Çelik, Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.
Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyen Çelik, askerlerin ailelerine ve millete başsağlığı dileklerini iletti.
Bugünün Türk demokrasisi ve AK Parti tarihi açısından önemli bir gün olduğunu ifade eden Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkın oyuyla doğrudan cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin 9'uncu yıl dönümünde olduklarını anımsattı.
Erdoğan'ın başbakanlık görevinden sonra cumhurbaşkanı olmasının da AK Parti tarihi açısından tarihi bir dönemeç olduğunu vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün bu süreç, siyasi hayatında, yasaklarla, engellerle, görünür ve görünmez siyasi suikastlerle karşılaşmış olan Cumhurbaşkanımızın, milletimizin desteğini alarak sadece milletimize dayanarak, milletten başkasının sözüne itibar etmeyerek yürüdüğü yolda demokrasi mücadelesinin taçlanması anlamına gelmektedir. 9 sene önce bugün, vesayet düzeninin sonlandırılması açısından çok daha yüksek bir aşamaya geçilmiş oldu."
- "Milletimiz de hiçbir zaman onu yalnız bırakmamıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, emanete sonuna kadar sahip çıktığını, bütün gücüyle milletin verdiği emaneti taşımaya gayret ettiğini ve bunu başarıyla taşıdığını bütün dünyanın kabul ettiğini söyleyen Çelik, pek çok tarihi olayda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletin hak ve menfaatlerini, geleceğini düşündüğünün, bedeli, riski, tehlikesi ne olursa olsun emanete sahip çıkmayı sürdürdüğünün görüldüğünü belirtti.
Çelik, "Kuşkusuz Cumhurbaşkanımız, milletimizin iradesine ve emanetine var gücüyle sahip çıkarken milletimiz de verdiği her destekle hiçbir zaman onu yalnız bırakmamıştır. Bu vesileyle AK Parti Genel Merkezi'nde Sayın Cumhurbaşkanımıza, Genel Başkanımıza bir kez daha millete ve devlete hizmet yolunda üstün başarılarının devamını diliyoruz. Allah, sağlık ve sıhhat içerisinde millet için harcadığı bu mesaisini daha da bereketlendirsin, milletimiz ve devletimiz için yeni ufuklara kavuştursun." diye konuştu.
- BM Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanlığı teklifi
Ömer Çelik, "sıfır atık" konusunda Türkiye'nin ortaya koyduğu inisiyatifin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın inisiyatifinde yeni aşamalara ulaştığını dile getirdi.
Geçen yıl Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin özel davetlisi olarak Emine Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'na katıldığını, o günün 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildiğini anımsatan Çelik, daha sonra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in yazılı olarak BM Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanlığı teklifinde bulunduğu Emine Erdoğan'ın kabulüyle, bu mekanizmanın hayata geçirildiğini kaydetti.
BM Sıfır Atık Danışma Kurulu'nun ilk toplantısının çevrim içi olarak gerçekleştirildiğini anlatan Çelik, "Politikadan sorumlu BM Genel Sekreteri ve BM Habitat İcra Direktörünün katılımıyla oldu bu. Burada, 5 yıl önce yüzde 13 olan geri kazanım oranının kısa sürede yüzde 27,2'ye ulaşması, 2022'de yüzde 30'a ulaşması ve 2035 yılında yüzde 65 ulaşma şeklindeki hedefimiz Hanımefendi tarafından zikredildi." dedi.
Bunun şu an dünyanın içinde bulunduğu durum açısından çok daha büyük bir önemi olduğuna değinen Çelik, şöyle devam etti:
"İklim bilimciler, bütün yüzyılların en sıcak aylarından birini geçirdiğimizi söylüyor. Bu doğrudan çevredeki dengesizliklerin bir neticesi olarak gözüküyor. Fakat çok daha tedirgin edici, hepimizin dikkatini çeken bir cümleyi Guterres ifade etti. 'Dünya küresel ısınmadan, küresel kaynamaya geçmiştir' dedi. Buzulların böyle güçlü parçalar halinde kopmaya devam etmesi ve diğer unsurlar, bu tedirginliği arttıran insanlık, dünyanın karşı karşıya olduğu tehlikeyi net bir biçimde gösteren bir tablo olarak ortaya çıkıyor."
- "Projenin diğer devletler tarafından örnek alındığını görüyoruz"
Çevreye yapılacak her katkının, dünyanın ve doğanın cömertliğiyle anında geri döndüğüne dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla Emine Erdoğan'ın inisiyatifinde gerçekleşen Sıfır Atık Projesi'nin diğer devletler tarafından örnek alındığını görüyoruz. Bu çerçevede bu kurul, 2026'ya kadar üç yıl görev yapacak. BM kurumlarıyla işbirliği içinde bunlara belediyelerimiz de destek verecek. Hanımefendi'nin başlattığı bu inisiyatifin küresel bir inisiyatif haline gelmesi, diğer devletler için örnek teşkil etmesi, Türkiye'nin ortaya koyduğu küresel düzeyde kabul gören bir inisiyatif olarak son derece kıymetli bir misyonu sürdürmektedir."