Türkiye; Osmanlı Türk İmparatorluğunun yıkılışının, ardından tüm topraklarını hızla kaybederek sıkıştırıldığı Anadolu topraklarında dahi işgale uğraması sonucu tekrar şahlanarak küllerinden yeniden adeta doğması ile kurduğu genç Türkiye Cumhuriyeti sonrası büyük eksikliğini hissettiği Milli Savunma Sanayii konusunda ileriye yönelik devasa adımlarından olan ve bu konunun öncü atılımları Vecihi Hürkuş’un uçak tasarım ve üretim çalışmaları, Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası, TOMTAŞ, Kayseri Uçak Fabrikası, Gazi Motor Fabrikası ve Türk Hava Kurumu (THK) Etimesgut Uçak Fabrikası ile atılmıştır.
Gelin görünki bu Türkiye’nin can damarı olan milli savunma ile ilgili fabrikalarının hepsi bir şekilde peşi sıra kapanmaları elbette bir tesadüf sonucu olmamıştır.
Günümüz de Türkiye’ye dost gözüken fakat Türkiye’nin arkasından Bizans oyunları çeviren malum ülkeler ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkeler bitirdikleri Osmanlı Türk İmparatorluğunun yerini alacak varisçisi olan Türkiye’nin o yıllarda bunlara karşı rakip olarak orta yere çıkmasını ve uçak üretmesini ve Savunma sanayiine girmesini istememeleri onlar açısından gayet normaldır.
Düşman düşmanlığını yapmaktan geri durmayacaktır.
Aynı Devrim otomobilin de olduğu gibi İç ve dış iş birlikçileriyle de ne yazık ki bunu başarmışlardır.
Ne yazıktır ki genç Türkiye Cumhuriyetinde kurulan birçok can alıcı fabrikalar gibi bunlardan birisi olan Türk Hava Kurumu (THK) Etimesgut Uçak Fabrikası da, 1939 yılında kurulmuş ve 1941 yılında faaliyete başlamış 1950 yılında kapatılmıştır.
Bu gibi devasa Projelerin durdurulması ve fabrikaların kapatılmasın da Amerikan Marshall Planı’nın da etkisi çok büyük olmuştur.
Marshall Planı,1948-1952 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin 16 Avrupa ülkesine yaptığı yardımları içermektedir.
Türkiye’nin teknolojik atılımlara ve gelişmelere çok büyük darbe vurarak sekteye uğratılmıştır.
Yapılan yardımlar için Amerika Türkiye’ye bedava veriyor biz neden üretim yapalım, ülkemiz zaten fakir, yatırıma harcayacak paramız yok gibi laflarla da milli savunma sanayiinin yok edilişi bilmeyerek destek bulmuştur.
O yıllarda Türkiye hakkında Amerikan Hükûmeti danışmanı olan, petrol yöneticisi olarak çalışan Amerikalı Max Weston Thornburg meşhur bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor çok büyük tartışmalara yol açmıştır. Thornburg raporunda, Türkiye Marshall Yardımından yararlanacaksa kalkınmasında Amerikan görüşleri kabul etmesi ve Amerika’nın çizeceği ekonomi politikasını izlemesi gerektiğini açıkça ifade etmiştir. Raporda ayrıca, “Türkiye, basit tarım araçları imali ile yetinmeli, bunların bile bir kısmı montajdan öteye gitmemelidir.” denilmektedir.
Bu ifadeler Amerika’nın Türkiye’yi nasıl görmek istediğini çok açık ve net olarak ortaya koymaktadır. Ne hazindir ki 1949 yılında dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğan’ın şu sözleri çok manidardır. “Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar.” demesi
Başta Türkiye ile Müttefik geçinen ülkeler ile kendi insanının, dış güçlerin ve onların Türkiye içindeki uzantılarının da büyük etkisi olmuştur. Türkiye’ye düşen bundan sonra geçmişinden ders çıkarmak, Önündeki yıllara bu milli savunma hamlelerini yarıda bırakmamaktır.
Çok basit bahanelerle stratejik projeler durdurulmamalıdır. Türkiye’nin dört bir tarafı düşmanları tarafından çevrilmiş olsada gelecek yıllar şahlanış yılları olacaktır.
Türkiye Savunma Sanayii atılımı ile çok büyük bir ivme yakalayarak kara da, deniz’de, hava, da çok büyük aşamalar gerçekleştirmiştir.
Gelecek yıllar akılbirliği ve beraberlik ile ikame edilirse Türkiye ve Türklerin yüzyılı olacaktır.
Bu bilinçle Türkiye öz kaynakları ve kendi insanları ile durmadan çalışarak, dış baskı ve güçlere boyun eğmeyerek, yılmadan bıkmadan, rekabet gücü yaratarak devler liginde devlerle mücadele etmektedir.
Türkiye’nin yapmış olduğu dev yatırım ve ataklar eninde sonunda Türkiye’yi hak etmiş olduğu yere taşıyacaktır.
Türkiye’nin yokluk yıllarında yaptığı başarıyı tekrarlamak kurulan tuzaklara düşmeden yol almak ve herşeyin çok daha iyisini yapmak yine Türkiye’nin ve Türk insanının elindedir.
Yeterki aynı kurtuluş savaşında olduğu gibi birlik, beraberlik, kardeşlik ruhundan ayrılmayan bir bütünlük anlayışı ile başarılmayacak, aşılmayacak hiçbir engel kalmayacaktır.