TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ABD’nin başkenti Washington DC’de temaslarına devam ediyor. Kurtulmuş, NATO Parlamento Başkanları Zirvesi’ne katılarak hitapta bulundu. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Değerli katılımcılar, ittifakımızın kuruluşunun 75. yıldönümüne isabet eden bu zirveye ev sahipliği yaptıkları için Başkan Johnson ve Kongre'ye en içten teşekkürlerimi sunarım. NATO bugüne kadar Avrupa-Atlantik bölgesindeki kolektif güvenliğimize önemli katkılarda bulunmuştur; günümüzde ise yeni ve karmaşık küresel zorluklarla mücadele ediyoruz” dedi.



“Savaşa uluslararası hukuk temelinde adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik diplomatik çabaların ön saflarında yer aldık”


Türkiye’nin Ukrayna'da savaşın başlamasından bu yana, Ukrayna'nın egemenliğine, bağımsızlığına ve Kırım da dahil olmak üzere toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz desteğini sürekli olarak teyit ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Ayrıca, savaşa uluslararası hukuk temelinde adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik diplomatik çabaların ön saflarında yer aldık. Çabalarımız, Ukrayna da dahil olmak üzere NATO üyelerinin desteklediği ülkelerde demokratik direncin korunmasına da odaklanmalıdır. Bu nedenle, Ukrayna’nın meclisi Rada ile siyasi angajman özel bir önem taşımaktadır. Ukrayna’ya, aralarında bir hastanenin de bulunduğu son Rus saldırılarında hayatını kaybedenler için baş sağlığı diliyorum” dedi.

Rusya ile ABD arasındaki gerilim yükseliyor Rusya ile ABD arasındaki gerilim yükseliyor



“Hiçbir müttefik Türkiye'den daha fazla terör saldırısına maruz kalmamıştır”


Kurtulmuş, “İkinci olarak, terörizm İttifak'ın güvenliğine yönelik en doğrudan asimetrik tehdittir. Genel Sekreter Stoltenberg'in de defalarca belirttiği gibi, hiçbir müttefik Türkiye'den daha fazla terör saldırısına maruz kalmamıştır. DEAŞ, FETÖ, PKK ve Suriye'deki uzantısı PYD/YPG gibi terör örgütlerine karşı mücadelemizde kararlılığımızı sürdürürken, Müttefiklerimizin iyi niyet ve dayanışma içinde hareket ettiklerini görmek istiyoruz. NATO'nun terörizmle mücadeledeki rolü güçlendirilebilir ve güçlendirilmelidir” dedi.



“Türkiye'nin bazı müttefiklerimiz tarafından silah kısıtlamalarına tabi tutulması bir çelişkidir”


NATO'nun savunma harcamalarına yönelik hedefine değinen Kurtulmuş, “NATO'nun güney cephesini koruyan Türkiye'nin bazı müttefiklerimiz tarafından silah kısıtlamalarına tabi tutulması bir çelişkidir. NATO'nun geniş hedeflerine olan bağlılığımız ve misyonlara yaptığımız herkesçe bilinen katkılar iyi anlaşılmalıdır” dedi.



“Dünyanın en güçlü savunma örgütünün üyeleri olarak bizler, en acil küresel sorunlardan biri olan Gazze'deki muazzam insanlık felaketini görmezden gelemeyiz”


İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırılarına değinen Kurtulmuş, “Son olarak, şu çok önemli noktayı belirtmek isterim. Dünyanın en güçlü savunma örgütünün üyeleri olarak bizler, en acil küresel sorunlardan biri olan Gazze'deki muazzam insanlık felaketini görmezden gelemeyiz. İsrail'in katliamları durdurulmalı ve daha fazla kan dökülmesi engellenmelidir. Bu durumun bölgesel bir savaşa dönüşmesi ciddi bir risk oluşturmaktadır. Küresel güvenlikle ilgili tartışmalarımızda, adalet ve hakkaniyeti savunan insanlığın ortak cephesinde yer almalıyız” dedi.



“Savaşı önlemek ve barışı korumak için birlikte hareket etmek NATO üyelerinin sorumluluğudur”


Müttefiklere, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin saldırganlığına "artık yeter” demeleri çağrısında bulunan Kurtulmuş, “Filistin-İsrail çatışması için derhal kalıcı bir ateşkes, engelsiz insani erişim ve iki devletli çözüm çağrısında bulunuyoruz. Sevgili Meslektaşlarım, savaşı önlemek ve barışı korumak için birlikte hareket etmek NATO üyelerinin sorumluluğudur. Bu nedenle, mevcut çalkantılı ortamın yayılma potansiyeline sahip olması ve uluslararası yönetişimin küresel krizlere yanıt verme yeteneğini maalesef kaybetmesi nedeniyle, uygulanabilir bir barış perspektifi geliştirmek için özellikle NATO Parlamenter Asamblesi aracılığıyla istişarelerimizi arttırmalıyız. Adil bir uluslararası sistem inşa etmeye yönelik gelecek çabalarımızda iki temel ilke bize rehberlik etmelidir. Bunlardan birincisinin tüm insanların hak ve haysiyet bakımından eşitliği, ikincisinin ise tüm devletlerin egemen eşitliği olması gerektiğine inanıyorum” dedi.