Gönül AKTEPE/ Seçimleri kaybetmesinin ardından, eleştiri oklarının hedefinde olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra ilk kez bir canlı yayın programına konuk oldu. Gazeteci Uğur Dündar’ın, CHP liderine sorduğu o soru ise, sosyal medyada defalarca tıklanma ve paylaşıma ulaştı.

Narin Güran ait görüntüler Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenecek Narin Güran ait görüntüler Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenecek

“Neden kimsesiz çocuk gibi bıraktınız?”

Dündar'ın, Kılıçdaroğlu'na yönelttiği o soru ise, "Yurttaşlarımızı, seçmenleri 1-2 meslektaşımız ile kısa görüşmelerin dışında, adeta cami avlusuna terk edilmiş kimsesiz çocuklar gibi, yalnız bıraktınız. Niçin bunu yaptınız?" şeklinde idi.

Canlı yayınlanan programda, istifa etmesinin CHP liderine yakışan bir hareket olacağını ifade eden Dündar, “Seçim gecesi ekrana çıkıp, seçimi yenilgiyle tamamladığınızı, ama yenilginin kaybetmek anlamına gelmediğini, bu yenilginin nedenlerini izah ederek, Türkiye’ye güçlendirilmiş parlamenter sistemi, yani gerçek demokrasiyi getirme sözünü veren bir lider olarak, batıdaki mevkidaşlarınız gibi, ‘evet böyle oldu ama ben tüm sorumluluğu üstüme alıp istifa ediyorum’ diyebilirdiniz. Böylece bir ilki Türk siyasi tarihinde başlatabilirdiniz” dedi.

“Kazanacağımıza inanıyorduk”

Seçimde mağlubiyete uğramasıyla, derin bir sessizliğe gömülen CHP liderinin, kendisini destekleyen milyonlarca seçmene karşı sorumluluk bilinciyle detaylı bir açıklama yapmaması, hem medya, hem den seçmen tarafından büyük tepki toplamıştı.

 

Gazeteci Uğur Dündar da, bu tepkileri CHP liderine yöneltti. Soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Dündarı’ın sorusuna: “Şöyle başlayalım. Bir... Sordunuz, bir pişmanlık duyuyor musunuz diye. Bugüne kadar yaptığım çalışmalar, ki bunu özveriyle yaptığıma inanan birisiyim, bunlardan herhangi bir pişmanlık duymuyorum.

İki, Türk siyasetinde önemli bir aşamayı kaydettik. Demokrasiye taraftar olanlar, demokrasiyi savunanları Cumhuriyet Halk Partisi bir araya getirdi.

Bizim siyaset tarihimizde bir ilktir, ama bunlar konuşulmuyor, unutuldu bunlar. Oysa bunların konuşulması lazım. Üç, iktidar olduğumuzda neler yapacağımız konusunda oturup, bir yıl çalıştık ve bir mutabakat metni hazırladık. Hayatın her alanı, ekonominin her alanı, sosyal yaşamın her alanıyla ilgili neleri yapacağımızı ortaya koyduk. Yeteri kadar anlattık mı tartışılabilir. Ve öyle bir noktaya geldi ki toplumun her kesimiyle diyalog kurduk. Apartman görevlisinden tutun sanayicisine kadar.

Her şeyi anlatmaya çalıştık, dolayısıyla sosyal kimlikler üzerinden de giderek toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Bunu yaptık mı yaptık. Ha yeteri kadar oldu mu olmadı mı bu tartışılabilir. Ama önemli adımlar attığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.

Tabii biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil, neredeyse bütün anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu, biz de kazanacağımıza inanıyorduk. O bağlamda 6 lider ve 2 büyükşehir belediye başkanı arkadaşımızla beraber alanlara çıktık mitinglerimizi yaptık.

3 mitingimizi bütün adaylar beraber, onun dışında her bir genel başkan, büyükşehir belediye başkanları değişik yerlerde mitingler yaptılar ve toplumun her kesimini kucaklamaya özen gösterdik. Doğru, medya da buna inandı.

Yani sizler de inandınız, dediniz ki artık Türkiye'de bir değişim var ve bu değişimin sonucu ortaya çıkacak diye.

“Beklediğimiz gibi olmadı”

Ama beklediğimiz olmadı. Siz beklediğimizin olmamasının elbette doğal olarak bizim üzerimizde bir üzüntüye yol açtığını herhalde kabul edersiniz. Biz de insanız sonuçta, yani emek harcadınız, çaba harcadınız, belli bir yere geldiniz, üzüldük bundan. Üzüldük ama yine de ben o akşam konuştum. O akşam 6 lider bir araya geldi.

O akşam bir toplantı yaptık. Daha sonra da bir toplantı yaptık ve yine bu salonda yaptım basın toplantısı. Bu salonda da yine basın mensuplarına seslendim, düşüncelerimi ifade ettim.

Arkasından doğal olarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni bir sefer çok iyi tanımak lazım, Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir parti değil. Cumhuriyet Halk Partisi bir lider partisi de değil.

Cumhuriyet Halk Partisi kökleri Kuva-yi Milliye'ye uzanan, demokrasi konusunda, ülkenin bağımsızlığı konusunda büyük mücadeleler veren bir partidir.

“CHP liderleri en zor sınavları veren genel başkanlardır”

“Cumhuriyet Halk Partisi liderlerinin tarihte görülür, bakıldığı zaman görülür; en zor sınavları veren genel başkanlardır. Suikastler yapılmıştır, linç girişimleri yapılmıştır, pek çok olaylar CHP genel başkanlarını bu olumsuz olaylarla karşılaşmışlardır. Ama asla ve asla geri adım atmamışlardır.

O akşam oturduk konuştuk, hem liderlerle hem de biz kendi partili kurmay arkadaşlarımızla oturduk konuştuk. Nasıl bir yol yöntem izleyelim diye. Önce arkadaşlarımızı yani parti meclisimizi topladık, MYK'mızı topladık, milletvekillerimizi topladık.

Grubumuzla beraber her bir arkadaşımız parti meclisinde oturdu bütün ayrıntılarıyla masaya oturduk ve çalıştık. Meclis grubumuzu topladık, oturduk ve durumu değerlendirdik” şeklinde yanıtladı.

Dündar’ın bu sorusu ve Kılıçdaroğlu’nun cevabı ise, sosyal medyada on binlerce beğeni ve yorum aldı.