ÜSKÜP (AA) - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "İnsan haklarından, insan onurundan, milletlerin egemenliğinden, halkların bağımsızlığı ve özgürlüğünden bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır." dedi.
Kurtulmuş, resmi ziyaret kapsamında bulunduğu Kuzey Makedonya'da, Kalkandelen Üniversitesi'ndeki "Yeni Küresel Sistem Arayışı Konferansı"nda konuştu.
Yaşanılan sorunların, dünyanın her bölgesini, ülkesini, bütün halkları yakından ilgilendirdiğini belirten Kurtulmuş, sorunlara yönelik çözümlerin de küresel olması gerektiğini vurguladı.
Sorunların derinlikli ve çok yönlü yaklaşımlarla çözülebileceğini ifade eden Kurtulmuş, dünyada açlık ve kıtlık sorununun yaşandığını dile getirdi.
İnsanların bir bardak temiz suya, bir lokmaya muhtaç olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde çeşitli nedenlerle yaşanan kitlesel göç hareketlerinin insanlığı tehdit ettiğini belirtti.
Numan Kurtulmuş, savaşların, gerilimlerin, çatışmaların, iç savaşların her ülkeyi ilgilendiren sorunlar haline geldiğine dikkati çekti.
Küresel iklim ve çevre krizinin de dünyanın her yerini ilgilendirdiğini anlatan Kurtulmuş, "İklim değişikliğinin artık hemen her yeri yakından etkilediğini, bunun devasa sorunlar haline geldiğini biliyoruz." diye konuştu.
Dünyada başka sorunların da olduğunu aktaran Kurtulmuş, yeryüzünde evrensel değerlerin tamamen ortadan kaybolduğunu söyledi.
"Küresel sistemin kendisi sorunların kaynağı haline gelmiştir"
Filistin'de devam eden İsrail'in saldırganlığını, soykırım ve sistematik savaş suçlarını, yeryüzünde temel insani değerlerin aşınmaya uğramasının göstergesi olarak nitelendiren Kurtulmuş, "İnsan haklarından, insan onurundan, milletlerin egemenliğinden, halkların bağımsızlığı ve özgürlüğünden bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır. Artık uluslararası hukuk çerçevesinde sorunları çözebilecek bir küresel iradenin olmadığını çok açık bir şekilde görüyoruz. Küresel sistem, sorun çözmenin ötesinde bizatihi kendisi sorunların kaynağı haline gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşının çözümüne ilişkin, "Rusya'nın BM Güvenlik Konseyinde veto hakkı varken bu sorunu çözmek nasıl mümkün olabilir?" diye soran Kurtulmuş, "İsrail'in, Filistin topraklarındaki işgalleri, saldırganlığı, artık dünya kamuoyu tarafından büyük bir soykırım olarak görülen insanlık suçlarını ABD veto hakkına sahip BM ülkesiyken nasıl önleyeceksiniz? Bizatihi evrensel değerler etrafında tesis edildiğini zannettiğimiz uluslararası sistem, önce bu değerlerin çökmesi, değerlerin artık uygulanamaz hale gelmesiyle birlikte tamamıyla çöküşe, çözülüşe doğru gelmiştir." ifadesini kullandı.
Dünyanın bütün üniversitelerinin bu konuda uğraşarak çözüm üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, küresel sistemin yeniden inşası, hakkaniyetli, adaletli sistem inşası konusunda geniş ve yoğun çabalar ortaya konulması gerektiğini anlattı.
Diğer bir evrensel gelişmeyi ise çok kutupluluğun hakim olacağı yeni bir döneme girilmesi olarak tanımlayan Kurtulmuş, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Afganistan'dan ABD'nin apar topar çekilmesiyle yaşananları hatırlattı.
Berlin Duvarı'nın yıkılmasını ve ABD'nin Afganistan'dan ayrıldığı sıradaki uçağın görüntüsünü sembolik iki görüntü olarak nitelendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti: "2022'den sonra, yeni bir dünya düzeninin kurulacağı döneme girdik. Nasıl, ne şekilde gelişeceğiyle ilgili bugünden bazı öngörüler yapılmakla birlikte tamamıyla kesin bir şey söyleyemeyiz. Kesin olarak söyleyeceğimiz tek şey bundan sonraki dönem hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına yöneteceği bir dünya sistemi olmayacaktır. Çok kutupluluğun, çok merkezliliğin hüküm sürdüğü dünyanın hemen her yerinde bu çok kutuplu ve çok merkezli siyasal gelişmelerin etkisinin olduğu bir döneme giriyoruz. Hiç şüphesiz Balkan coğrafyası da bu çok merkezli, kutuplu yeni dünyanın gelişmesinden yeterince payını alacak ve bu dönemin getirdiği şartlara göre yeni siyasal, kültürel, ekonomik şartlarla karşı karşıya kalacaktır. Balkan halkları olarak da çok kutuplu yeni dönemin şartlarına hazırlıklı olmamız, bununla ilgili hem ülkelerimizde milli olarak kendi birikimimizi gözden geçirmemiz hem de çok kutuplu sistemin inşasına sunacağımız katkıları gözden geçirmemiz gerekir. Bu anlamda çok kutupluluk yeni bir denge arayışının ortaya çıktığı bir dönemin işaretidir."