LİYAKAT VE ALİ YERLİKAYA

Başlıktaki liyakat sözcüğünün anlamı layık olmak, yaraşır olmak ve uygun olmak demektir. Yani hak edenin layık olduğu yerde yer almasıdır. Bir yer kurduysanız layık olanları değil, olmayanları getirirseniz işiniz yolunda gitmez, batarsınız. Biz de maalesef ki liyakatin önemi geç kavranmaya başlandı. Olsun, geç olsun güç olmasın! Yeter ki kavramın önemi ve değeri bilinsin.

Kamu yönetimi, yapısı ve işleyişi itibariyle geniş bir olgudur. Kamusal nitelikteki hizmetlerin sunulmasında devletin en büyük ve en önemli örgütsel yapısını oluşturan kamu yönetiminin etkin ve verimli bir şekilde işlemesi hem vatandaş ihtiyaçlarının giderilmesinde hem de genel manada devletin sunmuş olduğu hizmetlerde başarı oranının yükselmesinde oldukça etkilidir.

Kamu yönetiminin varlık nedeni doğrultusunda faaliyet göstermesi ve kendisinden beklenen amaçlara ulaşabilmesi gerekmektedir. Kamu yönetiminin amacı doğrultusunda faaliyet göstermesi onun mümkün mertebe sorunsuz bir şekilde işlemesi ile yakından ilişkilidir.

Sorunsuz ve başarılı bir yönetim için ise adalet ve liyakat kavramları önem kazanmaktadır. Genel anlamda her insana hak ettiğinin verilmesini ifade eden adalet, herkesin yeteneklerine uygun olan işle meşgul olmasını ifade eden liyakati gerekli kılmaktadır.

Adaletin en güzel tezahürlerinden biri olan liyakatin kamu yönetiminde uygulanması, kamu yönetiminin en önemli unsuru olan ‘insan’ unsurundan verim elde edilmesini ve yönetimin başarılı olmasını sağlamaktadır.

Liyakat ve adalet ile ilgili tarihi ve güncel fikir ve düşünceler üzerine oluşturulan çalışmalarda,  ‘liyakat’ kavramı her daim ön plana çıkmıştır. Liyakat kavramının adalet temelinde değerlendirilerek kamu yönetimi açısından önemi her daim ortaya konulmuştur.

Kamuda iş başına getirilen profillerin, liyakatli olması olmazsa olmazlardandır. Geçmişe oranla istenilen düzeyde olmasa da, kamuda liyakat kavramının önemi anlaşılmış ve son atamalarda bu kavramın esas alınarak gerçekleştiğini görüyoruz.

Liyakatin Bakanlar Kabinesinin oluşmasında da göz ardı edilmediğini ve bunun esas alındığını ifade etmiştik. İşte liyakat kavramının esas alınarak atamaların yapılmasının ne kadar yerinde bir karar, ne kadar doğru bir karar olduğunu geldiğimiz noktada daha net görebiliyoruz.

Bugün liyakat sahibi bir devlet adamının hakkını teslim etmeden geçemeyeceğim. Toplumun çok geniş bir kesiminin ‘Allah senden razı olsun, şimdiye kadar neredeydin?’ dediği bir devlet adamı…

Huzurumuzu, güvenliğimizi sağlayan, gençlerimizi zehirleyen tacirlerin, kanunları hiçe sayan bütün suç örgütlerinin korkulu rüyası haline gelen muazzam bir devlet adamı…Kim mi? Tabi ki de İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya…

PKK ile kesintisiz mücadeleye devam ediyor. FETÖ’ye karşı kararlılığını sürdürüyor. Mafya ve çete elemanlarına göz açtırmıyor. Uyuşturucu tacirlerine aman vermiyor. Düzensiz göçe karşı etkili önlemler alıyor.

Amaç vatandaşa hizmet etmek olunca ve bir de liyakat sahibi olununca başarı da kaçınılmaz oluyor.

İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya bu kararlılığıyla terör örgütlerine, organize suç çetelerine, uyuşturucu baronlarına, çıkar odaklarına büyük rahatsızlık veriyor.  

Bakan Ali Yerlikaya, milletin duasında hep var. Canlı şahidi olduğumu rahatlıkla ifade edebilirim.

Sayın Ali Yerlikaya gibi liyakat sahibi, onun bunun etkisi altında kalmadan, dürüst, adaletli ve tarafsız bir yönetim anlayışıyla işini yapan idareci sayısının daha da artması dileğiyle…