İYİ Parti lideri Meral Akşener, Habertürk TV’de Fatih Altaylı'nın soruları yanıtladı. Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle;

''Seçimi zamanında öngörüyorum. Erdoğan’ı anlamakla zorlanıyorum. Erken seçim de zamanında seçim de fark etmez. Ama bir an önce seçim yapılmasını tercih ederdim. İktidar olacağımıza inandığım için, seçimin önce olmasını tercih ederdim ama öngöremiyorum.

Altılı masadan bir şey çıktı mı? Çıktı. Ama önümüzdeki ölçü Cumhur İttifakı. Uzlaştığımız birinci konu güçlendirilmiş parlamenter sistem. Devlet denen kavramın ciddiyetinin kaybolduğunu görüyor vatandaş. Müsteşarlık makamının ortadan kalkmasının pek çok sorunun sebebi olduğunu bir çok insan biliyor. Milletvekillerinin kıymet-i harbiyesinin kalmadığını görüyor. Seçmen velinimet olmak istiyor. Bunun iletildiğini görüyoruz. Parlamenter sistemi bu alandan alıyor seçmen. Tek adam sisteminin rahatsızlıklarını oraya yüklemiş durumda.

Sandıklarla ilgili çalışmamız var. 6 siyasi partinin insan unsuru birleştiriliyor. Hileler genelde sandık başında olur, insan unsuru üzerinden olur. Yazılım üzerinden olmaz. Bu hataları minimize edecek çalışmalar yapıyoruz. Seçmenin oyu korunacak. Parlamenter sisteme geçişe dair yol haritasını çalışıyor arkadaşlarımız. En kıymetlisi, pişpirik oynamak için aynı masada olamayacak, 80 öncesi aynı masada olamazdık, 80 sonrası da bazı partiler olamazdı. Bütün insanların farklılıkları muhafaza ederek birbirine saygı kavramının öne geçtiği çalışma biçimi bu.

Birbirimize 'ya benimsin ya kara toprağın' anlayışı yok. Sevdiği kızın yüzüne kezzap atan bir anlayış var karşı tarafta.

(Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı) 2018’deki Millet İttifakı’nın oluşma şartları başka, bugünkü altılı masanın şartları başka. Bu masanın teklifini oluşturan Sayın Kılıçdaroğlu. Dedi ki “Bu altılı masa Cumhurbaşkanı adayını tespit edecek” Bu masaya bu görevi verip, kendisini bağlayan da Sayın Kılıçdaroğlu. O masanın bir noter olma görevi yok. Demokrat Parti nasıl Hürriyet Misakı yayımladıysa bu altılı masa onun bir görüntüsü. Bir ortak akıl ortaya çıkacaktır. O masada Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda bir tek ben “aday değilim” dedim. Bu feragattir. Tek adayla, kazanacak adayla gitmenin ve ucube sistemi değiştirmek ve parlamentonun alınması için ikili bir düzenek bu. Ne Kemal Bey ile ne diğer arkadaşlarla pazarlık yapmadım. Biz hedef koyduk. Parlamenter sisteme zaten geçilecek, ben de birinci parti çıkıp, başbakan olacağım.

Kılıçdaroğlu’nun İzmir konuşması kendi partisine bir mesajdı. Çünkü o masa noter değil.

Hiçbir arkadaşıma danışmadan “aday değilim” dedim, arkadaşlarımın büyük çoğunluğu gönül koydu ama saygı duydular. CHP o masadan “biz kalkıyoruz” diyebilir. Masa dağılır mı ayrı bir şey. Ama böyle bir şey olacağını sanmıyorum.

Ne Sayın Yavaş’ın ne Sayın İmamoğlu hakkında olumsuz bir düşünceye sahip değilim. Bu arkadaşlarımızın seçimlerinde gayret sarf ettik. 31 Mart’taki seçimin aklı, stratejisi bizden. İttifakla gidelim teklifini CHP’ye götüren biziz. Sayın İmamoğlu’nun aday olmasını sağlayan ben değilim. Onu Sayın Kılıçdaroğlu aday gösterdi ama şahıs olarak çok çalıştım. Ankara’da Sayın Yavaş’ın aday olması için gayretlerimiz oldu. Bu arkadaşlarımız kazandı. Bu arkadaşlarımızla ilgili ortaya çıkmış bir yolsuzluk yok. Hizmet yapmaya gayret ediyorlar. Onları methediyorum. Aday olmalarıyla ilgili de bir problemim yok.

Kılıçdaroğlu’na 15 milletvekili nedeniyle borcumuz yok. Borcumuz varsa da 31 Mart’ta ödedik. Koskoca İBB’de 2 genel müdür, 2 genel müdür yardımcısı dışında üyemiz yok. Ben istemedim. Ankara’da da Sayın Mansur Yavaş’a telefon açıp, bir kişinin genel müdürlüğüne dair talebim olmadı. Özellikle İstanbul’un alınmasını, bugün Cumhurbaşkanlığının konuşulmasını sağlayacağına inandığım için teklifi götürdüm. CHP bize buyurun demedi. 15 milletvekilini ben istedim. Bir kısım insan var, bizim arkadaşlarımızın bu konuda çok incitildiğini biliyorum.''