AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Tekin, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de 22 bin 546 özel okul bulunduğunu belirten Tekin, bu özel okullar içerisinde fahiş fiyat artışları yapan okul sayısının çok sınırlı olduğunu dile getirdi.
Belli sayıdaki okulun eğitim ücreti için fahiş kabul edilebilecek artışlar yapınca sanki bütün özel okullar aynı şeyi yapmış gibi algılandığını ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Orada özel okullarımızın hakkını korumamız lazım. Biz özel okulları temsil eden derneklerle dört ayrı dernekle de sık sık görüşüyoruz. Bu anlamda kendi içlerindeki denetimleri yapmalarını da kendilerinden istiyoruz. Özel okulların büyük çoğunluğunda bu bahsettiğiniz artışlar yok. Ancak istisna olarak çok az sayıda özel okulda bu artışlar oldu, onları da biz zaten 'enflasyon artı yüzde 5' oranında zam yapma hakları var, ara sınıflar yani kayıtlı öğrenci için. Çünkü alacağı hizmetle ilgili bir sözleşme yapılmış. Biz o sözleşme üzerinden 'yüzde 5 zam yapabilirsin' diye söyledik büyük oranı da uydu. Yeni kayıtlı öğrencilerle ilgili ise orada özel okullar bu hizmetin bedeli olarak velilerden istedikleri rakamlar konusunda da yine bizim bu anlamdaki karşılıklı görüşmelerimizde ortaya çıkan rakamlara uydular. Pandemi sürecinde eğitim-öğretim ücretlerinden istedikleri artışı elde edemeyen okulların, kırtasiye, kitap, kıyafet, yemek, etüt ve benzeri konularda oradaki açıklarını kapatmak için oraları biraz ağırlık vermişlerdi, onu da yine oturduk kendileriyle konuştuk."
- "Ders kitaplarının okutulmasını zorunlu hale getirdik"
Bu anlamda ciddi denetimler yaptıklarını kaydeden Tekin, özellikle yardımcı kaynaklar başta olmak üzere kitaplarla ilgili yaptıkları denetimlerde, sıkıntılı bir fiyat politikası belirleyen özel okullara mevzuattaki yaptırımları uyguladıklarını anlattı.
Bakan Tekin, "Orada da asgari ücretin 10-20 katı ve üçüncüsünde de kapatma var, bu cezaları uyguladık, uygulamaya da devam edeceğiz. Bu yıl hem yeni bir müfredatın başlangıcı açısından hem de bu tür tartışmaları ortadan kaldırmak adına biz özel okullarımızda resmi, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımızın onayladığı ders kitaplarının okutulmasını zorunlu hale getirdik. Ders kitaplarını biz zaten okullara göndermiş olacağız, onlar da öğrencilerle paylaşmış olacaklar, ilave ders kitabına ihtiyaçları yok." ifadelerini kullandı.
- "Özel okullara taviz vermeyeceğiz"
Ders kitaplarının, çocukların hem eğitim-öğretim süreçleri hem de üniversiteye giriş açısından öğrencileri en iyi şekilde hazırlayacak içerikte olduğunu vurgulayan Tekin, ÖSYM'nin soru bankasını ders kitapları ve müfredat üzerinden oluşturduğunu söyledi.
Bakan Tekin, "Dolayısıyla çocuklarımız özel okula gitse dahi ilave başka ders kitabına ihtiyacı yok. İhtiyaç duyduğu diğer yardımcı materyalleri de biz EBA üzerinden paylaşıyoruz. Ben büyük oranda çocuklarımızın bu ihtiyaçlarını giderdiğimizi düşünüyorum, velilerimize de bu vesileyle bunu bir kez daha hatırlatmış olayım; özel okullara bu konuda taviz vermeyeceğimizi de buradan hatırlatmamız gerekiyor." dedi.
"Yemek, kıyafet, kitap ve etüt ücretlerindeki artışa ilişkin mevzuata yeni bir madde getirilip getirilmeyeceği" sorusu üzerine Tekin, bunların sadece Bakanlığının inisiyatifinde olan bir konu olmadığını; kırtasiye, kıyafet, servis, yemek konusunun Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenmesi gereken bir alan olduğunu ve ilgili bakanlığın bu konudaki denetimlerini yapacağını dile getirdi.
- "Resmi ya da özel okullar arasında kalite ayrımı gütmeyi doğru bulmuyorum"
Bakan Tekin, "özel okulların Türk Milli Eğitim Sistemine katkısı, sınav başarısı, özel okulların daha iyi eğitim verdiğine ilişkin algıların Türk toplumunda yaygın olduğu ve buna ilişkin değerlendirmesine" dair soruya şu yanıtı verdi:
"Ben resmi ya da özel okullar arasında kalite, nitelik ve benzeri bir ayrım gütmeyi doğru bulmuyorum. Hepsinin büyük oranda aynı standartta eğitim-öğretim verdiklerine inanıyorum. Fakat hepimizin çocukları kendisi açından, hepimiz açısından çok değerli ve çocuğunuzun en iyi şekilde yetişmesi için alacağınız hizmetin türünü farklılaştıran bir tabloyla karşı karşıyayız. İşte çocuğunuzun yabancı dil konusunda bakanlığın çizdiği profilin dışında ilave olarak farklı bir eğitim olmasını istiyorsanız, yabancı bir okula veya yabancı dile önem veren başka bir okula, yahut farklı sportif alanlarda faaliyet gösteren özel okul gruplarımız var. Yani sizin çocuğunuz için almayı düşündüğünüz hizmete göre özel okul grupları var. Herkes özel okula çocuğunu gönderirken farklı parametrelerle gönderiyor. Ben hani 'devlet okulları daha iyi, özel okullar daha kötü' ya da 'özel okullar çok iyi, devlet okulu...' Bu ayrımı doğru bulmuyorum. Hepimiz çocuklarımızla ilgili farklı bir beklenti içerisindeyiz. Siz bu beklentinize cevap verebilecek bir okula çocuğunuzu kaydediyorsunuz."
Türkiye'deki özel okul sektörünün büyük oranda bu anlamda sorumluluklarının bilincinde hareket eden yapılar olduğuna işaret eden Tekin, özel okullara kamusal anlamda üzerlerinden "yük alan paydaş" olarak baktıklarını ifade etti.
Özel okullara ilişkin ücret ve eğitim kalitesi denetimi konusunda Bakanlığının etkin rol üstlendiğini kaydeden Tekin, pandemi sürecinde yaşananları ve Kahramanmaraş merkezli depremlerle de özel okul sektörünün sıkıntılar yaşadığını kabul etmeleri gerektiğini vurguladı.
Bakan Tekin, "Piyasa kendi içinde bir düzene giriyor şu anda. İçinde bulunduğumuz eğitim-öğretim yılında hem özel okuldaki çocuklarımızın eğitim-öğretim ücreti açısından hem yemek ve kıyafet açısından hem de özel okulda çalışan öğretmen arkadaşlarımızın ücretleri açısından daha da dengeli bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Biraz önce bahsettiğim zorlukların yavaş yavaş aşıldığı bir döneme girdik. Ben o anlamda özel okulların Milli Eğitim Bakanlığıyla koordineli biçimde hizmetlerini yürüttüğünü düşünüyorum." şeklinde konuştu.