İslam’ın önde gelen Halifelerinden Hz. Ömer’in isminin bugünlerde kirli siyasette alet edilmesine üzgün ve kızgınım!
* * * * * * * * *
Allah aşkına siz kimsiniz ya? Siz Ömer’in kesip attığı tırnak olamazsınız. Onun adaleti, onun hakkaniyeti, onun dürüst ve temizliği hanginiz de var? Hiçbirinizde bunun zerresi yok!
* * * * * * * * *
Hz. Muhammed (S.A.V)’in ‘’Benden sonra Peygamber gelseydi Ömer olurdu’’ dediği ismi siz nasıl kalkar kirli siyasetinize alet edersiniz. Yani bütün numaralarınız bitti, şimdi de sıra Ömer’e mi geldi? Yazıklar olsun!
* * * * * * * * *
Oy alabilmek için millette her türlü vaatlerde bulanabilirsiniz, işiniz bu, siyaset yapıyorsunuz sonuçta. Siyasettin ham maddesi millettir. Millet kime inanırsa ona destek verir. Geçmişte bu milletin aklıyla çok dalga geçildi. Seçim meydanlarında ne anahtarlar havada uçuştu. Ama iş başına gelindiğinde hepsi havada kaldı. Millet de onları tarihin çöplüğüne gömerek, gereğini yaptı.
* * * * * * * * *
Dünya değişti. İnsanlar değişti. 5 yaşındaki çocuk bile elindeki tablet ve telefonla dünyayı takip ediyor. Milleti kandırmak, oy için istismar etmek imkânsız artık.
* * * * * * * * *
Yanınızdaki en yakın isim şehit ailesine; ‘’Senin bacını s…..’’ diyecek, siz de kalkıp, ‘porno siteleri’, ‘yavşaklar’ gibi sözler sarf edip ondan sonra da ‘Ömer’in yolunda’ diyeceksiniz öyle mi? Ayıp yahu! Biraz edep…
* * * * * * * * *
Dönün bir bakın, okuyun, inceleyin. Ömer’in tek bir arkadaşından bırakın küfrü en ufak kötü bir söz bulabilir misiniz? Mümkün değil. Bulamazsınız. Sadece siz değil, bu ahir zamanda hiç kimse Ömer’in arkadaşlarındaki özelliğe sahip arkadaş zenginliğine ve üstünlüğe sahip değildir. Olamaz da. Çünkü öyle bir insan yok maalesef.
* * * * * * * *
Ömer’in yolunda olmak demek, yalan söylememektir. Ömer’in yolunda demek, adaletli olmak demektir. Ömer’in yolunda demek dürüst olmak demektir. Siyasettin tam da ortasında olan hele hele ülkeyi yönetmeye aday bir kişinin Ömer’in yolunda iddiası pek de inandırıcı değildir. Sadece onun için değil siyasetin Ömer ismini alet etmesi kabul edilir değil! Nefsine hakim olamayanlar, onun yolunda gidemeyeceklerini bile bile bu yalanı söylemeleri her şeyden önce Hz. Ömer’e büyük bir saygısızlıktır.
* * * * * * * * *
Elinizdeki bütün argümanlar bitti şimdi de sıra Hz. Ömer’e mi geldi? Başka şeyler üretin kardeşim. Mesela deyin ki; bu ekonomi kadromuzla kurtarıcı olacağız. İş başına geldiğimizde bugün bize sponsor olan işadamlarına ihale paslatmayacağız. Doları, altını bu pahalılığın önüne geçeceğiz. Çalmayacağız, çaldırmayacağız deyin.
* * * * * * * * *
İnsanız, hepimizin hataları günahları vardır. Siyasetin ortasında olanların hatası ve günahı bir nebze daha fazladır. İslam’ın önde gelen ismini kendi çıkarları için kullanıp alet etmek hiç doğru bir yaklaşım değil.
* * * * * * * * *
Ömer’in yolunda sloganları ile oy avcılığına çıkanlar Hz. Ömer’i ne kadar biliyor ve tanıyor? Yapmayın arkadaş, biz ne kadar dini siyasete katmayın, uzak tutun desek de birileri özellikle dini siyasetin merkezine çekiyor. Ayıptır günahtır…
* * * * * * * * * *
Yazımı Hz. Ömer’in hayatından bir kesitle özetleyerek tamamlamak istiyorum; Hz Ömer, kız kardeşinin evine geldiğinde evden gelen Kur'an sesini işitmiş, ilk başta hiddetlenmiş fakat sonra, "Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih etmektedir..." diye başlayan Tâhâ ve Hadid surelerinin ilk ayetlerinden oldukça etkilenerek Müslüman olmuştur.
* * * * * * * * * *
Efendimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V'in vefatından sonra Hz. Ebû Bekir'in yaklaşık iki yıllık süren halifeliği, onun hastalanıp vefat etmesiyle son bulmuştur. Hz. Ebû Bekir son günlerinde ashabın görüşlerini alarak yerine halife olarak Ömer'i tavsiye etmiştir. Ahitnameyi Hz. Osman'a yazdırmıştır.
* * * * * * * * *
Hz. Ömer bin Hattab döneminde Bizans İmparatorluğu ile yapılan Yermük, Halep, Ecnadeyn, Demirköprü, Dathin, Firaz ve Qarteen muharebeleri ile Mısır, Suriye, Lübnan ve Filistin'i; Sasani İmparatorluğu ile yapılan Köprü, Nihavend ve Kadisiye muharebeleri ile de Irak'ın tamamı ve İran'ın büyük bir kısmı fethedildi. Ömer bin Hattab döneminde hilafet güçlendi. Hz. Ömer adaletli bir hükümdardı, devlet memurları ve valileri her zaman kontrol ederdi. Beyt-ül mal'ı, yani devletin hazinesini Müslümanlar arasında en iyi şekilde bölüştürmüştür. Kendisi çok yoksuldu, aylık geliri sadece 16-20 dirhemdi.[3]
* * * * * * * * * *
Miladi 31 Ekim 644 tarihinde, kendisinden alınan verginin azaltılmasını isteyen, ancak talebi kabul edilmeyen Mugire bin Şu'be'nin Fars kölesi olan Ebû Lü'lüe tarafından, Medine'de sabah namazında hançerle saldırıya uğradı. Saldırgan intihar ederken, Ömer bin Hattab ise saldırıdan üç gün sonra, 3 Kasım 644 tarihinde vefat etti.
Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.