31 Mart yerel seçime sayılı günler kala siyasetin nabzı daha da artıyor. Görünen o ki bu seçime bazı illerde ikili aday yarışlarıyla çoğu illerde ise ittifakların olmayışından dolayı çekişmeli ve sürpriz geçeceği öngörülüyor.
Partilerin ve adayların yerel seçim stratejilerine baktığımızda birbirilerine benzer projeler, açıklamalar ve neredeyse aynı vaatler karşımıza çıkartıyorlar. Dikkatimizi çeken en önemli şeyde yapılacak olan yerel seçimlerin belediyecilik ve aday tartışması yapılması gerekirken bunun yerine partilerin tartışılması seçimin genel seçim havasında ve siyasi bir hesaplaşmada geçmesidir. Merak edilen yerel seçim sonuçları ve yerel seçim sonrası Türkiye’de siyasetin nasıl ve hangi yöntemlerle değişeceği. Yeni siyasi yapıların ve aktörlerin nerede ve nasıl konumlayacağıdır.
Nasıl yaşamak istiyoruz?
Yerel seçimler geleceğe dair birçok bakımda sınav niteliği taşıyor. Yerel seçimlerin aslında basit bir seçim olmadığını hissediyoruz. Yerel seçimler aslında bir partiye veya adaya oy verirken nasıl bir gelecek istiyoruz. Nasıl bir şehirde ilçede yaşamak istiyoruz diye düşünülmesi gereken demokratik bir katılım imkanı sağlıyor.
Onun için kendini ve kentini önemseyen bir seçmen kime oy vereceğini iyi araştırması ve değerlendirmesi gerekir. Çocuklarımızın sosyalleşmesi, sağlıklı büyüme ve gelişimi de bu belediyecilik anlayışı ile imkan sağlıyor ve etkisi oluyor.
Aslında seçim kolay, asıl zor olan millete hizmet yarışında aday ve başkan olabilmektir. Tecrübesi ve liyakatı ile üstlendiği görevin sorumluluğunu taşıyabilmektir.
Eflatun ‘Devlet’ kitabında, ailesini bile yönetmekte acze düşenlerin, toplumu yönetme iddiası karşısında şaşkınlığını ifade ediyor. “Bunların çoğunun ya ahmak ya da cahil” olduğunu söyler. Siyasete talip olunmayacağını, şehrin ayanlarının talebi ile, belli bir yaş ve tecrübe sahibi insanlardan oluşan bir heyetin devleti yönetmesi gerektiğini söyler.
Nasıl bir lider?
Günümüzde yönetimlerin meşruiyeti, halka dayanmaktadır. Demokrasilerde meşruiyetin sürdürülmesinde halkın memnuniyetinin birinci dereceden belirleyici olduğu söylenebilir. Halkın memnuniyet düzeyi, iktidar aktörlerinin bu bağlamdaki performanslarıyla ilintilidir. Bu nedenle de yerel siyaset aktörler, siyasal söylem ve çözümleri yerel halkın beklenti ve memnuiyetine dayandırmak durumdadır.
Yine Şeyh Edebali’nin Osman Gaziye vasiyetinde; Ey Oğul; "İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölürler. Unutma ki dünya sandığın kadar büyük değildir. Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüzdür. Hırsımız, bencilliğimiz...”Dünya bir garip han, bir hoyrat mekan, İnsan bir garip varlık kabına sığmayan... Hayat bir yudum su, bir anlık rüya... Ömür bir kısa yol tekrarı olmayan... Bu yolda nazarımızı sonsuzluğa dikip; büyük yürümek ve büyük ölmek gerek. Bu yolda hırs, diken; benlik ve kibir, engeldir oğul. Sakın ha kendine takılmayasın ve kendinde boğulmayasın. Teklik sadece Allah'a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kişilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmasan yolda takılıp kalırsın oğul. Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulup gidersin." diye başlayan vasiyetinde bir liderin olması gereken özellikleri ve yapması gereken işleri özetliyor
Adayda bizden biri…
Aslında seçtiklerimiz, içimizden birileridir. Ve bunlar toplumun bir parçasıdır. Yetkilerini bizden alırlar ve bize hesap vermek zorundalar. Halkın hakimi değil, hadimi olmak zorundalar. Onun için seçtiğimiz seçeceğimiz adayın kişiliği, profili, vizyonu, projeleri, insana doğaya ve hayvana verdiği önem, eğitim seviyesi, liyakatı, ulaşılabilir olması, mütevaziliği, ekip ruhu ile çözüm odaklı kadrosunun olması ve halk nezdinde karşılığın olması çok önemlidir.
Sonuç olarak; Biz neysek eğitim sistemimizde odur yönetim şeklimizde odur. Her toplum layık olduğu şekilde ve tarzıyla yönetilir. Kötü toplumun yöneticisi kötü, iyi toplumun yöneticisi de iyi olur..!
Nokta kadar menfaat için
Virgül gibi eğilenler,
Sonunda düz hat olup
Çiğnenmeye mahkümdurlar.
(Anonim)