Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER), Türkiye’de göçmenlere karşı ırkçılık yapıldığı gerekçesiyle saat 17.00’de Fatih’teki Saraçhane Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. Parkın çevresinde polis ekipleri tarafından yoğun güvenlik önlemleri alındı. Basın açıklaması sırasında parkın dışındaki zıt görüşlü bir grup slogan atarak tepkilerini dile getirdi. Bunun üzerine iki grup arasında gerginlik yaşandı. Polis ekipleri 6 kişiyi gözaltına aldı.

“Irkçılığın bir cahiliye tavrı olduğunu biliyoruz”

Erdoğan: Dış ticaret açığının en büyük sebebi enerji faturası Erdoğan: Dış ticaret açığının en büyük sebebi enerji faturası

AW032034_04
ÖZGÜR-DER Genel Başkanı Rıdvan Kaya yaptığı konuşmada, “Irkçılığın zihinsel bir hastalık olduğunu, bir azgınlık, kalp kararması olduğunu ve hepsinin temelinde de bir cahiliye tavrı olduğunu biliyoruz. Tüm insanlar gibi kendisinin de bir damla sudan yaratıldığını unutup azgınlaşan, Rahman’ın arzını Rahman’ın kulları için yaşanmaz hale getirmeye kalkışan bu cahili tutum şirkin ve zulmün bir yansıması, hududullaha karşı bir azgınlıktır. Son süreçte azgınlaşmasına karşın bu ülkede ırkçılık illetinin nevzuhur bir şey olmadığı açıktır. Bugün başta Suriyeliler olmak üzere ümmet coğrafyasının farklı bölgelerinden bu ülkeye sığınmış kardeşlerimizi düşmanlaştıran, onlara karşı her türlü iftirayı, tahkiri ve saldırganlığı meşru gören zihniyetin tam yüz yıldır bu ülkede farklı kesimlerden insanlara nasıl düşmanlık yaptığını iyi biliyoruz” dedi.

“Arapça tabelalar bile bunları rahatsız ediyor”
Kaya, “Bugün de karşımıza Arap nefreti, Arap düşmanlığı şeklinde çıkan söylemin ardında yatan temel saikin İslam ve ümmet düşmanlığı olduğu bellidir. İşte insanların kendi aralarında Arapça konuşmaları, yedikleri yemekler, kendi dükkanlarına astıkları Arapça tabelalar bile bunları rahatsız ediyor. Bu iğrenç tutumdan haklı olarak tiksiniyoruz ama şaşırmıyoruz. Bugün Arapça tabelalardan rahatsızlık duyanlar, bir dönem camilerimizdeki Lafza-i Celal yazılarını bile örtmeye kalkanlardır. Ayasofya buna şahittir. Arapça ezanı yasaklayanlardır, minareler şahittir. Kuran’ı yasaklayanlardır, bizden önceki nesiller ve her şeyi gören bilen Allah Teala buna şahittir” şeklinde konuştu.

“Ümmet birbirine düşman edilmeye çalışılıyor”
Kaya konuşmasının devamında, “Bu noktada Türk ırkçılığı ile Arap ırkçılığı da ortaklaşmaktadır. Irkçılar aslında aynı hedefe ateş etmektedirler. Türkiye’nin Libya’da ve Suriye’de bulunmasını işgal olarak görenler ile Arapları burada işgalci görenler aslında aynı yolun yolcularıdır. İki taraflı bir propaganda ile ümmet birbirine düşman edilmeye çalışılıyor. Evet bu ülkenin güvenlik sorunu var; insanların birbirine karşı daha bencil ve saygısız davrandığı; alkol ve uyuşturucu müptelalığının arttığı; çıplaklık ve teşhirciliğin adeta sokaklarda sele dönüştüğü; gençlerin ebeveynlerine karşı giderek daha kaba ve merhametsiz olduğu; evet tüm bunlar bu toplumun sorunları olarak önümüzde duruyor ve hayatı zorlaştırıyor, çirkinleştiriyor. Ama bütün bunların mültecilerle, muhacirlerle ilgisi yok. Bu toplum manevi, ahlaki bir kalkınma, bir kendine gelme süreci yaşamak zorunda, İslam ile barışmak, Allah ile irtibatını güçlendirmek zorunda. Tüm bu sıkıntıları, zorlukları görmezden gelip göçmen düşmanlığı yapmak ise ahmaklık ya da zalimlikten başka bir şey değil” ifadelerini kullandı.

“Hükümeti ırkçı saldırganlığa karşı daha net bir tutum takınmaya davet ediyoruz”
Hükümete seslenen Kaya, “Hükümeti ırkçı saldırganlığa karşı daha net, daha kesin bir tutum takınmaya davet ediyoruz. Irkçı dalgayı muhacirlerin hayatını zorlaştırmak suretiyle bastırma tutumu terk edilmelidir. İkamet izinlerinin uzatılmaması, çalışma izninde zorluk çıkarılması, Suriyeli öğrencilerin yükseköğrenimde fahiş harç ödemek zorunda bırakılmaları, yol izin belgesi vb. sıkıntılar giderilmelidir. Geri gönderme merkezlerinde yaşanan sıkıntılar, zulümler sona ermelidir. Savcıları da harekete geçmeye ve toplumu tahrik etmeye, linçe sevk etmeye yönelik söylemlere karşı mevcut ceza kanununu uygulamaya çağırıyoruz. İnsanlık suçları cezasız kalmamalıdır. Başta ticaret odaları, esnaf ve meslek örgütleri olmak üzere iş çevrelerini kuş diliyle konuşmayı bırakıp, ülkenin ekonomik yapısı içinde muhacirlerin fonksiyonu ve gerekliliği hususunda açık konuşmaya çağırıyoruz. İslami camiayı sorumluluğunu üstlenmeye, kardeşlik hukukunun gerektirdiği çabayı, sahiplenmeyi gecikmeden göstermeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.