kişi, müebbet hapis cezası almış 110 Filistinli mahkumun serbest bırakılması karşılığında serbest bırakılacaktır.

b. İsrail, 7 Ekim 2023 olaylarına karışmamış 8 Ekim 2023’ten itibaren gözaltına alınan 1000 Gazze’liyi serbest bırakacaktır.

c. 33 kişilik listede yer alan yaşlılar (50 yaş üstü erkekler), 1:3 müebbet hapis + 1:27 diğer cezalar değişim anahtarına göre serbest bırakılacaktır.

d. Ebra Mangesto ve Hesham el-Sayed, 1:30 değişim anahtarına göre ve 47 Şalit mahkumu ile birlikte serbest bırakılacaktır.

e. Bazı Filistinli mahkumlar, tarafların üzerinde anlaştığı listelere göre yurt dışına veya Gazze’ye serbest bırakılacaktır.

4. Philadelphi Koridoru:

a. İsrail tarafı, ilk aşama boyunca koridor bölgesindeki güçlerini aşamalı olarak azaltacaktır.

b. Birinci aşamadaki son rehinelerin serbest bırakılmasının ardından, 42. gün itibarıyla İsrail kuvvetleri çekilmeye başlayacak ve bu işlem en geç 50. gün tamamlanacaktır.

5. Refah Sınır Kapısı:

a. Tüm kadınların (sivil ve asker) serbest bırakılmasından sonra Refah geçiş noktası, sivillerin ve yaralıların transferine hazır hale getirilecektir. İsrail, bu geçiş noktasının en kısa sürede hazır hale gelmesi için çalışacaktır.

b. İsrail kuvvetleri, Refah geçiş noktası çevresinde, ekli haritalara uygun olarak yeniden konuşlanacaktır.

c. Günlük 50 yaralı askeri personelin (her biri 3 kişi eşliğinde) geçişine izin verilecektir. Her geçiş, İsrail ve Mısır’ın onayını gerektirecektir.
d. Geçiş noktası, Ağustos 2024’te Mısır ile yapılan görüşmelere dayalı olarak işletilecektir.

6. Hasta ve Yaralı Sivillerin Çıkışı:

a. Tüm hasta ve yaralı Filistinli siviller, 27 Mayıs 2024 Anlaşmasının 12. maddesine uygun olarak Refah sınır kapısından geçebilecektir.

7. Silahsız İç Göçmenlerin Geri Dönüşü (Netzarim Koridoru):

a. Dönüş, 27 Mayıs 2024 Anlaşmasının 3-a ve 3-b maddelerine dayalı olarak gerçekleştirilecektir.

b. 7. gün itibarıyla, iç göçmenler yaya olarak kuzeye dönebilecek, yanlarında silah taşımayacak ve herhangi bir denetime tabi tutulmayacaktır.

c. 7. gün itibarıyla araçlar ve diğer yaya olmayan trafik, özel bir şirketin denetiminde kuzey Netzarim koridoruna dönebilecektir. Şirket, arabulucular tarafından İsrail tarafıyla eşgüdüm içinde belirlenecek ve uzlaşılan bir mekanizmaya dayanacaktır.

8. İnsani Yardım Protokolü:

a. Anlaşma kapsamındaki insani yardım prosedürleri, arabulucuların gözetiminde üzerinde uzlaşılan insani protokole tabi olarak gerçekleştirilecektir.