HABER MERKEZİ / DİYARBAKIR’da son günlerde gündeme sıkça getirilen ve sosyal medyada da hızla yayılan, Milli Eğitim Müdürlüğü’nde yaşandığı ileri sürülen olumsuz iddialar, tüyler ürpertti.

WhatsApp Image 2022-10-17 at 13.35.13

Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali ile iki önemli ilçe müdürü arasında, Bakanlık tarafından okullara gönderilen ödeneklerin kimlere kullandırılması konusunda tartışma çıktığı ileri sürüldü. Milli Eğitim Müdürü’nün, okulların özellikle kaynak kitap ve kırtasiye alımında, kendi istediği firmalarla çalışılmasını istemesi ve bu isteğine iki ilçe müdürünün karşı çıkması, ‘Milli Eğitim’de rant kavgası mı?’ dedirtti.

ÇİLİNGİRLE KAPI AÇILDIĞI İDDİASI!

Son zamanlarda ‘rant kavgası’ iddialarıyla çalkalanan Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’nde yaşandığı ileri sürülen ve tüyler ürperten iddiaların araştırılması için, Bakanlığın müfettiş gönderip göndermeyeceği, merak konusu oldu. Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’nde alt-üst ilişkilerinin, birbirlerine karşı koz olarak kullanmaya başlayan il ve ilçe müdürleri arasındaki bu kavganın, çilingirlere kadar uzandığı iddia edildi.

WhatsApp Image 2022-10-17 at 13.33.22 (1)

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali’nin, Kayapınar ilçesine, iki hafta önce gönderdiği il Müdür Yardımcısı ve Şube Müdürü ile kurumda bulunmayan, taziyeye gittiği iddia edilen bir Şube Müdürünün, odasını çilingirle açtırıp, odadaki bazı evrak ve dosyalara el koyarak, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğüne taşıdığı iddiaları ise, adeta kan dondurdu.

WhatsApp Image 2022-10-17 at 13.33.22

SOSYAL MEDYADAN ÇAĞRI!

Eğitim camiasını adeta çalkalayan bu iddialarla ilgili olarak, Bakanlığın bir çalışma yapıp yapmayacağı merakla beklenilirken, kentin özellikle sivil toplum örgütleri temsilcilerinden, sosyal medya üzerinden ilgili ve yetkili makamlara şu çağrı yapıldı: “‘Yaşanan bu kavga, eğitim camiasının tamamı olmak üzere, özellikle okul idarecilerini işlerini yapamayacak huzursuz bir ortama sürüklemiştir. Diyarbakır’da filler tepişirken, maalesef çimenlerin ezildiği bir vaziyet yaşanmaktadır. Okul idarecileri, birilerinin kendilerini telefonlarla yönlendirme, hesap sorma, görevden almayla tehditleri ve söylemleri karşısında, artık çalışabilecekleri bir ortam, kendilerini koruyacak bir mekanizma olmadığını ifade ederken, güçlünün yanlış şeyler yapmasına rağmen korunduğu, bir sürece şahit olmanın üzüntüsü dile getiriliyor. Bu acı tabloyu kimse kaldırmayacak mı?’’