GÜNDEM

Orhan Miroğlu: CHP huzur bulmadıkça Türkiye’ye huzur yok!

CHP’deki değişim tartışmalarına AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu da katıldı. Miroğlu, ''CHP huzur bulmadıkça, Türkiye’nin huzur bulmayacağına inananlardanım'' dedi.

AK Parti Mardin Eski Milletvekili ve AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Orhan Miroğlu, CHP'deki ''değişim'' çağrılara sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi. Orhan Miroğlu, şunları söyledi: 

''Türkiye’nin geleceğine, demokrasisi ve iç barışına kayıtsız kalınamayacağı gibi, giderek kırıcı bir hal alan CHP’deki değişim tartışmalarına da kayıtsız kalınamaz. Çünkü ikisi birbiriyle çok ilişkili. CHP huzur bulmadıkça, Türkiye’nin huzur bulmayacağına inananlardanım. Milyonların istediği şeyin onurlu bir huzur olduğundan hiç şüphe yok. Daha iyi bir muhalefet, daha iyi bir Türkiye demek. Ama CHP’deki değişim tartışmalarının ne yazık ki metodolojisinde sorun var, herhalde herkes fark ediyor ki, bir zamanlar -ve hala da-Kürt meselesinin çözümünden, tarafların başka başka şeyler anlaması sebebiyle, aslında tarihi bir adım olmasına rağmen, çözümün imkansız hale gelmesi gibi, güçlü bir muhalefet için mevcut şartlarda en ideal en güçlü parti olan CHP’de de, değişimden taraflar başka başka şeyler anlıyorlar, yıllar geçiyor hep yenilgiyle biten seçimler yaşanıyor ama değişim bir türlü gerçekleşmiyor!

'Yenil, hep yenil, yine dene bu defa daha iyi yenil' haline oluşmuş bir rıza , bir kabul var ki, yani anlaşılan Yahya Kemal’in sessiz gemi şiirindeki yolcular misali, ‘herkes memnun ki yerinden, dönen yok seferinden!’ Değişimle alakalı ortaklaşılmış bir metodoloji yok CHP’de! CHP muhafazakarlara gidemiyor, başka aracıları gönderiyor ve sonuç alacağını düşünüyor, CHP Kürt seçmene gidemiyor, orda da HDP’yi vekil tutuyor, HDP seçmeni en siyasi en bedeller ödemiş seçmen , itiraz ediyor HDP’nin CHP şubesi haline gelmesine, ve neticede bu sağlıksız ilişkiye mirasın gerçek sahibi olduğunu düşünen Kandil damgasını vurunca, CHP Kandil ve Özdağ arasında adeta pres oluyor!

Değişimle alakalı başka bir sorun: Değişim diye ortaya çıkanların değişimden anladığı; bu yukarda sözünü ettiğim ve CHP’nin en temel iki sorununa ( muhafazakarlar ve Kürtler) tarihsel bir yüzleşme üzerinden ve yeniden bakmak değil, liderin 'adamlarıyla beraber' gitmesi ve başka bir liderin 'adamlarıyla beraber' gelmesidir! Sayın Kılıçdaroğlu belediye başkanları toplantısında 'geçmişi temiz birini bulsam partiyi ona teslim ederim' demiş! Ne kadar zor bir söz bu! Bir lider yüzyıllık bir parti, devlet kurmuş bir partide eğer kendisi dışında geçmişi temiz birilerinin olabileceğine inanmıyorsa, yada şüphe duyuyorsa, sadece kendine inanıyor ve güveniyor demektir.

Kaldı ki, CHP’ye lider aramak önce sabıka kaydına bakmak anlamına mı gelir Allah aşkına! Ne demek geçmişi temiz biri?! Liderlik vasfı burdan mı geçiyor CHP’de? Geçmişi temizden ne anlamak lazım belirsiz, ama böyle bir tarif CHP’de siyaset yapanı da oy vereni de ne çok incitmiştir Allah bilir! Konuştukça baltayı taşa vurmak gibi bir psikolojik hal bu! CHP’yi bu ortamdan çekip çıkarmak için, partinin periferisindeki aydınlar, akademisyenler, elini taşın altına koymalı şu telifli - melifli ekran muhabbetlerine biraz ara vermeli, öncelikle değişim tartışmalarını ‘esnaf tartışmaları’ formatından çıkarıp, bir METODOLOJİYE kavuşturmak için çaba harcamalıdır.

Unutmayalım ki, güçlü bir demokrasi için güçlü bir muhalefete ihtiyacı var Türkiye’nin ve sanırım demokrasiye inancını koruyan hiç kimse 'Batsın şu CHP de, aydınlansın yolumuz' diyemez!''