Bursa'nın Gemlik ilçesinde Gemlik Belediyesi, İstanbul Planlama Ajansı ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından "Marmara Depremine Gemlik’ten Bakış, Afet Zararlarını Azaltma Çalıştayı" Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Bilim Akademisi Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, olası İstanbul depremine ilişkin uyarılarda bulundu.
Gazete Duvar'ın haberine göre Görür, beklenen Marmara depremine değindikten sonra kentleri depreme hazır hale getirmek için yapılması gerekenleri anlattı. 13 milyon yıldır depremlerin bu coğrafyada devam ettiğini söyleyen Görür, "Depremlerin bitmesini beklemeyin. Depremin bitmesi demek dünyanın ölmesi demektir. Bu nedenle depreme dirençli yerleşim alanları yapmamız gerekir. Depreme dirençli yerleşim alanlarını Japonya, Meksika, Şili, İtalya yapmış. Biz neden yapmıyoruz? Bizde olmayan şey, siyasi irade. Depremi önceleyen, önemini kavramış hükümet yok. Dünyada hiçbir ülke bizim kadar depreme hazırlanmamıştır rapor üzerinde. 'Depremde ne yapalım' diye yüzlerce rapor görürsünüz. Ama yapılan şey oldukça az. Bizim amacımız, deprem dirençli yerleşim alanlarına sahip çıkarak insanımızın ölmemesini sağlamak" diye konuştu.
Depremler olmadan önce bilim insanlarının uyarıda bulunduklarını ifade eden Görür, "Depremlerin geleceğini söylüyoruz ama ne aziz halkım ne yerel yönetimler ne de merkezi yönetimler duyuyor. 99 depremlerinde, Elazığ’da, Maraş’ta bağırdık. Halen daha söylüyoruz. Marmara'ya dikkat edin, büyük bir deprem geliyor. Gelmesini mi bekleyeceğiz?" diye sordu.
7.2 ile 7.6 büyüklüğünde deprem uyarısı
Görür, Marmara Denizi için asıl tehlikenin Kuzey Anadolu Fayı'nın Kuzey Kolu olduğunu, bu kolun minimum 7.2 ile 7.6 büyüklükte deprem üretebildiğini söyledi.
İlçenin depremselliği üzerine konuşan Görür, Gemlik, Mudanya ilçelerinin doğrudan doğruya Kuzey Anadolu Fayı'nın etkin olan Güney Kolu'nun üzerinde bulunduğunu ifade etti. Görür, ilçelerin depreme hazırlanması için önce tehlikenin nereden geldiğini, fayların özelliklerini bilmek gerektiğini söyledi. Görür, "Yerel yönetimlerin en başta tehlike analizini yaptırmış olması gerekir" dedi.
Afet risklerini haritalar üzerinde belirleyen çalışmalar olan mikro bölgeleme çalışmalarına dikkat çeken Görür, "Türkiye'de yapılan iki mikro bölgeleme alanı var. Biri İstanbul'da yapılmış, biri İzmir'de yapılıyor. Belediyelere sorsak hepsi yapmış. Mikro bölgeleme çalışmalarıyla kenti depreme hazırlayabilirsiniz. İlçenin veya ilin mekan kullanımı, geleceğini kontrol eden siyasi irade veya rant değil, mikro bölgeleme verileri. Asıl komutan doğanın kendisi" dedi.
Gemlik ve çevresindeki yerleşimleri depreme dirençli hale getirmek için öncelikle yönetim sisteminin değiştirilmesi gerektiğini belirten Görür, diğer unsurları halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekosistem, ekonomi olarak sıraladı. Kentsel dönüşümün kenti depreme hazırlamadığını ifade eden Görür, ekonomi konusundaki sözleriyle konuşmasını tamamladı:
"Bizim ekonomimiz depreme hazır değil. Maraş depremine bakın. İş insanları ekip, ekipman bulamıyorlar. Dünyayla ilişkiyi kaybettiler. 'Daha 20 sene kendimize gelemeyiz' diyorlar. Marmara'da deprem olursa bütün Türkiye ekonomik olarak çöker. İş insanlarımızın deprem dirençli sanayi alanlarına sahip çıkmaları gerekir. Ekonominin depreme hazırlanması mümkün fakat iş dünyamız bu yönde çalışma yapıyor mu?"